Jan ve Robert

Buzda Dansgiller yarışması bitti ama yabancı uyruklu patenciler pek sevdiler galiba buraları, hálá gitmiş değiller. Başka bir memlekette daha yok mudur mesela buzda gelgit yarışması?

Bakınız son dakika: Yarışmanın finalinde Müslüman olacağını söyleyen Asena’nın partneri Jan, dün Asmalımescit civarında görüldü tarafımdan.

Hemen aynı gün ise Zeynep Tokuş’un partneri Robert.

Her ikisinin yüzünde de "ben buraya yerleştim" ifadesi gördüm/sezdim.

"O nasıl bir ifade ki?" demeyin, bu anlatılmaz görülür işte. Ama kısaca şöyle izahlanabilir ifadenin ne olduğu: Bir tatlı huzur ve endişe. Yani bizim toprakların çelişkisi/çilesi olan iki başat duygu.

Neyse (ne), yakın zamanda bu iki patenciyi birkaç reklam filminde görebiliriz, misal.

Sonra da Cihangir’e taşınabilirler. Robert dizilerin aranılan siyahi oyuncusu olabilir.

Smyrna’dan hiç çıkmayabilir. Geceleri Dans’a takılabilir. Jan ise ağlak surat ifadesi ve taze Müslüman çizgisiyle post modern bir TV karakteri olarak yaşamını sürdürebilir. Birkaç sabah programı gezer, hatta Seda Sayan’ın programında sünneti yapılabilir. Canlı canlı.

Keza Jan, sünnetli ve kabul görmüş haliyle jüri üyesi bile olur, simultane simultane...

İş mi yok canım... Var nitekim.

Fena bir Cemil İpekçi kopyası

Posta’nın pazar ekinin manşetinde bir röportaj vardı.

Röportaj yapılan kişiyi önce Cemil İpekçi zannettim.

Ki zannetmemek mümkün değildi: Aynı tarz bıyıklar, parmaklarda sürüyle taşlı yüzük, boyundan sarkan irili ufaklı kolyeler filan... Yanı sıra en taklidinden bir Cemil İpekçi bakışı.

Meğer bu röportaj öznesi Muammer Ketenci adlı bir takı tasarımcısıymış.

Gazete kendi yorumunu da eklemiş tabii Ketenci’nin üstüne spot spot: "Görüntüsü ve düşünceleriyle aykırı takı tasarımcısı".

Hani 90’ların başında olsak anlarım. Ama bu haliyle Ketenci(zade) çok demode bir kere. Kalmadı ki böyle aykırılıklar? Sıradan ve sıkıcı artık bu göz süzmeler, tak-takıştır haller.

Ama Cemil İpekçi ayrı. O yıllardır böyle. Bir tarzı var. Kendi tarzında gayet orijinal.

Bu arada Ketenci’ye aynı röportajda sormuşlar, "Cemil İpekçi’yle aranızda bir fark var, sizin Bekir Coşar gibi bir arkadaşınız yok" diye. O da en pespaye tondan bir yanıt vermiş: "Ay hiç olsun istemem, ne o öyle Moğol savaşçıları gibi! Hiç çekemem Bekir’i..."

Organikleşmeye devam

Organik yeme içme hadisesinin Asmalımescit’teki Saf’la ülke topraklarına nasıl sızdığını pazartesi muştulamıştık.

Şimdi sıra organik giyimde. Evet, bir de işin bu boyutu var: Tamamen organik pamuktan üretilmiş kumaşlarla tasarlanan, yani tıpkı yiyecekler gibi kimyasal katkı maddesiz giysiler...

Epeydir tekstille uğraştığını bildiğim eski mankenlerden Pınar Yiğit odaklanmış organik giyime. Kendi markası Beunusual’ı tamamen organik üretime döndürecekmiş.

Pınar’a bu fikri verenler ise Sting, Madonna ve Uma Thurman gibi mühim şahısların yoga eğitmeni David Life ve Sharon Gannon çifti olmuş.

Yeri gelmişken anımsatalım, Pınar aynı zamanda bir yoga tutkunu...

Ki bu yüzden olsa gerek David ve Sharon’ı Türkiye’ye davet etmiş. 23-25 Mart tarihleri arasında Cihangir Yoga’ya geliyormuş bu çift. İlgilisine bunu da bilare duyurmuş olalım.

H&M’in reklam filmi harika

Ünlü İsveç giyim markası H&M’i bilen bilir. Yurtdışına çıkanların ilk talan ettiği mağazalardan biridir. Hem ucuz hem (her tasarımı olmasa da) şık/spor kıyafetlerinden ötürü.

Şu sıralar H&M’in sitesine takılıp kalmış durumdayım. Çünkü Madonna’nın marka için hazırladığı koleksiyonun tanıtım filmi orada izlebiliyor.

Tamam ben Madonna hayranıyım, ne yaparsa yapsın izliyorum (öpüp başıma koyuyorum). Ama bir reklam filmi bu kadar mı iyi kotarılır: Hem cool hem matrak hem de dinamik.

İzleyin, hak vereceksiniz.
Yazarın Tüm Yazıları