Kadınlar

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Bizim Babıali'de ‘‘kadın sevgisi’’ had safhada yaygındır.

Normal olarak aklı başında olması gereken kelli felli yazarlar arada bir sapıtırlar.

Kadınlar ve aşk üzerine yazılar yazarlar.

Onların yazılarını okursanız gerçi gözleriniz hafiften nemlenir ama kadınlar hakkında tek bir gerçeği öğrenmeniz mümkün olmaz. (Örnek olarak bakınız: Ertuğrul Özkök'ün- ki kendisi son 100 yılın en seksi erkekler listesine 11'inci sıradan hem de Antonio Banderas'tan bile ön sırada girmeyi başarmış olan kişidir- bazı pazar yazıları ve Yavuz Gökmen'in bütün yazıları.)

Çünkü oralarda yazılı olan kadın kavramı tamamen mitolojiktir.

Amerikalılar'ın ‘‘Wishfull thinking’’ yani liberal çevirisiyle ‘‘Ah keşke işler böyle olsaydı’’ diye dedikleri şeydir bu.

Sadece erkek yazarlar değil kadın yazarlar da kadınları çok seviyorlar ama tabii ki onların yazılarından da kadını anlamak mümkün olamaz.

Hatta onların yazılarından yola çıkan bir insan kadınlar konusunda tamamen yanlış ve hatta kriminal düşüncelere bile sahip olabilir.

***

Meseleye bu konudan yaklaştığınızda Babıali'de kadın konusunda en gerçekçi yazarın ben olduğum ortaya çıkıyor.

Çünkü ben yıllardır, ısrarla, bütün baskılara ve hatta şiddet uygulama tehditlerine göğüs gere gere kadınların inanılmaz derecede yetenekli ve son derece de yaratıcı birer PROBLEM YARATMA MAKİNELERİ olduklarını savuna geldim.

Birçok insan bu tavrımı benim özel durumuma bağladı.

Evet doğrudur, Rana kadınların problem çıkarma yeteneği konusunda tabiat alemini bile şaşırtacak ölçüde yaratıcı çıktı.

Bu benim kişisel bir dramım olabilir, kabul ediyorum, ama kadınlar konusundaki gözlemlerimin sadece özel deneyden kaynaklandığını düşünenler yanılacaktır.

Alın örneğin son olayı.

Adamı MİT yakalayamadı.

CIA, FBI onu bulamadı.

Interpol Avrupa semalarına aval aval baktı

Sonunda Alaattin Çakıcı'nın başını yakan da bir kadın oldu.

***

Woody Allen'ın sonunu da kadınlar getirdi.

Bu kadar zeki bir adam şimdilerde raşitik bir Çinli kızdan azarlar işiterek yaşamak zorunda. (Not: Zeki erkeklerin neden kadınlardan azar işitmekten hoşlandıkları konusunda bir araştırmanın da mutlaka acilen yapılması gerekiyor.)

Bülent Ecevit yıllardır Rahşan'ı kızdırmamak için halkçıyım demek zorunda kalıyor.

Rahşan olmasaydı çoktan halkla ilişkisini bir güzel kesecek, azıcık kafasını dinleyecekti.

Turgut Özal, Semra yüzünden gece yarıları sıcacık yatağından kalkıp o kulüp senin bu kulüp benim az dolaşmadı.

Özer, Tansu yüzünden ticarete atıldı ve hatta repo denilen bir kavramı Türk ekonomi yaşamına soktu.

Ergun Göknel -ki kendisi Türkiye'de hapse atılması en az gereken insanlardan biriydi- bu konuda uzmandır. Onun kadınlardan çektiklerini Woody Allen bile çekmedi ve hatta Woody bu olaydan haberdar olabilse bu konuda muhteşem bir film bile ortaya çıkaracağı kesindir.

***

Bakın Başkan Clinton'ın başına gelenlere.

Kendinizi onun yerine koyun.

Akşam saatleri olmuş. Hillary bir toplantı için Washington dışında.

Kızları 3 bin kilometre ötede üniversitede.

Beyaz Saray da iş gününün sonu gelmiş.

Çalışanların büyük bölümü evlerine gitmişler.

Clinton dinlenmek için bir kadeh içki alıyor.

Bu arada kapı çalınıyor, elma yanaklı köylü güzeli Monica içeriye giriyor.

Ve size ‘‘Sayın Başkan tek bir kez oral seks yapmak istiyorum ne olur yalvarıyorum’’ diyor.

Üstelik kapıda da gizli servis elamanı var. Siz söylemeden içeriye girmek isteyecek herhangi bir kişiyi -ki bu karınız da olabilir fark etmez, bana inanmıyorsanız gizli servisin kurallarını okuyun- anında öldürmeye hazır.

NE YAPACAKSINIZ?

NE YAPABİLİRSİNİZ?

İnsaf edin ya, bırakın adamın peşini artık.

***

Son not:

Rana'ya açık mektup.

Sevgili karıcığım.

Sen bakma Clinton hakkında yazdıklarıma.

Yazıyı bir an önce bitirmek için öylesine çala kalem, fazla düşünmeden yazıverdim işte.

Ben onun yerinde olsaydım tabii ki böyle davranmazdım.

Kızdan bu teklifi duyunca ilk önce ‘SEN NE DİYORSUN AHLAKSIZ’ diye ona bağırırdım.

Sonra onu bir köşeye oturtur, biraz nasihat ederdim. Böyle işlere girişmesinin nasıl da yanlış olduğunu anlatırdım. Ben senin bildiğin erkeklerden değilim derdim.

Benim sadece var olmamın bile sosyal darvinizme hayatta vurulabilecek en büyük darbeyi oluşturduğunu anlatırdım.

Sonra ona bir çikolata ikram edip kapıdaki gizli servis elamanıyla hemen dışarı yollardım.

Daha mesele soğumadan da hemen sana telefon edip olayı anlatır ve doğru yapıp yapmadığım konusunda onayını alırdım.

Senden aferin aldıktan sonra da bir köşeye çekilir ve tekrar huzur içinde dünya meseleleri üzerinde düşünmeye devam ederdim.

Ben böyle yapardım ama ne yapayım ki bazı erkekler hâlâ daha kendini bilmez şekilde davranabiliyorlar.

Oh olsun Clinton'a başına taş düşsün inşallah.

İmza- Serdar Turgut- full time koca, part time düşünür.













Yazarın Tüm Yazıları