O zaman sperm bankası kurulsun

Bir yıl önceki "Havuz probleminden beter bir sorun" yazısıyla ilgili tanıdık/tanımadık karşılaştığım insanlardan, daha çok da kadınlardan hálá aynı soru geliyor:

"Ee problemi çözdünüz mü, neye karar verdiniz?"

Problem şuydu: Otuzlarındaki bir kadın arkadaşım gayet net ve kararlı, çocuk yapmak için spermlerimi istemişti.

Olayın nedeni-nasılı o yazıda, şimdi temcit pilavı gibi tekrar etmeyeyim.

Sonuca gelelim: Sperm vermedim. Her ne kadar kendisi, "sorumluluk üstlenmeyeceksin" dese de, olmazdı, olabilemezdi yani.

Belki ilerde, kimbilir...

Diye düşünürken Başbakan’ın "Türk, öğün, doğur, sokağa sal" tarzı açıklamasını duydum. "En az üç çocuk yapın" demiş ya hani. Kırsal kesim halihazırda yapıyor zaten, sorun yok.

Ama ya çocuk yapmak isteyip de yapamayan, aradığı adamı bulamayan ya da bulduğu anda kaybeden şehirli kadınlar ne yapacak? Arkadaşım gibi yani.

İşte muhteşem çözümüm: Sperm bankası Türkiye’de legal olsun!

O zaman bakın şehirlerde nasıl nüfus patlaması yaşanıyor, üç değil hatta beş-altı çocuk doğuruluyor.

Hani ’exclusive’ kaygısı yoktu

Cem Hakko bir hafta önce telefonda yaptığımız konuşmada şöyle demişti: "Powertürk’ün bir şarkı ilk kez bizde çalsın, exclusive olsun kaygısı yoktur, aksine böyle olmasını istemeyiz".

Ama gördük ki durum pek öyle değilmiş.

Gülben Ergen’in yeni şarkısı bir hafta boyunca çalınsın diye sadece Powertürk’e verilmiş. Yapılan sponsorluk anlaşmaları sonucu.

Kısacası Powertürk’te de "ilk kez bizde" yayını yapılabiliyormuş.

Gaymag’daki Türkçe Miller reklamı

Cuma günkü Kelebek’te görmüşsünüzdür, Hande Yener’in gaymag.org sitesine verdiği röportajı.

Hande Yener’in söylediklerinden çok gaymag.org sitesi dikkat çekici aslında. Gaymag, bir gay magazin dergisi. İçinde bir dergide olması gereken her şey var. Moda, röportaj, dosya konuları, vesaire...

Şimdilik internette yayınlanıyor gaymag. Ama belli olmaz, belki ileride basılmış hali de yayınlanmaya başlar.

Bu da tamamen böyle bir derginin Türkiye’de reklam alıp almamasına bağlı. Malum, Türkiye’de dergiler satıştan çok reklamdan aldıkları parayla ayakta duruyor.

Peki bir gay dergisine Türkiye’deki reklamveren nasıl bakar? Rahatça reklam verir mi?

Aslında vermesi beklenir, çünkü dünyaya bakıldığında bazı alanlarda en çok para harcayanlar gay’ler.

Ama buradakiler markasına yönelik olası tepkilerden çekinecektir tabii.

Uluslararası olanlar bile. Gerçi istisnalar da olabiliyor.

Gaymag’ın sayfalarına bakınırken bir reklam dikkatimi çekti: Miller Chill reklamı.

Miller’ın yeni içkisi, henüz bizde satılmıyor. Ama reklam vermiş.

İlanda görünen şu: Yorganın altından birbirine dolanmış vaziyette görünen iki erkek ayağı.

Hemen altında Miller Chill şişesi. Ve Türkçe şöyle yazıyor: "Tadına doyamayacaksın".

Gaymag’ın yayın yönetmeni Fatih Kocatürk’e sordum, "Bu ilan Türkiye’deki Miller’dan mı geldi?" diye. Hayır, Miller Londra’dan gelmiş.

Ama sloganı Türkçe’ye çevirme işini Miller’ın reklam ajansı yapmış.

Bakalım buradaki firmalar benzer cesareti gösterebilecek mi?
Yazarın Tüm Yazıları