Öcalan’ın yemin töreni

ANKARA 2 No’lu DGM, Esas No: 99/21, Oturum No: 11, 29 Haziran 1999, sanık vekilleri Aysel Tuğluk, Doğan Erbaş, İrfan Dündar ve sekiz vekil daha hazır bulundu, esas hakkında dava dosyası ve ekleri incelendi, sanığa son söz verildi, sanık:

Haberin Devamı

“Vatana ihanet suçlamasını kabul etmiyorum. Önceki savunmalarımda da belirttiğim gibi, vatanın birliği ve özgür vatan için mücadele ettiğime inanıyorum. Bundan sonra da, Cumhuriyet ekseni etrafında onurlu bir barış ve kardeşlik için çalışacağıma inanıyorum. İnsanlığın geleceğinin savaşta değil, barışta olduğuna inanıyorum. Herkesi selamlıyorum”.

Sanki yemin töreni, daha ne desin. 1999’da yargılandığı mahkemede son savunmasında söylediklerini Öcalan bugün yerine getiriyor. “Barış ve kardeşlik” için bütün gözler onda, planı o çiziyor, “onurlu barış ve özgür vatan” için canını dişine takmış, o çalışıyor.

RAY-BAN VE ZENIT

Aktardığım mahkeme tutanaklarının devamında, duruşma sonrasında Öcalan’a Zenit marka saati, Ray-Ban marka gözlüğü ve kılıfı, deri kemeri ile kravatının iade edildiği, üzerindeki 19.500 doların PKK’ya ait olduğundan zoralımına karar verildiği belirtiliyor.

Son savunmasındaki sözleri Kenya’dan Türkiye’ye getirilirken uçakta söylediklerinin aynısı. On dört yıl sabırla bekliyor, kırk bin insanın ölümünden sorumlu olduktan sonra, “geleceğin barışta olduğunu” görüyor. Kolları barış için sıvıyor.

İBRET BELGESİ

Haberin Devamı

Buna rağmen eklemek istiyorum. Eğer barış sağlanacaksa, Öcalan’a da bir rol düşmesini içim kan ağlayarak kabul ediyorum. Ancak bu tutanak tarihe ibret belgesi.

Bununla birlikte ona biçilen rol, her şeyin üstünde, başrol ve hatta yönetmen, o ne derse o. Hükümet, MİT, BDP, Kandil ve kim varsa, herkes onun ne söyleyeceğini, hangi planı, ne zaman devreye sokacağını bekliyor. E, adam söylemiş, “barış ve kardeşlik” diye, planı da o yapacak.

AVUKATLAR

Bu arada çok çarpıcı bir başka gerçek var.

1999’da Öcalan’ın avukatlarından BDP milletvekili Pervin Buldan İmralı’ya giden iki heyette de var. İmralı’dan ilgili her makama bilgi iletiyor, gayet normal, itirazım yok, zaten süreç böyle işliyor.

Ne var ki, 1999’da avukatları arasında yer alan Doğan Erbaş, “İmralı’dan bir yerlere (muhtemelen PKK, onu bilmiyorum) mesaj götürdüğü iddiasıyla tutuklu.

Tam Aziz Nesin’lik, “Memleketin Birinde Hoptirinam”. Anlayan beri gelsin.

Diğer avukat İrfan Dündar ise ‘Mesaj götürdü’ gerekçesiyle gözaltına alınıyor, ama şu anda serbest. 28 Mart’ta avukatların yargılanmasında tanık olarak dinlenecek. KCK davasında.

Benim oltama son dakika hatırlaması olarak, on dört yıl önceki yemin töreniyle avukat vodvili düşüyor. Bugünler tarih olduğunda, kim bilir, neler düşecek.

Haberin Devamı

Oscar’lar CIA’e gitti

ELİNDE Oscar heykeli, CIA ajanına teşekkür ediyor, en iyi film seçilen ‘Argo’nun yönetmeni Ben Affleck.

‘Argo’ 1979’da Tahran’da rehin alınan Amerikalıların CIA tarafından kaçırılışının öyküsü. Filmde CIA ajanları, kaçırma planları ve kimlikleriyle başrolde. Ben
Affleck’in teşekkür ettiği CIA ajanı kaçırma planını yapan ve uygulayan kişi. Film CIA’e güzelleme.

Oscar’ın en iyi ses kurgusu ödülü yine CIA bağlantılı bir filme veriliyor. “Zero Dark Thirty” önce Beyaz Saray’ın, daha sonra bütün dünyanın görüntülerini izlediği Bin Ladin senaryosuna sahip. O da tam bir CIA güzellemesi.

Geçmiş yıllarda Amerikan sineması, tam tersine CIA’in marifetlerini kalbura çevirirken, örneğin “Akbabanın Üç Günü”, günümüzde CIA’in izinde, senaryolar CIA’den, oyunlar Hollywood’dan, destek Beyaz Saray’dan.

Oscar töreninde Başkan Obama’nın eşi Michelle Obama’nın en iyi film açıklamasını dünya âlem magazin gözlüğünden izlerken, onun sözleri güme gidiyor:

“Bu filmler bizi birbiri-mize daha yaklaştırdı”.

Huzurunuzda Beyaz Saray, CIA, Hollywood anonim şirketinin Oscar’ları, alkışlayın ödülleri.

Yazarın Tüm Yazıları