2014 Yılının En Güzel 10 Filmi
.
The Grand Budapest Hotel
Kendisine özgü soğukkanlı bir mizahı vardır Wes Anderson’ın. Ralph Fiennes’tan Harvey Keitel’e, Jude Law’dan Bill Murray’e muhteşem kelimesinin hakkını sonuna kadar veren yeni filmi "The Grand Budapest Hotel" genç ustanın başyapıtı belki de. Kusursuz ritmi ve mizanseniyle bu kez mizahi yanı daha ağır basan bir film çekmiş Anderson. Hayali bir Avrupa ülkesindeki bir otelde yaşanan trajikomik olaylar onun üslubuna ne kadar da yakışmış!
Çocukluk - Boyhood
Bizde yalnızca !f Bağımsız Filmler Festivali’nde gösterilen ve yaygın dağıtıma sokulmayan bu 165 dakikalık ömür törpüsü film şu sıralar saygın sinema dergileri ve eleştirmen dernekleri tarafından yılın en iyisi seçilmekle meşgul. Doğrusu hak ediyor da. Richard Linklater’ın 12 yıla yayılan çekim süreci boyunca her yaz bir araya getirdiği oyuncularıyla bir büyüme öyküsü anlattığı “Çocukluk” hem yönetmen hem de izleyici için yepyeni bir deneyim. Filme adını veren çocuğa ise bayılacaksınız.
Kış Uykusu
Cannes Film Festivali’nde Yılmaz Güney’in “Yol”undan sonraki ikinci Altın Palmiye’yi bize kazandıran Nuri Bilge Ceylan’ın bu filmi derinlikli bir karakter çalışması. Üstelik bu sefer bir strateji değişikliğiyle filmi Cannes’ın hemen ardından gösterime sokmaları işe yaradı ve “Kış Uykusu” Türkiye’deki sinemalarda 304.782 bilet kestirerek en çok izlenen NBC filmi oldu. Ceylan’ın Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Melisa Sözen gibi isimlerden aldığı üst düzey performans da cabası.
Düşman - Enemy
Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve son yıllarda ilgi çekici işlere imza atıyor. Saramago’nun bir romanından biraz serbestçe uyarladığı bu filmde 1 fiyatına 2 Jake Gyllenhaal alıyorsunuz! David Lynch filmlerini anımsatan bir kimlik bulmacası (ya da bunalımı!) öyküsü anlatan “Enemy”, Batılıların gizemli gerilim dedikleri türden bir film. Bulmacalı, oyuncaklı hikayeleri, izledikten sonra uzun süre kafanızda evirip çevirdiğiniz filmleri seviyorsanız, tam size göre.
Locke
Bugüne kadar dar bir alanda geçen ne filmler izledik! “Locke” da baştan sona seyir halindeki bir otomobilde geçiyor. İşine ve ailesine bağlı bir şantiye şefiyle tanışıyoruz: Ivan Locke… Direksiyon başında hem ailesini hem de iş hayatını paramparça olmaktan kurtaracak yoğun bir telefon trafiğine giriyor. Steven Knight’ın ikinci yönetmenlik denemesinde başrol, sakin güç Tom Hardy’nin. Locke’ın konuşmalarıyla yavaş yavaş öykünün içine giriyoruz ve nasıl sonuçlanacağını merak ediyoruz.
Rüzgar Yükseliyor - Kaze Tachinu
Usta Japon animasyoncu Hayao Miyazaki’nin geçen sene Oscar adayı olan son filmi “Rüzgar Yükseliyor” aynı zamanda yönetmenin emeklilik filmi olacak gibi görünüyor. Bu kez fantastik alemlerden kopan ve Japonya’nın yakın tarihinden gerçek bir öykü anlatmaya soyunan yönetmen kişisel dokunuşlar da ekliyor öyküye. Yönetmen kendi uçma hayalleri ile tasarladığı savaş uçaklarıyla modern Japonya’nın doğuşuna katkıda bulunan uçak mühendisi Jiro Horikoshi’nin gerçek yaşam öyküsünü harmanlıyor.
Yıldızlararası - Interstellar
Herhalde hiçbir bilimkurgu filmi “2001: A Space Odyssey”den beri böylesine heyecanla beklenmemişti. Yeni Batman serisinin yaratıcısı Chris Nolan’ın uzun yıllar kafasında tasarladığı ve nihayet hayata geçirdiği film, izleyicisini yıldızdan yıldıza, boyuttan boyuta taşıyor. Bir ayağı artık çukurda olan gezegenimize alternatif bir gezegen aramaya çıkan astronotlarımızla birlikte biz de uzayda derinlemesine bir yolculuğa çıkıyoruz. Vardığımız yer ise gerçekten ilginç!
Günah Şehri: Uğruna Öldürülecek Kadın - Sin City: A Dame to Kill For
Belki de bugüne kadar çekilmiş en şık grafik roman uyarlaması olan “Günah Şehri”nin devamı tam dokuz yıl gecikmeyle geldi karşımıza. Ama ne geliş! Eski dostlarımız Marv, Nancy, Gail, Hartigan’a bu yeni filmde yepyeni suretler eklenmiş. Johnny ve elbette o yakıcı güzelliğiyle Eva Green’in canlandırdığı Ava bu suretlerin en dikkat çekici olanlarıydı. Günümüzde ilgi çekici kara filmler artık pek çekilmiyor ama bu devam filmi, ilki gibi, o eski kara filmlerin tadını yakalıyor.
Derin Kabus - As Above, So Below
Listemizi korku filmi kontenjanından dahil olarak zenginleştiren “Derin Kabus”, Paris’in altında yer aldığı varsayılan bazı gizli tünel ve zindanları mekan belliyor. Bastırılanın elbet bir gün su yüzüne çıkacağına dair beylik bir mesaj iletse de ürkütücü atmosferini hakikaten zekice bir üslupla inşa etmeyi başarıyor. Zihninizi allak bullak ederken tüylerinizi de diken diken edecek bir filmle karşı karşıyayız kısacası.
Walter Mitty’nin Gizli Yaşamı - The Secret Life of Walter Mitty
Her şeyin iyiden iyiye dijitalize olduğu günümüzde eski bir dergici olarak bu filmle güçlü bir bağ kurmamak imkansız. Ben Stiller’ın bir yandan olgun bir yönetmenlik becerisi sergileyerek diğer yandan da başroldeki hayalperest Walter’a hayat verdiği film, ‘düşlemeyi bırak, hayatın tadını çıkarmaya bak’ içerikli mesajıyla da izleyeni kavrıyor. Tırsak bir adamken volkanlara ve köpekbalıklarına kafa tutan bir adama dönüşen Life dergisinin fotoğraf editörü Walter’ın maceraları ilham verici.