Her şey gönül rızası ile oluyor

Sayın Güzin Abla, Sanem Çelik olayı ile ilgili "İşte dediğim çıktı" yazınızın son cümlesini şöyle bitiriyorsunuz; "... erkek bunu alışkanlık haline getirmiştir çünkü... Ne olur akıllı olun; erkeklerin oyununa gelmeyin."

Güzin Abla ne olur, tarafsız ol. Sen cinsiyet açısından iki tarafa da eşit mesafede dur. Yazılarında hep erkekleri suçlayan, itham eden kelimeler kullanıyorsun. Bunu kadın olmana veriyorum, ama yapmamalısın. Erkeklerin yaptığını kadınlar yapmıyor mu Allah aşkına? Erkek alışkanlık haline getiriyor da, kadın getirmiyor mu? Kadınların oyununa gelen erkekler yok mu? Genel olarak aldatma olayının baş kahramanları kadınlardır. Yani başlatan, tetikleyen kadınlardır. Kadınlar kendilerini arz ederler; erkekler de talepte bulunurlar. Hangi erkek, bir kadınla zorla bir araya gelebilir. Öyle değil mi? Karınızı bile zorla öpemezsiniz. Hiçbir erkek, bir kadından ilgi görmeden, o kadının peşinden gitmez. Yani ilk adımı atan, yeşil ışık yakıp sinyal gönderen daima kadınlardır.

Ve de hiçbir erkek de, kendisine meyleden kadını asla geri göndermez. Zaten sana yazı yazan hanımlar da, bu tür ilişkilere zorla girdiklerini söylemiyorlar. Değil mi? Hep bir gönül rızası var. Dikkat ettinse hep ilk adım, ilk ateşleme kadın tarafından başlatılmış; erkek de bu çağrıya icabet etmiştir.

Lütfen yazılarında artık kadınlara da seslendiğini görmek istiyorum. "Siz ne diye peşinden gittiniz, niye başladınız bu ilişkiye, orada ne işiniz vardı" gibi onlara da nedenlerini sormalısın. Bakalım ne diyecekler. Ayrıca ne evli kadınlar var ki, aynı bekar erkek gibi hovardalık yapıyor. Bunları bilmiyorum deme sakın.

Güzin Abla, bu işlerin kadını, erkeği, kızı, genci yok. Bu işler hep gönül rızasıyla, isteyerek oluyor. Lütfen bunu kabul et. Aliye’yi (Sanem Çelik) adam zorla mı arabasına bindirdi? İnşallah bu yazımı köşende yayınlarsın.

l RUMUZ: K.B


Elbette yayınlarım sevgili oğlum. Okurlarımın fikirleri benim için çok değerlidir; ancak tabii ki ben de sana haksız olduğunu söyleyerek cevap vermek isterim. Neden dersen, beni eğer düzenli olarak okuyorsan, sık sık evli erkeklerle birlikte olan genç hanımlara yüklendiğimi, ya da bekareti bozulduğu için pişmanlık duyup benden yardım isteyenlere de "Madem üzülecektin, aklın neredeydi" diye söylendiğimi bilmelisin.

Çoğunlukla bu genç hanımlar beni iyi tanıdıkları için, "Ablacığım şimdi bana kızacaksın ama" şeklinde başlıyor mektupları. Zaten bu yazımda da yine bir uyarı vardı kadınlara; evet olmayacak ilişkilerin peşinden gitmeyin, sonunda üzülen siz olursunuz demek istiyordum.

Ancak her ne kadar bazı tespitlerin yerinde olsa da, şunu da söylemeliyim ki, şu çok basit ve çok sıradan "Dişi kedi kuyruk sallamasa, erkek kedi peşinden gitmez" saçmalığını savunanlardan biri olmana üzüldüm.

Ama bak bir konuda haksız sayılmazsın, kadınlar da artık erkekler gibi kolaylıkla aldatıyorlar; elbette ben de farkındayım.

İnsanların en iyisi en çok faydalı olanıdır

İnsanların en iyisi insanlığa en çok faydalı olandır


Güzin Abla, aslında hem kendi adıma hem de diğer okuyucuların adına yazıyorum; biz sana çok minnettarız. İnşallah daha nice seneler yazmaya devam edersin.

O kadar çok insanın derdine çare oluyorsun ki, seni çok seviyoruz abla.

Ben hep okuyorum seni. Dua ederken sana da dua ediyorum hep. Allah sana uzun ömürler, sağlık ve sıhhat versin. Abla Allah adına; ailemden öğrendiğim ve bildiğim, iyi olmak, çalışmak ve insanlara faydalı olmaktır.

Rahmetli dedem "İnsanların en iyisi, insanlığa en çok faydalı olandır" derdi hep. Bu yüzden de onun tabiriyle ya muallim ya da hekim olmamız gerekiyordu. İnşallah ona layık evlatlar olabiliriz. Senin de insanlara çok faydan dokunuyor. Sen de onlardan birisin. Senin gibi iyi kalpli, çıkarsız, insanlara yol gösteren insanlara toplumumuzun o kadar çok ihtiyacı var ki! Sağ olasın, var olasın ablacığım.l RUMUZ: GÜVEN


Dua ederken beni de unutmaman ne kadar hoşuma gitti bilemezsin oğlum. Hepimizin her zaman böyle içten ve çıkarsız dualara o kadar çok ihtiyacı var ki... Sağ ol oğlum. Bu arada rahmetli dedenin bu sana aktardığı söz sanırım Peygamber Efendimize aittir. Umarım dedenin istediği gibi senin de insanlığa yararlı bir mesleğin olur.

Dışarı çıkarken izin alacakmışım

Ablacığım, işyerimde her gün senin yazılarını takip ediyorum. Bir kısmında kendimi buluyorum. Bazen de halime şükrediyorum. Ben de çok kararsız günler geçiriyorum.

2.5 senedir bir erkek arkadaşım var. Çok seviyor ve seviliyorum. Ama o aşırı kıskanç. Ben maddi manevi anlamda rahat yetişmiş bir kızım. Erkek arkadaşım hiçbir arkadaşımı istemiyor. "Senin arkadaşın da, anan da baban da benim" diyor. Evlendikten sonra ondan izinsiz ve onsuz hiçbir yere gidemezmişim; pencereye bile çıkamazmışım. "Annene bile gidemezsin, ben izin vermediğim sürece" diyor. Bana küfür de ediyor. Ama ondan kopamıyorum. Ondan ayrılırsam nefes alamayacakmışım gibi geliyor. Bir yandan da ya evlendikten sonra mutsuz olursam diye düşünüyorum. Kafam çok karışık. Riske girip, onu olduğu gibi kabul ederek, evleneyim mi?

RUMUZ: KARARSIZ


Sevgili kızım, bana kalırsa asıl onunla evlenirsen bir daha özgürce nefes bile alamayacaksın gibi görünüyor. Sana daha şimdiden bu kadar baskı yapan, üstelik sana kaba davranıp küfreden bir insanla nasıl oluyor da hálá evlenmeyi düşünebiliyorsun, anlamak mümkün değil. Bence bu hastalıklı bir kıskançlık, ama seninki de hastalıklı bir tutku.
Yazarın Tüm Yazıları