Fatih Hoca’ya borcu öğrenmek ister misiniz?

Önce gerçek bir hikaye.

Biz Bosna-Hersek karşısında ter dökmeye hazırlanırken, futbolun beşiği kabul edilen İngiltere’de de benzer bir durum vardı.

Onlar da bizim gibi -deyim yerindeyse- "kaybettikleri eşeği bulmuş" vaziyetteydi.

Puan tablosuyla filan kafa karıştırmayayım, manzarayı anlatayım.

İngiltere 88 bin 91 seyircinin doldurduğu efsanevi Wembley Stadı’nda Hırvatistan’la oynuyor.

Hırvatistan kupaya katılmayı garantilemiş. İngiltere yenecek ve gidecek.

Bahis şirketleri neredeyse "handikap" verecek maça, o kadar iddialı İngiltere.

Kadroda Lampard, Crouch, Gerard, Joe Cole, Beckham gibi herkesin tanıdığı yıldızlar var.

Hırvatistan’ı yenecekler ve 2008’e vize alacaklar, bu kadar basit!

Acaba?..

* * *

Maçın başında İngiltere kalecisi berbat bir şekilde golü yedi. Kova değil, delik kova modeli!

Allah korusun bizim Volkan yese, jölesine bakmadan sahaya gömüverirdik herhalde çocuğu.

İngiltere’de yaşayanlar "Destur"a İngilizce karşılık arama aşamasındayken Hırvatistan ikinci golü buldu.

İki Hırvat, beş İngiliz defans oyuncusunu "Hamamda kadınlar nasıl bayılır" pozisyonunda bırakıp maçı 2-0 yaptı.

İngiltere beleş bir penaltı ve sonrasında Crouch’un golüyle yakaladı Hırvatistan’ı, fakat maçın bitimine 13 dakika kala Hırvatlar Londra’nın havasını mevsim normallerinin altına çekiverdi.

Skor: 2-3.

Netice: İngiltere 2008’in dışına. Yerine Rusya geliyor.

İngiltere’de maç sonunda stattaki taraftar, ağlayan Beckham’ı alkışladı; artık "lanetli insan muamelesi" göreceğine emin olduğum teknik direktör Steve McClaren kovuldu.

* * *

Şimdi yazının başlığındaki soruya geçebiliriz.

BBC’nin web sayfasında, İngiltere’nin Avrupa Kupası Finalleri’ne katılamamasının ülke ekonomisine etkisi üzerine bir haber dikkatimi çekti.

Bir ekonomi profesörü, kaybın 2 milyar pound (yazıyla iki milyar pound!) civarında olduğunu belirtiyor.

Haberin kalan kısmı da bunu doğruluyor.

İngiltere’nin formalarını da üreten Umbro panikte. Şirket ağır bir darbe yemiş vaziyette.

Pub’lar, seyahat şirketleri, bahis şirketleri, ıvır-zıvır üreticileri ve çevrelerine etkileri göz önüne alındığında kaybın 2 milyar pound’u geçtiği de düşünülebilir.

* * *

Şimdi tutup hesap defteri açıp kár/zarar hesaplamak zamanı değil.

Fakat millilerin aldıkları para çok tartışıldı.

Milli formayı giymenin karşılığında para kazanmayı eleştirenleri bir noktaya kadar anlayabiliyorum.

Fakat ödenmeye karar verildiyse miktarın tartışma konusu haline gelmesine de üzülüyorum.

Kıymetini herhalde oraya gidince anlayacağımız (Sevinmek öğretilmiyor, o yüzden ağız tadıyla sevinemiyoruz belki!) bu büyük başarıyı parayla ölçenlere selam olsun diye aktardım BBC’nin haberini.

Bu hesaba göre Fatih Hoca’ya haydi 2 olmasa bile 1 milyar pound borcumuz var demektir.

Kutlarım Fatih Hoca; hesabı İsviçre’de iyice kabartman dileğiyle.

(Not: İngiltere’deki hadise bizde yaşansa ne olurdu kısmını hayal gücünüze bırakıyorum!)
Yazarın Tüm Yazıları