Sedat Ergin: Köşk'teki Demirel'e veda ederken

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

SÜLEYMAN Demirel'in yedi yıl süren Cumhurbaşkanlığını bir köşe yazısının boyutları içinde değerlendirebilmek çok güç.

Bu sınırlı değerlendirmede, öncelikle Demirel'in Köşk'teki görev süresinin uzunca bir bölümünün, Türkiye'nin içte büyük çalkantı ve çatışmalara sahne olan bir siyasi istikrarsızlık dönemine denk düştüğünü dikkate almak gerekiyor.

Devlet idaresinin sürekli çözülmesine yol açan bu türbülans ortamında, Demirel'in boşlukları doldurduğunu, idarede kesintisizliği sağladığını, bu çerçevede sistem içinde bir tür hakem ve sigorta işlevi gördüğünü teslim etmek gerekir.

Demirel, bu rolü oynarken tecrübesi, bilgi birikimi, kişiliği, zekásı ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisini oturduğu makama katarak, Cumhurbaşkanlığını yeniden tanımlayan, konumunu yukarı çeken bir liderlik sergilemiştir.

Demirel'in dış politika alanında oynadığı rol, içte üstlendiği işlevin gerisinde kalmamıştır. Türkiye'nin kendisini soğuk savaş sonrası dönemin karmaşık koşullarına uyarlamasında, Demirel'in yol göstericiliğinin değeri azımsanamaz.

Demirel'in ilgisi olmasaydı, Türkiye'nin bu dönemde Kafkasya, Orta Asya, Balkanlar ve Arap dünyasında büyük bir zemin kaybına uğraması kaçınılmazdı. Demirel bu kaybı telafi etmekle kalmamış, söz konusu geniş coğrafyada Türkiye'nin çıkarlarını gözle görülür bir şekilde yaymıştır.

Türk kamuoyunun bir bölümü ikna olmuş gözükmese de, şu husus bir olgudur: Demirel, bugün uluslararası alanda çok az devlet adamına nasip olan bir itibar düzeyine sahip, kendisine ağırlık atfedilen, sözü dinlenen bir dünya lideridir.

Bir de görülmeyen rolleri var: Örneğin, 1995 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in Genelkurmay'la büyük bir uyum içinde İran'a helikopterle hava harekátı düzenleme girişimini son anda öğrenip durdurması gibi...

İran, bir Suriye değildir. Türkiye ile İran'ı açıkça çatışmanın içine sokacak, Türkiye'yi uluslararası alanda saldırgan durumuna sokacak bu maceranın önlenmesi, Demirel'in Cumhurbaşkanlığında Türkiye'ye yaptığı en önemli hizmetlerinden birisidir.

Demirel'in Cumhurbaşkanlığındaki önemli işlevlerinden biri de toplumla iletişim kurmadaki performansı olmuştur. Topluma hedefler gösterme, moralini yükseltmedeki iletişim becerisi inkár edilemez.

Refahyol döneminin sancılı günlerinde verdiği kuvvetli mesajlar bugün unutulmuş gözüküyor.

Kuşkusuz, Cumhurbaşkanlığı dönemiyle ilgili eleştiri konusu yapılabilecek pek çok nokta da bulunabilir.

Eleştirilebilecek önemli bir tutumu, herhalde ‘‘aile fotoğrafı’’ gibi zaafların kamuoyunda yol açtığı rahatsızlık karşısında gereken hassasiyeti gösterememiş olmasıdır.

Son tahlilde, devlet adamlarının değerlendirilmesinde hükmü tarih veriyor. Tarihin hükmü, devlet adamlarının yaptıkları hizmetleri, ülkelerine kattığı artıları esas alıyor.

Tarihin hükmü şekillendiğinde, Demirel'in Cumhurbaşkanlığındaki artıları bugünkünden çok daha berrak bir şekilde görülecektir.

Bir devlet adamı için en büyük mükáfat, bunun verdiği vicdan rahatlığı olmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları