İstanbul İtfaiyesi’nde ’yangın’

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a, bir grup itfaiye çalışanı sesleniyor:

Haberin Devamı

İtfaiye teşkilatında yangın var, sayın Başkanımız... Lütfen yayıılmadan söndürünüz. Avrupa Yakası Müdür Yardımcısı olarak atanan Mehmet Emin Koçan’ın Mısır El-Ezher Üniversitesi tefsir bölümü, Anadolu Yakası Müdür Yardımcılığına getirilen Ethem Keskin de İlahiyat mezunu olduğunu biliyor musunuz?

Her ikisi de Daire Başkanı Ali Karahan’ın pasifliğinden yararlanarak deprem etkisi yaratacak görevlendirmeler yaptılar. Avrupa bölgesindeki müdür yardımcıları Anadolu’ya; Anadolu bölgesindeki müdür yardımcıları Avrupa yakasına verildiler. Başarılı grup amirleri, pasif görevlere ve evlerine çok uzaklara sürüldüler. Kendilerine yakın olan personeli onbaşı, çavuş, başçavuş, amir yardımcısı ve amir olarak atadılar. Partizan kadroları getirdiler. 25 yıllık personel Hüseyin Şişman gibi yangınlarda tecrübelerini kanıtlamış bir çok personel, baskılarına dayanayarak emekliliğini istedi. Daha geçen temmuz ayında eski İtfaiye Daire Başkanı Köksal Tandıroğlu’nun yaptığı değişikliklerin üzerinden daha 6 ay geçmeden bunlar ne atamalarıdır?

Gruplarda görev yapan personel olarak hem huzursuz, hem de sıkıntılıyız.

Lütfen gecesini gündüzüne katan personelin sıkıntıları araştırtınız. Asabi, ağzı bozuk ve görevi kaldırmayacak insanlar istemiyoruz.

Ecevit’in önerisi Yılmaz Büyükerşen

DSP’li eski bir milletvekili arayarak şu uyarıyı yapıyor: "Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen’e, Mimar Sinan Üniversitesi’nce ’fahri doktora’nın verildiği törende, Bülent Ecevit’in gönderdiği kutlama telgrafında ’Büyükerşen’in, Eskişehir’deki benzer olanakları ülkemizin tümünde gerçekleştirme olanağı bulabileceğini umarım’ sözü parti liderliğine ’vize’ verildiği şeklinde yorumlandı.

Aslında Ecevit’in, Habertürk’te de ifade ettiği, Büyükerşen’e önerdiği görev cumhurbaşkanlığı adaylığı... O da Cumhurbaşkanı Sezer’in 2. defa seçilmesi durumu gerçekleşmezse Büyükerşen’in aday gösterilmesi... Sezer de dışardan Ecevit tarafından aday gösterilmişti. Üç dönem rektörlük yapan, iki dönemdir de belediye başkanlığını sürdüren Büyükerşen icraatçı kişiliğiyle akademik çevrelerde, gençler arasında ve medyanın çoğunluğu tarafından sevilen bir isim olarak biliniyor. Bir AKP’linin aday olmasının cumhuriyetin değerlerini zora sokacağı biliniyor. Tabii burada başta CHP olmak üzere MHP; DYP ve ANAVATAN tarafından da benimsenmesi gerekiyor Büyükerşen’in..."

PİPETLEME (2)

ANKARA’dan bir doktor okurumuz daha aradı; ’Sağlıkta Pipetleme’ yazısı üzerine bir başka örnek veriyor: "Yenimahalle (SSK) Dispanseri’nde de 5 başhekim yardımcısı var; akşama kadar oturuyorlar. Öteki doktorların ise gün boyu 70 dolayında hastaya bakarken canları çıkıyor. Yarım gün çalışanlar 300-400, tam gün çalışanlar 500-600 milyon performans zammı alırken, başhekim yardımcılarına düşen miktar ise 1-1.5 milyar arasında değişiyor. İki doktora bir başhekim yardımcısı olur mu? Bu hem haksızlık, hem rezalettir."

Arabuluculuk

TÜRKİYE’de huzur ortamını sağlamaktan yoksun bir hükümet, Filistin-İsrail ve Irak’ta Sünni-Şii arasında arabuluculuk yapabilir mi? Adama "İlk önce kendi kapının önünü süpür" demezler mi? Kendi kapısının önünü süpüremeyen bir hükümet, başkasının kapısının önünü süpürebilir mi?

İsmet AKSAN-ALMANYA

Bilgisayar dersi

’BEN bilgisayar öğretmeniyim ve görev yerim Urfa. MEB’nin acemice yaptığı uygulama ile bilgisayar dersinin 1 saate indirilmesini bilgisayar destekli eğitime çomak sokmak olarak değerlendiriyorum. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu! Ek dersten vazgeçtik; 1 saatte kime ne anlatacaksınız.’

AB ve açıkta balık satışı

BAHÇELİEVLER, Ulubatlı Hasan Caddesi’nde Çarşamba Pazarı kurulur; burada balık tezgahları vardır. Emin olun pisliğinden kokusundan bıktık. Belediyeye başvurduk, bize "basına yansıtsanız daha iyi olur" dediler. Lütfen yazın da, Bahçelievler Belediyesi zabıtasına gerekçe olur belki! Hiç olmazsa Bağcılar Belediyesi’ni sorsunlar, bu belediyenin açık balık satılmasına karşı AB kriterlerini nasıl yaşama geçirdiğini öğrenebilirler. Ahmet KARA

Biliyor musunuz

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın hafta sonu İzmir’de Büyükşehir’in bazı etkinliklerine katılacağını, İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de 2-3 Mart’ta İzmir’de, 4 Mart’ta da Manisa’da konuşmalar yapacağını... ANAVATAN Partisi il ve merkez ilçe başkanlarının hafta sonu Ankara’da toplanacağını... SODEV ve TÜSES’in birlikte düzenlediği Sosyal Demokrasi Okulu’nun, 14 konferanslık 14. dönem derslerinin dün Bilgi Üniversitesi’nde (Dolapdere) Prof. Fuat Keyman’ın ’Siyasel Biliminin Temel Kavramları ve SD’nin Doğuşu’ dersi ile başladığını, bu yıl derslere rekor sayıda (90) kişinin katıldığını...

İzinsiz geziyi cebinden ödesin

BURSA Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin beraberindeki 5 kişilik bir heyetle 27 Şubat-3 Mart tarihlerinde Güney Afrika’nın Cape Town kentindeki ’Uluslararası Yerel Çevre Girişimleri Konseyi’ (ICLEI) toplantısına gitmiş.

Gezi 10 gün sürecekmiş.

Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin bağımsız üyesi İnşaat Müh. M. Semih Pala, "Bu gezi, İçişleri Bakanlığı Müşteşarlığı’nın 20.6.2005 tarihli genelgesine aykırıdır. Görevlendirmeler için belediye meclisince karar alındı mı; gerekli olan personelde yabancı dil bilgisi ve nitelikler arandı mı?" diye soruyor.

"Konsey toplantısının yapılacağının aylar önce belli olmasına rağmen, Belediye Meclisi’nden konu gelmemiş, bunun yerine Encümen’de alelacele gezi kararı aldırılmıştır. Mevzuata aykırı olarak alınan karar sonucunda yapılan bu gezinin tüm masrafları, başkanın ödenekleri de dahil olmak üzere başkan ve geziye katılanlar tarafından ödenmelidir.

Milyarlarca liralık gezi masrafı milletin sırtına yüklenemez."

Pala soruşturma açılması için İçişleri Bakanlığı’na, usule aykırı kararla masrafa neden olanlara zimmet için de Sayıştay’a başvuracağını bildiriyor.

Biga’da ağaçlar ranta kurban

DOĞDUĞUM Biga’mızın AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Özkan, 4-5 aydır yaptığı uygulamalarla Biga’nın yeşilliğine son vermek için elinden geleni ardına koymuyor. Kocabaş Çayı’nın (Gronikos) ilçenin içinden geçen kısmında, çay kenarında 40-50 yıllık ağaçları dozerlerle tek tek söküp, yıkıp, sözümona çay kenarındaki otoparkları daha kullanılır hale getirdi. Gerekçesi de ağaçların polenleri ve daha çok arabanın daha rahat park edebilmesi. Ayrıca Garaj Parkı’ndaki (çay bahçesi) yine parkla neredeyse yaşıt ağaçların yarısını kesip burayı (başka yer yok gibi) Özürlüler Lokali adı altında betonlaştırdı.

Başkan kime danışıyor; DSİ’den izin alıyor mu?

K.G.-İSTANBUL

Azerbaycanlı doktor; hiç endişe etmeyin biz de üst seviyede eğitim alıyoruz

Haberin Devamı

(Sadece hurriyet.com.tr'de bulabileceğiniz yazılar:)

Haberin Devamı

- İşte Dışişleri Mensuplarının 'cepsel' durumu

CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e, yurtiçinde ve yurtdışında görev yapan kamu görevlilerinin maaş açısından ciddi bir sıkıntı yaşadıklarını belirten ayrıntılı bir soru önergesi vermiş... Memurların özellikle çoğu zaman mesai saatlerini aşan saatlerde görev yaptıklarını, fazla mesai ücreti alamadıklarını belirterek, bunun Türkiye açısından büyük bir adaletsizliğe neden olduğunu ileri sürmüş...

Bu arada ücret adaletsizliğinin giderilip giderilemeyeceğini, ayrıca içte ve dıştaki personel sayılarını merak etmiş.Ülkü'ye Dışişleri Bakanlığından uzun bir yanıt verilmiş. Bakanlığın yanıtı özetle şöyle:- KADRO: Merkez ve yurtdışı teşkilatında 657'ye tabi personel sayısı 2.554; merkezdeki sözleşmeli sayısı 69; yurtdışındaki sözleşmeli ise 2.194'dür. Bakanlıkta ayrıca 70 sürekli işçi, 52 geçici işçi istihdam edilmektedir. Bakanlığın toplam personel sayısı 4.939'dur.

Yurtiçindeki memurların maaşları 657 kapsamındaki tüm memurlara yapılan ödemeler çerçevesinde yapılmaktadır. Ayrıca hizmet tazminatı, en yüksek devlet memuru aylığının ek gösterge dahil miktarı üzerinden, memurların unvanları ve maaş aldıkları dereceleri dikkate alınarak, teşkilat yasasında belirtilen oranlar nispetinde ödenmektedir.

Yurtdışında maaşlar, Bakanlığın görüşü alınarak Maliye Bakanlığı'nın teklifi ile Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen 'Emsal Kararnamesi'ne göre belirlenmektedir. Emsal Kararnamesi en son 1999 ve 2004 yıllarında tadil edilmiştir.

Yurtdışında görevli meslek memuru sayısı 526'dir. Yurtdışında temsilciliklerimizin bulunduğu ülkeler 20 emsal grubuna bölünmüş olup, her bir ülkedeki ücretler buna göre değişkenlik arz etmektedir. Ortalama ücretler aşağıda sunulmuştur.

Yurtiçi:

Müsteşar 3.224,91 YTL

Müsteşar Yardımcısı 2.949,11 YTL

Genel Müdür 2.949,11 YTL

Genel Müdür Yrd. 2.116,33 YTL

Daire Başkanı 1.963,41 YTL

Şube Müdürü 1.189,10 YTL

Başkatip 1.141,81 YTL

İkinci Katip 1.102,05 YTL

Aday Meslek Memuru 1.013,17 YTL

Yurtdışı

Büyükelçi...7.500 $.

Elçi Müsteşar,

Başkonsolos 7.000 $

1. Müsteşar 6.700 $

Müsteşar 5.800 $

Başkatip 5.000 $

2. Katip 4.200 $

3. Katip 4.000 $

Ataşe 3.800 $

Sorular üzerine sadece makam şoförleri ve destek hizmetinde görev yapanlara fazla mesai ödendiğini, kira yardımının en yüksek ortalama katkısının 750.000 dolar olduğu belirtiliyor. Bu arada özellikle AB'de kiraların yüksek seyretmesi nedeniyle kira katkı tavanlarının yükseltilmesi yolunda çalışıldığını bildiriyor. Okul yardımı ise, her çocuk için maaş emsallerine göre %1 oranında artırılıyor. Meslek memurlarına yurtdışı görevlere atanmaları halinde ilk gidiş ve dönüşte bilet bedelleri ödeniyor.

"Dışişleri çalışanlarının maaşların yeterli olup olmadığı" sorusuna da"Bakanlığımız mensuplarının maaşlarının ve mali imkanlarının, bütçe imkanlarının elverdiği ölçüde makul seviyelerde olmasına özen gösterildiği,iyileştirilmesi yönünde de çalışmalar yapıldığı" da belirtiliyor.

Haberin Devamı

 - Balkanlar tarihi çarpıtıyor

BALKANLARIN ortak özelliğidir tarihi çarpıtmak. Daha ilkokul çağlarında, çocukların beyinleri asılsız ve mesnetsiz iddialarla bulandırılmaktadır. Bu mesnetsiz iddialara da 'Tarih Dersi' denmektedir. Daha genç yaşlarda, ülkenin çoğunluğuna mensup çocuklara, Türk arkadaşlarından nefret etmeleri öğretilmektedir.

En acısı, etnik toleranstan dem vuran ve kısa sürede AB üyeleri olacak bu devletlerin, resmi tarih müfredatları sadece kendi çocuklarına değil Türk çocuklara da öğretilmektedir. Rumeli Türk çocuklarına atalarının barbar, istilacı olduğunu anlatılmaktadır.

Rumeli Türk çocukları, Türk okullarında bile bu tarihi kitaplardan bilgi ve ilim almak zorundadırlar. Derslerini iyi çalıştıklarını gösterebilmek için de, kendi atalarına atılan iftiraları aynen tekrar etmek zorundadırlar.
Nedense çocuklarımız gördüklerini (hanlar, hamamlar, okullar, medreseler, çarşılar, yollar, su akvaları..) değil de, duyduklarını (varvarlık,
istilacılık..) anlatmak zorundadırlar. Şimdi biz soruyoruz, nasıl bu barbarlar, bu kadar 'hizmet' şaheserlerini yarattılar. Onlar barbardı da, şimdiki 'tolerans' dolu zihniyetin eserleri nerede? Türk azınlık için yaptıkları yollar, okullar, kültür ensitüleri nerede?

Ne acıdır ki, bugün Üsküp Türk Çarşısı'nda rastlayacağınız herhangi Türk gençine Üsküp fethini sorarsanız, çok azı, hatta hiçbiri Yiğit Paşa'yı bilemeyecektir. Ama aynı kişilere 'Kalesh Anga'yı sorarsanız, size zorba Türk Paşasına direnen genç Makedon kızını anlatacaklardır. Çünkü Kalesh Anga hikayesi hem ilkokulda, hem lisede sürekli önlerine çıkmıştır. Oysa ki Yiğit Paşa tarihtir, niteldir; Kalesh Anga ise 'Yücelcilerimizi' kurşuna dizdiren komünist propagandanın bir yan ürünüdür, hikayedir, yalandır...

Lütfü Türkkan

Haberin Devamı

- Türkiye bizim de vatanımız

SİZİN sayfanızı çok dikkatle okuyorum. Siz gerçeklerin sembolü haline geldiniz. Ama bazıları bu beyaz sayfanıza leke atıyor, cevap vermemekten de duramıyorum. Umut Can Kaya bey adlı okurunuz, Azerbaycan, Moldova, Gürcistan ve Bulgaristan'da tıp eğitiminin yetersiz olduğunu vurguluyor. Belki kendi çalışmıyor ve yeterli seviyede eğitim almamıştır. Olabilir. Her ağacın çürük meyveleri olduğu gibi her ülkede de zayıf doktorların olmasını doğal karşılamalıyız. Okurunuz, o ülkelere gitti mi hiç? Oradaki tıp merkezlerini, eğitim ortamlarını kendi gözleriyle gördü mü? Özellikle Gürcistan ve Azerbaycan'daki tıp fakültelerini bitiren doktorların çoğu Amerika, Fransa, Kanada, Meksika, hatta Türkiye gibi önemli ülkelerde çalışıyorlar. Cahilce fikir yürütülmesini doğru bulmuyorum.

Bir örnek veriyim: Azerbaycan'da sahte doktor bulunamaz ama Türkiye'de sahte doktorların mevcut olduğunu gazetelerden okuyoruz. Demek ki halka hizmet verecek doktor sayısı yeterli değildir. Devlet bu nedenle böyle bir kararı almıştır. Avrupa'da, Amerika'da Türk doktorları çalışıyor da, yabancıların da gelip bizlere doktor hizmeti vermesi doğal değil midir? Bundan neden gocunuluyor? Azerbaycan bir Türk devleti değil mi? Burada sizler kadar Kazak, Özbek, Kırgız, Azerbaycan, Türkmen, Tarar Türklerinin de çalışmaları, Türkiye vatanları olduğu için doğal değil mi?

Onların üst düzeyde tıp eğitimi aldıklarından hiç şüpheniz olmasın. Çünkü hâlâ Sovyetler zamanında her alanda eğitim seviyesi yüksek olmuştur, bugün de en üst seviyede tıp eğitimi alıyorlar. Hiç endişe etmeyin, içiniz rahat olsun.

Doç. Dr. Eflatun NEMETZADE- Gazi Üniversitesi öğretim üyesi; 'Yeni Azerbaycan Yardımlaşma ve Kültür Derneği Genel Başkanı'


- Kürt Konferansında kimler konuşuyor

11-12 Mart tarihlerinde yapılacak Bilgi Üniversitesi'nde yapılacak 'Türkiye'nin Kürt Meselesi" konferansınının konuşmacılarının listesi dün açıklandı:

Mete Tunçay, Ruşen Arslan, İsmail Beşikçi, Sertaç Bucak, Ayşe Hür, Ümit Fırat, Nebahat Akkoç, Ercan Karakaş, Zozan Özgökçe, Ahmet Türk, Salim Uslu, Ali Bayramoğlu, Bilgin Ayata, Ayşe Betül Çelik, Zübeyit Gün, Engin Sustam Rojbin Tugan, Oya Baydar, Murat Belge, Servet Gün, Ahmet İnsel, Ferhat Kentel Mümtaz'er Türköne, Özdem Sanberk Ali Fuat Bucak, Ferda Cemiloğlu, Cengiz Çandar, Haşim Haşimi, Namık Durukan, Hasan Yıldız, Kürşat Bumin, Nilüfer Akbal, Salih Akın, Osman Baydemir, Fuat Keyman, Mehmet Uzun, Füsun Üstel, Naz Çavuşoğlu, Zeri İnanç, Etyen Mahcupyan, Baskın Oran, Mithat Sancar, İlter Türkmen, Selahattin Kaya, Mehmet Altan, Mehmet Ali Birand, Hasan Cemal, Şerafettin Elçi, Nihat Ali Özcan, Sezgin Tanrıkulu, Mesut Yeğen, Oral Çalışlar, Celal Başlangıç, Yavuz Baydar, Nevzat Bingöl, Ahmet Hakan, Mustafa Karaalioğlu, Derya Sazak ve Arif Sevinç.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları