‘Olay ciddidir. Ve bunlar hukuk devletinde olacak şeyler değildir’

Cumhurbaşkanı Gül, her ne kadar iç siyasete girmek istemese de Grand Otel’in kral dairesinde sormadan edemiyoruz:

- Köşk’te üçlü zirve yaptınız, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nı çağırdınız. Balyoz Planı’nı konuştunuz. Zirveden aldığınız izlenim nedir?

Abdullah Gül sakin bir üslupla cevap veriyor:

- Elbette bu olay (Balyoz Planı) ciddidir. Bunlar bir hukuk devletinde olacak şeyler değildir...  �

Bu cevap üzerine gazeteci arkadaşların soru yağmuru başlıyor:

- Peki nasıl bir sonuç çıktı?

- Çantalar açıldı mı?

- Sizce hukuk süreci nasıl işliyor?

Gül bütün bu sorulara ortak bir cevap veriyor:

“Bu bir şeffaflaşmadır. Normalleşmedir. Bunu ilk ben söyledim. Yine aynı noktadayım. Normal hukuk sürecine kim karışabilir. Kim müdahale edebilir. Bakın sonuçta her kurum kendi içindeki yanlışı ayıklayacaktır. Doğrusu budur... Büyük kurumlar içinde tabii ki yanlış yapanlar olabilir. Ama alacak kenara koyacak o kadar. Ve bu yaşadıklarımız normal bir süreçtir...

- Zirvenin toplanması olağanüstü sayıldı?

- Bir gün önce de toplayabilirdim. O zaman daha çok olağanüstü diyecektiniz. Zirvede herkes nasıl gördüğünü söyledi, Başbakan, Genelkurmay Başkanı... Ben tavsiyelerimi yaptım. Parti başkanlarını kabul ettiğimde de onlara olup biteni anlattım.”�

- Peki siyasi parti liderlerinin zirveye ilişkin eleştirileri oldu mu?

- Hepsi de çok memnundu. Çok iyi yaptınız dediler.

SESSİZ DİPLOMASİ

Sohbetin öteki sorusu şuydu:

- ABD’den gelen sözde soykırım haberi Ermenistan’la yaptığımız protokolü ve ilişkileri nasıl etkiler?

Cumhurbaşkanı Gül’ün uzun cevabından çıkardığım özet şu:

- Bakan olarak gittiğim ABD’de bir kongre üyesi ‘Ne var bunda, siz de kendi Meclis’inizden ABD Kızılderililere soykırım yaptı kararı çıkartın’ demişti. Anladıkları bu...

- ABD ve AB aldıkları bu kararları mahalli politik kaygılarla alıyorlar. Bu nedenle değersizdir. İtibar etmiyoruz. Ama Kafkaslar’daki mesele bizim meselemizdir. Bu nedenle çözmemiz gerekiyor.

- Gül bundan sonraki çözüm sürecini anlatırken tam üç kez ‘Sessiz diplomasi’ ifadesi ve ‘Çözümde ısrarlı olacağız’ vurgusunu yapıyor.

- Buradan da anlıyorum ki, önümüzdeki dönemde Türkiye, Ermenistan’la ve çözüme dahil olmak isteyen üçüncü ülkelerle sessiz diplomasiyi sürdürecek. Hem de ısrarlı sürdürecek...

ACILARIN KITASI

Kongo’da bir kez daha anladım ki; Afrika bizim öyle safari fotoğraflarında gördüğümüz Afrika değildir...

National Geographic’in bol bol reklam arası verdiği bir milli park yayını hiç değildir. Ya da “Neşeli filler ve zebrayı kovalayan çitalar” bahçesi...

Bir kez daha gördüm ki milli parklardaki hayvanları, sokaklarındaki insanlarından daha değerlidir Afrika’nın...

Bu yüzden uçsuz bucaksız acılar kuşatmıştır bu kıtayı. Açlıktan nefesi kokan bir coğrafyadır. İnsanlığın kendi vahşetiyle yüzleştiği bir iklimdir.

Sokaklarından kan ve gözyaşı akan bu cehennem yanığı yüzleri daha sonra yazacağım...

Yarın Afrika’nın batısına, Kamerun’a geçiyoruz.

Yani acının seyir defterinde not tutmayı sürdürüyoruz...