TÜBİTAK’tan buluş bekliyoruz artık

DÜNYADA birçok yatırım projesine imza atmış olan yüksek mühendis Aslan Özmen bir not göndermiş.

"TÜBİTAK’tan artık buluş bekliyoruz" diyor. Bazı mühendis arkadaşlarınca ’TUBİTAK Aslanı’ diye övülen Özmen bakın neler yazıyor:

Haberin Devamı

500 milyon TL'lik fonlar sosyal konulara harcanıyor

"25.1.2009 tarihli Hürriyet gazetesinde, TÜBİTAK’ın ’medeniyetler ittifakı’ ile ilgili olarak yurtiçinde ve yurtdışında araştırma bursları vereceği ilanı yayınlanmıştır. ’Medeniyetler çatışması’ bir sosyal bilim konusu olup, TÜBİTAK’ın konusu değildir. Olsa olsa Başbakan’a ’yağcılık’ olsun diye ve de Sayın Başbakan’ın özel hobisi olduğu için bu konuyla ilgilenildiğini sanıyoruz.

TÜBİTAK 42 yıllık tarihinde benzer bir davranış göstermediği gibi, TÜBİTAK’ın konusu Bilim ve Teknoloji’dir.

OLMAYASIN bu günlerde iktidara keskin muhalif, /Tut dilini, gösterme dişini görünme ortalarda aktif. /Asarlar bir çan boynuna, Ergenekon nağmeleri üreten. /Demokrasi kalsa da lafta, dursa da rafta, sen kal pasif...
Vasfi Ayaz


AR-GE LAZIM

Bu konularda başlıca dallar fizik, kimya, biyoloji; uzay, astronomi, bilgisayar, tıp, mühendisliktir. Kimse TÜBİTAK’ın ne olduğunu bilmezken, durup dururken sosyal konulara buluşması bu kurumumuzun dejenere edilmemesi bakımından kabul edilemez. Akla gelen başka bir soru da, TÜBİTAK’ın kullanmakta olduğu 500 milyon TL’lik araştırma fonuna bazı ’parazitlerin’ bulaşmakta oluşudur.

Hükümet takdirlerimizle Türkiye’de ilk olarak AR-GE fonlarına 500 milyon TL’lik bir meblağı geçen yıl aktarmıştır. Ama üzülerek  söyleyelim ki, bu fonlar çeşitli holdinglerce bir nevi teşvik fonu gibi kullanılmaktadır. AR-GE adından da anlaşılacağı gibi araştırma geliştirme demektir. Türk halkı bu fonlar sonucunda yeni bir buluş beklemektedir. Örneğin dünyada olmayan buluşlar.... Güneş enerjisini elektriğe ’verimli’ çeviren bir aygıt; CO2 gazını emen ekonomik bir sistem veya elektrikle çalışan imal edilebilir bir otomobil gibi...

TÜBİTAK’ın kamuoyunca, elindeki fonların büyüklüğü bakımından yakından mercek altına alınması gerekir."

CHP doğuda DTP’ye, DTP batıda CHP’ye oy vermelidir
GÜNÜN SÖZÜ
"Sayın Başbakan Erdoğan, 1917’de Yıldırım Orduları Komutanı iken Filistin konusunda yedi düvele karşı, İsmet (İnönü) Paşa’nın da Lozan’da gösterdiği aynı tavırları, Davos’ta göstermiştir."
(Başbakan Erdoğan’ın dünürü gazeteci - yazar Sadık Albayrak)


VAN’ın Gevaş ilçesinden, CHP’li eski senatör ve emekli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Feyyat, geçenlerde Van’a giden DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e köşemizden bir mesaj gönderiyor:

"Güzel Van’ımıza hoş geldiniz. Milli Mücadele ruhunu taşıyan CHP, aynı CHP olsaydı, DTP şimdi siyaset sahnesinde olmazdı. Bir önerim var:

CHP’nin azınlıkta olduğu Doğu-Güneydoğu Anadolu’da, DTP’ye destek vermesi buna karşılık da DTP’nin azınlık olduğu büyük  kentlerde CHP’ye destek vermesi ile ’yılanın kuyruğu’ ile batıdaki ’kafası’ kesilmiş olur.

CHP ve DTP’nin ortak yanları laik ve irticaya karşı olmalarıdır.

Bu nedenle büyük kentlerdeki azınlık DTP oylarının CHP’ye verilmesi lazımdır; Doğu Anadolu’daki azınlık oyları da CHP’den DTP’ye gitmelidir.

AKP ancak böyle bitebilir."

Gıdacılardan sonra jeologlar da kızgın

BEN 2008 KPSS sınavında Türkiye çapında ilk 100’e girmiş bir jeoloji mühendisiyim. Fakat diğer branşlardan 500-600 kişilik alımlar olurken ve puanlar 60’lara düşerken, biz jeoloji mühendisleri 80’li puanlarla bile atanamıyoruz. Maalesef 2008 KPSS alımlarında 21 kişilik kadro alabildik. Topraklarının çok büyük bir kısmı deprem tehdidi altında olan, susuzluğun insan hayatını zorladığı, yeraltı kaynaklarının ve enerji kaynaklarının (doğalgaz, petrol, bor, kömür vs...) bu kadar önemini artırdığı çağımızda biz jeoloji mühendislerinin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamları bir türlü artırılmıyor. İşte son Marmara depremlerinde yine gördük ki deprem Türkiye’nin bir gerçeği...

Önlem alınmazsa 1999 depreminde yaşananların yaşanması maalesef kaçınılmazdır... KPSS sınavında 29 puanla yerleşen meslek grupları depreme çare bulabilecek mi acaba?
Serkan SAYAN
(Ziraat ve Veteriner mühendislerinin de çeşitli görüşler var; bekleyiniz...)

Lodos ve kömür

"YİNE lodos dönemi geldi. Lodos nedeniyle tüm bölgelerimizde soba ve şofben zehirlenmeleri yeniden görülmeye başladı. Ne yazık ki ülkemizde soba zehirlenmelerinden dolayı kaybedilen hayat sayısı, trafik kazalarından sonra 2. sıradadır. Üstelik bu dönemde seçim nedeniyle dağıtılan bedava kömür ve doğalgaza yapılan ağır zamlar nedeniyle halkımız, mecburen kömürle ısınma yolunu seçmektedir.

Ülkemizin yerli malı kömürü varken, bu dönemde Rusya’dan 1500 kamyon, yaklaşık 30.000 ton kaçak kömürün yurdumuza kimler tarafından, nasıl ve niçin sokulduğunun ayrıca araştırılması gerekir (09.12.2008-Cumhuriyet). Üstelik bu kömürün kalitesiz atık ve düşük kalorili olmasının büyük bir çevre ve hava kirliliğine neden olacağını da anımsatmak isterim. Nitekim NTV artık her gün hava raporu sırasında değişik kentlerimizde solunan havanın kalitesi ile ilgili verileri de vermeye başladı. Bazı kentlerimize ait verilerin halk sağlığı açısından oldukça risk içerdiğini de bilgilerinize sunarım!"

Bunları yazan Prof. Mehmet Ali Körpınar’ın, internetteki soba, kombi, şofben ve yakıt kullanımında dikkat edilecek uyanılarını okuyunuz.

Yazarın Tüm Yazıları