İçinde hafif bir alaycılık taşıyan, "işkolik" kelimesi benim için övgülerin en büyüğüdür. Tatil yapmıyor, emekli olup Göcek’te balık tutmayı hayal etmiyor, örnek aldığı insanlar, Mimar Sinan, Sezai Türkeş, İhsan Doğramacı. "Şantiyede öleyim," diyor.
Ben bu listeyi sanat, edebiyat, müzik dünyasından adlarla zenginleştirebilirim .
Herbert von Karajan, hastayken Mozart’ın Requiem’ini taburede oturarak yönetmişti.
Türk edebiyatında eleştiriyi saygın, etkili bir türe dönüştüren Nurullah Ataç, edebiyat adamlığının 24 saatlik bir iş olduğunu yazmıştı. Her meslek için bu 24 saat ilkesi geçerlidir.
* * *
ALP ULAGAYEn büyük yüzücü nasıl yaratıldı’da olimpiyatta yüzmenin ödüllerini toplayan Michael Phelps’i yazıyor.
Yazıdan aldığım bilgiye göre, 365 gün, Noel tatili dahil havuzdaymış.
Antrenörü Bob Bowman da piyano, keman, trombon çalıyor. Boş zamanlarında Bach, Beethoven, Prokofiev icra ediyormuş. Piyano başında bir fotoğrafı da sayfaya konulmuş.
* * *
BİLİYORUM, duyar gibi oluyorum. Bazı okurlarım kızgın kum üstünde (hiç yapmadım böyle bir şey ama klişe söz olduğu için kullanıyorum) bu yazıyı anlamsız bulacaklar. Ağustos sıcağında başka konu mu bulamadın diyecekler.
Çoğunlukla insanlardan en çok duyduğum söz, izin yapamadım, lafıdır. Bugün çalışamadım, bu hafta verimli değildim, diyene rastlamadım.
Şimdi bu üç kişinin (Şener, Phelps, Bowman) durumları acıklı (!) görünebilir.
Tatil yapmıyorlar, sosyal hayatları yok (hele bu sözü hiç algılayamam).
Ben de kongre, kitap fuarı, konferans dışında turistik bir gezi yaptığımı anımsamıyorum.
Çalıştığım, tatil yapmadığım için o kadar mutluyum ki!