Mamma Mia, karşı koyamıyorum!

Mamma Mia, Yedi Kocalı Hürmüz şarkısı gibi. Üç de yetmez dört tane, dört de yetmez beş tane, izle izleyebildiğin kadar.

Evet, Mamma Mia müzikalini dördüncü kez izleyeceğim gecem böyle başladı işte. Evden büyük bir heyecanla çıkıldı.

Yolculuğun ilk yarım saatinde arabada ABBA şarkıları hatırlandı ve söylendi. Şarkı söyle, günü değerlendir, yarını, hatta gelecek haftayı planla, derken laf bitti, yol bitmedi.

Mamma Mia’nın oynanacağı İstanbul Gösteri Merkezi bir türlü ufukta görünmüyordu.

Yola çıkalı bir saati geçmişti ki biz hálá havaalanı trafiğinde takılmış kalmıştık.

Mamma Mia biraz geç başladı, biz şovu kaçırmadık ama o akşamki Mamma Mia trafiği kim bilir kaç kişiye uçak kaçırtmıştır.

Geçmiş olsun, yazık gerçekten.

ÇADIRDA MAMMA MIA!

Mamma Mia tahmin edeceğiniz gibi şahane.

Böyle muhteşem bir şovu şehir merkezine uzak bir çadırda değil de, Londra ya da New York’daki gibi doğru dürüst bir salonda izlemek isterdik tabii, ama İstanbul’da sahnesi bu kadar büyük olan bir yer daha yokmuş.

Bu şehir 2010 yılında nasıl Avrupa Kültür Başkenti olacak, merak ediyorum gerçekten.

FİLM Mİ, MÜZİKAL Mİ?

Ufak tefek çeviri hataları, volümdeki dengesizlikler gibi ilk gece aksaklıklarının hepsi BKM’ciler tarafından not edildi.

Sonraki günlerde izleyecekleri çok daha iyi bir gösterinin beklediğini söyleyebilirim.

Müzikale gideceklerin en çok sorduğu soru, kısa bir süre önce vizyonda olan Mamma Mia filminin müzikalin tadını kaçırıp kaçırmayacağı.

Bana sorarsanız sinemanın tadı tabii ki başka. Beyazperdedeki müthiş görselliği tiyatro sahnesinde bulmak zor. Ama sahnenin enerjisi ve etkileşimi de perdede yok.

Filmi görmüş olanların yapmaları gereken, müzikali bir konser gibi izlemeleri ve kendilerini muhteşem ABBA şarkılarına bırakmaları.

Ne demek istediğimi gala gecesinden bir örnekle açayım; müzikalin finalinde tüm salon hep birlikte ayağa kalkmış, "Mamma Mia, how can I resist you" (Mamma Mia, sana nasıl karşı koyabilirim) diye şarkı söylüyor ve dans ediyorduk!

Son olarak BKM’ye ve bu muhteşem şovun Türkiye’ye getirilmesinde katkıda bulunan Garanti Bankası’na da teşekkür etmek gerek.

İyi ki varlar.

Tüm dünyada 30 milyonu aşkın kişi tarafından izlenmiş bu görsel ve müzikal şöleni Türk izleyicisiyle buluşturmakla bence büyük bir iş yapmış oldular. Umarım Mamma Mia başlangıç olur ve We Will Rock You, Lion King, Phantom of the Opera gibi daha nice müzikal böyle büyük kuruluşların da katkılarıyla ülkemize gelir.

Köprü ışıklarına kim bakar

Boğaziçi Köprüsü’nün, kullandığımız adıyla birinci köprünün sürekli renk değiştirip, dans eden ışıklandırmasını ilk önce çok basit ve gereksiz bulmuştum, ama zamanla pek bir sevdim.

Önceleri bunlara pavyon ışığı derdim.

Artık lunapark ışıklarına ya da renklerle oyunlar oynayan gece lambalarına benzetiyorum.

Ama ne var ki dünyanın parası yatırılarak kurulan bu ışıklandırma son bir aydır bozuk.

Orta kısımdaki ışıklar yanmadığından, Kuzguncuk ya da Ortaköy tarafından bakıldığında köprünün orta kısmı kapkaranlık görünüyor.

Böyle yarım yamalak olunca alıştığımız ışık oyunları ve renk değişiklikleri de tat vermiyor tabii.

Tasarrufsa hepsi söndürülsün.

Bozuksa tamir edilsin, tümü yansın.

Köprü ışıklarından sorumlu mercilere duyurulur.
Yazarın Tüm Yazıları