Karadeniz’e dikkat

SAMSUN’a ne olmuş böyle? Güzelleşmiş, modern bir kente dönüşmüş. Karadeniz sahilinde böyle bir kent yok... 15’i Samsun’da olmak üzere doğudan batıya uzanan 50 km uzunluğunda dolgu alanlar bakımlı, yeşillendirilmiş. Kentin önünde kafeler, çayhaneler ve de plajlar...

Haberin Devamı

TURMEPA, deniz kirliliğini mercek altına aldı

Ve arka hatta 16.5 km’yi bulan tramvay hattı, ekim ayında hizmete girecekmiş. (Başbakan Erdoğan olmasaydı, buradaki TCDD hatları kaldırılabilir miydi?)
Samsun, İzmir’in ve Eskişehir’in güzellikleri ile birlikte anılabilir artık.
*  TURMEPA Başkanı Tezcan M. Yaramancı ve ekibiyle Çarşamba Havaalanı’na indiğimizde CHP MYK üyesi Prof. Haluk Koç’la karşılaştık. Kendisini uğurlamaya gelen heyetten birisini işaret ederek “İşte yeni İl Başkanımız Av. Hüseyin Değerli...” dedi. Çarşamba’da bir dönem belediye başkanlığında bulunmuş. Üç dönem önce Baykal’a karşı aday olan Prof. Koç’u rahatlatmış; “Işıkları yaktık, geliyoruz” dedi. ‘Yeni durum’ nedeniyle il başkanı Yılmaz Türkoğlu istifa etmiş. Kimse birbirine küsmemiş, uygar bir şekilde görev devir teslimi yapılmış.
*  Yaramancı ve ekibiyle, Karadeniz’in kirliliğine karşı ‘çığlık’ atmak üzere Samsun’a geldik. Yeni Vali Hüseyin Aksoy’u ziyarete giderken, Vilayet’in önünde şık bir hanımla karşılaştık. (Samsun Milli Eğitim Müdürü Hülya Ertürk Erkoç, bir süre önce İzmir Fen Lisesi Müdürlüğü’nden getirilmiş Samsun’a... Kadın bir Milli Eğitim Müdürü’nden sonra Bakan Nimet Çubukcu’nun, bakanlık müsteşarlığına Esengün Civelek’i (Eski Trabzon Valisi merhum İsmet Gürbüz Civelek’in eşi) atamasının da takdir gördüğünü belirtmek gerekiyor.)
*  Vali Aksoy, üç deniz kentinde Muğla’da (Ege), Mersin’de (Akdeniz) ve Samsun’da (Karadeniz) peş peşe görev yapmış oluyor. Bodrum, Fethiye, Göcek, Gökova ve Güllük’te çevre sorunlarını ve yatların yol açtığı deniz kirliliğinin Türkiye’ye neler kaybettirdiğini iyi biliyor. Deniz Temiz (TURMEPA) Derneği ile işbirliği içinde çalışmışlar Muğla’dayken... TURMEPA’nın Samsun 19 Mayıs Üniversitesi ve Büyükşehir Belediyesi ile Samsun Kıyı ve Deniz İnceleme Merkezi’ni açmalarını kutladı. “Artık görev bizim” dedi. Aynı şekilde Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz da, açtıkları sahillerde Karadeniz’i ‘daha mavi’ seyredeceklerini söyledi.
*  Yaramancı, aynı zamanda Uluslararası Deniz Çevre Koruma Örgütü İNTERMEPA’nın başkanlığını yürütmeye başlamış. Hemen Karadeniz’i gündeme almışlar... Karadeniz’in Tuna ile giderek artan kirliliğini ve Karadeniz’de kıyısı olan ülkelerin duyarsızlıklarını uluslararası platformlarda gündeme getirmeye başlayacaklarını söylüyor.
*  Avrupa’nın içlerinden doğan Tuna Nehri’ni saymaya gerek yok. Bulgaristan’ın Varna limanı ve tersanelerini dünyanın en ‘pis’ çöplük mekânı olarak nitelendiriyor. Bir sıralamayı yaparken “Köstence daha iyi, Odesa çok temiz. Biz ise onlardan daha iyiyiz kirlilikte” diyor.
Deniz yaşamı korur, hayat kurtarır, deniz yuvadır, deniz besin demektir diyoruz ama en çok insan eliyle kirletiliyor. Yaramancı tehlikenin boyutunu şu sözlerle çiziyor: “Karadeniz’i nehirlere salınan sanayi, kimyasal ve evsel atıklarla kirletiyoruz. Eğer bu özensizlik devam ederse 25-30 yıl içinde vahim bir hal alacaktır. Ölmekle kalmayacak, bir yaşam alanı ortadan kalkacaktır.”
- İstanbul sahilleri için ne diyorsunuz?
*  Sadece kolibasili oranları açıklanıyor. Ama ağır metal içeren atıklarla ilgili bir ölçüm yapılmıyor. Bize göre, bütün bu veriler İstanbul’da denize girmeye mani durumun olduğunu göstermektedir sonuçta.
- Göcek için çok uyarı yapıyorsunuz.
*  Göcek bu şekilde kirlenmeye devam ederse, yatların sahipleri ve kaptanlarının sorumsuzluğu bu şekilde sürerse, yaptığımız mücadelenin bir anlamı kalmayacağı için biz atık toplama işinden ve kirlilik takibinden çekilebiliriz... Geçen yılki sezonla bu sezon arasında yatlardan atık toplama işinde eksi bir durum var. Çünkü bir 25-30 bin lira hizmet parası vermekten çekinenler, atıklarını açık denize salıyorlar. Ülkeye ihanet ediyorlar.
Durum vahimdir. AB’ye ‘giriyoruz’ ya; 2012’ye kadar atık bertaraf etme projelerini kurmaya başlamazsak yandık demektir.

Haberin Devamı

Samsun olmuş bir Barcelona

Haberin Devamı

SAMSUN dünya kentleri arasında hangisine benziyor tartışmasında, birimiz Nice, birimiz Cannes, dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ise “Halkı denizle buluşturduğumuz için Barcelona denilebilir” dedi.
‘Karayolcu’ olan makine mühendisi Yılmaz, 1999’da ANAP’tan, son iki seçimde de AKP’den seçildi. 11 yılda çok şeyler katmış Samsun’a... Samsun’a kim gelirse kolundan tuttuğu gibi sizi iki katlı otobüse bindirip sahil kesiminde gezdiriyor. Rehberlik mi diyelim, mihmandarlık mı? Bizi Bandırma gemisinin; Atatürk ve arkadaşlarının birebir balmumundan yapılmış heykelleriyle temsil edildiği Kurtuluş Yolu’na götürdü. Resmi adı ‘Bandırma Gemi-Müze ve Milli Mücadele Açık Hava Müzesi’... Gelibolu savaş alanları ve Anıtkabir’den sonra anıtsallaşan bir proje... Simgesel olmaktan öte derin bir anlamı var. Bazıları, burayı gezdikten sonra 19 Mayıs’ın ne olduğunu kavradıkça ve ruhunda hissettikçe, eskiden ettiği küfürlerden mutlaka utanıyordur.
Evet bu kentin markası ‘Atatürk’tür.

Haberin Devamı

Günaha talip olmak

İŞADAMI Mustafa Kurumahmutoğlu’nun işlettiği Büyük Samsun Oteli yeniden hizmete açılmış. TURMEPA heyetinin kaldığı otelde gazetecilerle konuşan Kurumahmutoğlu, Özel İdare’ye karşı açılan davayı kazandığını anlattı. Yaşadığı sıkıntıları iki cümleyle özetliyor:
“Sanayici olmak günaha talip olmaktır. Cenderede ölüm demektir.”
Anlayan anlamıştır.

THY açısından pilotlar

- DÜNKÜ THY pilotlarıyla ilgili yazımız yankı uyandırdı. THY’ye yakın çevrelerin görüşüne bakılırsa, bazı tecrübeli pilotlara ‘yol verilirken’ bir gerçeği de vurgulamak gerekiyor:
- Türkiye’de hızla büyüyen havacılık sektöründe zamanında uçuş okulları kurulmaması ve sivil pilot yetiştirilmemesi nedeniyle sıkıntı doğdu.
Bugün tüm dünyada hızlı büyüyen şirketler yabancı pilota yöneliyor. Boeing 777 gibi Türk pilotlarının tecrübesi olmadığı uçak tipleri THY filosuna katıldığı için bu uçakta ciddi tecrübeye sahip yabancı pilot alımının gerekli olduğu kaydediliyor.
THY kurallarına göre 55 yaşından sonra pilotlar tip değiştiremiyor. 55 yaş civarındaki A320, 737 gibi orta menzilli uçaklarda görev yapan pilotlar eksikliği bahane ederek uzun menzilli uçaklara geçmek istiyor. Çünkü daha fazla kazanmak istiyor. 55 yaşından sonra öğrenme yetileri sınırlı kaptan pilotların bu uçaklara geçişi ne kadar doğru?
- Bugün havayolu şirketleri sivil kökenli pilotlara yöneliyor. Bu pilotların genç yaşta havayolu uçaklarında uçmaya başlamaları, iyi yabancı dilleri büyük avantaj.

Yazarın Tüm Yazıları