Önemli olan Washington’a tepki göstermek

TÜRKİYE Uyum Araştırmaları Merkezi (TAM) ve Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Avrupa ve Türkiye’nin Dış Politikada Değişen Rolleri’ temalı 3. Türkiye ve Avrupa Forumu’na katılmak üzere Berlin’e giden CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen’le uçakta karşılaştık.Yani Türkiye ve Avrupa’nın ekseni bugün Berlin’de masaya yatırılacak.

TASAM’ın Başkanı Süleyman Şensoy ile TAM Vakfı Başkanı Hacı Halil Uslucan, Forum’un açılış konuşmaları yapacaklar. Gülay Kızılocak’ın sunumu ile başlayacak toplantıya Türk, Alman ve Avrupalı siyasetçiler, sivil toplum örgütleri ve gazeteciler katılacak. AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın son anda Berlin’e gelmeyeceği bildirildi.
Öymen, Türkiye’nin eski Almanya Büyükelçisi olarak AB’yi iyi bilen bir siyasetçi. “Yaşanan sıkıntıların değerlendirmesini yapacağım. Türkiye’nin üyeliğini engelleyen faktörler üzerinde duracağım” diyor.
Sık sık Ankara ile konuşuyor; CHP kurultayının 18 Aralık’ta toplanacağını öğreniyor. WikiLeaks sitesinde yeni ‘yüklemeler’ olup olmadığını soruyor. Bu arada Başbakan Erdoğan’ın WikiLeaks belgeler ile ilgili gösterdiği tepkiyi hayretle karşılıyor.
“Hakaretler yağdırılarak açıklama yapmak doğru değildir. Haklı olan bağırmaz. Bu şekilde tehdit olayın üstünü örtmek arzusu gibi algılanabilir.”
Öymen devam ediyor:
“Her laf yalanmış gibi konuşursanız, inandırıcılığını kaybedersiniz.. Çünkü bu belgelerden bir bölümü resmi tutanaklardır. Türkiye’yi rahatsız eden bazı iddialar ise İran’la silah ticareti gibi Ankara’dan Washington’a değil, Washinton’dan Ankara’ya gönderilen telgraflarda bulunmaktadır.
Bu tepkileri Washington’da gösterebiliyor musunuz?
Bu bilgileri yansıttığı için basına kızmak yanlıştır. Bütün dünya basınının manşetlerden verdiği bu haberleri Türk basınının yazmaması düşünülemez. Başbakan’ın bu gibi hassas konularda daha dikkatli üslup kullanmaları beklenir. Unutulmamalıdır ki, Ankara’dan gönderilen telgrafları okuyan ABD siyasi makamları, bu değerlendirmeleri paylaşmasalar, herhalde o büyükelçileri daha sonra bakan yardımcılığı veya Bağdat Büyükelçiliği gibi önemli merkezlere getirmezlerdi. Ayrıca Bayan Clinton, özür dilemek yerine yurtdışındaki büyükelçilerimizle övünç duyuyoruz, demektedir.
Öyle anlaşılıyor ki, Amerikan hükümeti, bu büyükelçileri Sayın Başbakan’dan başka türlü değerlendirmektedir.
? Peki Başbakan ne demeliydi?
? Söylenecek laf şudur: ‘Bu raporları dikkatle değerlendireceğiz. Bizim gerçeklere aykırı bulduğumuz ve paylaşmadığımız iddialar hakkındaki görüşleri ayrıca kamuoyuna açıklayacağız. Bakanlar ve bazı kişilerle ilgili yolsuzluk iddialarını da inceleyerek gerekli cevapları zamanında vereceğiz. Bu konuda bu konuda büyükelçiliğin bazı kaynaklar tarafından yanıltıldığı izlenimindeyiz...’ gibi.”

Terfii rütbe mi tenzili rütbe mi

AKP’lilerin, ‘diplomasiden çaktıklarını’, ‘ileri görüşlü olmadıklarını’, ‘dedikoduyla iş götürdüklerini’ söyledikleri 2004-2010 arası Amerikan büyükelçilerinin, bu özellikleri ile terfii rütbe mi, tenzili rütbe mi oldular?

ERIC EDELMAN: Ankara’dan ayrıldıktan sonra Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı’na ve Başkan Yardımcısı Dick Chenney’in danışmanlığına getirildi. Halen Avascent Uluslararası Danışma Şirketi ve Dış Politika Girişimi’nin (FPI) üyesi.
ROSS WILSON: Ankara’daki görevi bittikten sonra etkin düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’nin başına getirildi. Eylül 2010’da ‘Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu’nu İstanbul’da düzenleyen bu kuruluşun davetlisi olarak Erdoğan da bir konuşma yaptı.
JAMES JEFFREY: Ankara’daki görevinden sonra Ortadoğu’daki en kritik mevkiye, Bağdat Büyükelçiliği’ne atandı.
Yani özetle yazı yazmasını bilmeyen, vizyondan uzak, Türkiye’yi kavrayamamış bu diplomatlar terfii rütbe olmuşlardır.
‘Gül’ün omzuna dokundu’, ‘Erdoğan’ın kolunu tuttu’, ‘Türkiye’nin yükselişine hayran oldu’ diye Amerikan Başkanı’nın sevgisine mahzar olmak için yayınlar yapanların ne kadar vizyon sahibi olduklarını ise takdirlere bırakmak gerekiyor.
Dr. Okan ÖZTÜRK

İspanya’nın haline bak

IBERIA Havayolu personeli, geçen pazar günü Madrid’den olan uçuşum öncesinde benim ve nişanlım ile İngilizce ve son derece normal tonda devam eden konuşmanın ortasında sebepsiz biçimde “Burası İspanya ve biz İberia’yız” diyerek, sadece İspanyolca konuşmaya ve bize hakaret etmeye başladı (ben İspanyolca biliyorum, nişanlım az seviyede), bizi uçağa almadı ve hiçbir sorumluluk da kabul etmedi. Bizi uçağa almalarına bir engel olmadığını gösteren belgeler elimde. Bu ayrımcı ve saldırgan tavır ile uluslararası şirket olmaya çalışan ve Türkiye ile bağlantı kuran bu şirketin sütununuzda teşhir edilmesini istiyorum. Giray ERTAŞ

Biliyor musunuz

? ALMANLARI kendi dillerinde güldüren ilk Türk olarak tanınan kabare ve karikatür sanatçısı Muhsin Omurca’nın yeni oyunu ‘Cennete Bir İki-Turkenhimmel’nin 6 Aralık’ta Almanca, 7 Aralık’ta Türkçe olarak Akatlar Kültür Merkezi’nde sahneleyeceğini...
? ‘TÜRK Seracılık Sektörü: Geleceğe Hazır mı?’ konulu seminerin bugün 14.00’te Antalya IC Hotel Airport’ta yapılacağını...
? YENİ Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nin ‘Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü’nün Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde yapılan bir törenle, Köy Enstitülü öğretmen, gezici başöğretmen, yazar, şair, aydın, aydınlanmacı Mehmet Başaran’a verildiğini...
? SERHAN Şeşen’in ölümünün 2. yıldönümünde yarın 11.00’de Çengelköy’de anılacağını, 14.30’da da Bakırköy İbni Sina İlköğretim Okulu’nda ‘Serhat Şeşen Müzik Dersliği’nin açılacağını...
Yazarın Tüm Yazıları