Eskimo ülkesinde buzdolabı satmak

ÇOK kişi dile getiriyor; Gloria Jeans, Starbuck’s vesaire gibi firmalar, Türk kahvesinin, Türk çayının öne geçmesini istemiyor; çünkü bunlar yerel üretimler. Bu ürünlerin kokusunun kazınması onların daha çok işine gelir.

Bunlar, İrlanda işçisinin ürettiği ya da Amerikalı firmalarin tükettiği, adı kahve olan fakat çekirdek kahvenin % 40, aroma, ilave katkı, süttozu vesaire gibi nesnelerin % 60 olduğu hilkat garibelerini satarak globalizasyon ayağını zengin etmeye çalışan bir sistemin türevleridir.

İlla teknoloji lazım, hijyenik olsun deniliyorsa sağolsun artık Türk şirketleri de gerekli teknolojik yatırımı yaparak bu geleneksel lezzetlerimizi bize sunuyorlar; Telve makinesiyle kahve içiniz, Tiryaki ile çay demleyiniz, inanın lezzet, aynı lezzet.

Aslında bu şirketler nasıl bir gayya kuyusuna çomak soktular bir bilseler, bu işe girecek cesarete sahip olabilirler miydi diye düşünmüyor değilim.

Bu tarz geleneksel içkiler, ülkelerin Turizm ve Kültür Bakanlıkları tarafından teşvik edilir; çünkü bunlar bir ülkenin en ucuz propaganda malzemesidir.

Fransız Cognac’ı, İskoç Whiskey’si, Japon Sakisi diye uzar gider, İrlanda kahvesi, İngiliz çayı diye de eklenir. Şu an Türkiye’de Lipton İngiliz Çayı’nı, Gloria Jeans de İrlanda kahvesini çok güzel bir şekilde pazarlamaktadır; bu bir nevi Eskimo ülkesinde buzdolabı pazarlamakla aynı şeydir. Ama pazarlama kabiliyeti bizden daha gelişmiş olduğu için bize kahve diye laboratuvar ürünlerini, çay diye boyalı suları satmaktadır.

Ha bu arada bizim bakanlığımız da porselen bardakta çay servisi yapan hotellere 5 yıldız vermektedir.

Dünyada ince belli bardak, kahve fincanı sadece bizim kültürümüzde vardır. Bakanlık buna dikkat etmek zorundadır. Neticede Türk kültürünü korumak, bakanlığın asli vazifelerinden biridir.

Tugay TOYDEMIR

Zenginler salak mı

RECEP Re yazıyor: ADAM villasını satacaktı. Villa denizi uzaktan gören bir yerdeydi; Çamlıca yakınlarında bir yerde.

Villanın fiyatı 250 bin dolar ederdi. Emlakçılarla görüştü, ilanlar verdi; ancak bir türlü alıcı çıkmıyordu. Acilen de paraya ihtiyacı vardı.

Birden aklına, bu kez ‘1 milyon 250 bin dolara satılık villa’ ilanı verdi. Ve onlarca kişi aradı kendisini ve sonunda bu fiyata da sattı.

Sonra yakınlarına ‘Zenginlerin birçoğu salaktır. Başkalarının alamayacağı fiyatta mal satın aldıklarında, kendilerini diğerlerinden daha akıllı sanırlar’ dedi.

İstanbul’da kolay yoldan rant dediğiniz de budur.

Tarikatçı mı olalım

ADIYAMAN’ın Kahta İlçesi’nin Akıncılar Beldesi’nde memurluk yapıyorum. İlköğretim okulu, sağlık ocağı ve karakol bulunan 1500 nüfuslu beldemizde cep telefonları tam olarak çekmiyor. Biz memurlar Avea’nın kurumsal tarifesini almıştık. Ancak beldemizde çekmiyor. ‘Olabilir’ diyebilirsiniz ancak benim takıldığım konu şudur:

Bizim hemen yanımızdaki köyde üç cep telefonu operatörünün de baz istasyonu bulunuyor. Hem de üçü yan yana. Bu köyün belki ismini duymuşsunuzdur; Nakşibendi Tarikatı’nın merkezi olan Menzil Köyü’dür. Sırf oraya gelen ziyaretçiler mağdur olamasın diye buraya üç operatör de baz istasyonu kurmuştur. Ancak bizim yaklaşık 1.5 yıldır yaptığımız başvurulara cevap bile vermemişlerdir. Burda başta biz memurlar (öğretmen, asker, sağlık personeli) olmak üzere tüm vatandaşlar mağdurken onlar tarikatçılara hizmet etmeyi yeğlemektedirler. Onların bu tavırlarını duyurmak için sizin yardımcı olmanızı rica ediyorum.

Ö.A.

Domuza yasak mı var

TRAKYA’dan bir domuz çiftliği üreticisi soruyor. Domuza bu kadar düşmanlık niye... Neden bir domuz mezbahamız yok. AB’den tarih beklerken, Trakya’daki domuz üreticilerine ‘Hayvanlarınızı satmazsanız imha edeceğiz’ deniyor. Bir ilin İl Tarım Müdürü’nün, ‘Müslüman mahallesinde domuz satılmaz, hepsi kalkacak, boşuna ruhsat beklemeyin’ dediğinden Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül’ün haberi var mı? Türkiye’deki gayrimüslimler ve yabancı diplomatlar ne yiyecek?

Bakanın gücü yetmedi

‘Yalçın Bey, İkitelli’deki okurunuzum ben. Kaç kez yazdınız; OSB’deki kaçak inşaatı. Gecekondu işhanı dediniz, mühürlendi dediniz, AKP’nin torpili engel tanımıyor dediniz; OGB’lerin bağlı olduğu Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un size açıklama göndererek OSB’nin doğal başkanı olan İstanbul Valisi’ne yazı yazarak soruşturma açtığını söylediğini yazdınız. Ne oldu? Altı ay aradan sonra yeniden inşaata başlandı. Bu yerin sahibi gözüken Kahramanmaraşlı Halil İbrahim Kılıç’ın ne kadar güçlü olduğu anlaşılıyor; Organize Sanayi Bölgesi’nin arıtma sahasına kaçak inşaat yapabiliyor? Ne plan var, ne proje var ama kendisini bakanlığın üstünde sayabiliyor demek ki... İkitelli OSB Başkanı Yusuf Akgün’ün bütün bunlara gücü yetmedi; şimdi yerine getirilen atama başkan Temel Çoruh’u izleyeceğiz ne yapacak diye... Hadi Büyükşehir görmüyor, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay da görmüyor mu kaçağı...’

Başbakan Erdoğan, ‘Kaçak inşaatları en kısa sürede tek tek yıkacağız’ dedi de ne oldu sanki?

Biliyor musunuz

İSTANBUL’dan (Albayraklar) gelip AKP’den Isparta Belediye Başkanı seçilen Hasan Balaman’ın, İstanbul’dan tanıdıkları Zekeriya Eroğlu’nu danışman, Yaşar Ergüncan’ı Eğitim Müdürü, Cengiz Şimşek’i Temizlik Koordinatörü, Adnan Coşkunsu’yu İmar Müdürü ve Halil Kadar’ı Yol Yapım Müdürü görevlerine atadığını... BAKIRKÖY’de, partiye yönelik eleştirileri sebebiyle CHP İlçe Disiplin Kurulu’na ihraç istemiyle verilen Yakup Akyüz’ün (CHP İstanbul Milletvekili Halil Akyüz’ün kardeşi), Mustafa Sarıgül tarafından Şişli Belediye Başkan Yardımcılığı görevine getirildiğini... Kemal Özden’in başkanlığını yaptığı Ulusal Sanayi ve İşadamları Derneği’nin (USİAD) dün altı yaşına bastığını...
Yazarın Tüm Yazıları