Eşimle ailem arasındaki tatsızlık huzurumu bozuyor

Saygıdeğer Güzin abla, ben 44 yaşında, 23 yıllık evli, üç çocuk babası bir beyim.

Çocukların ikisi üniversiteye gidiyorlar, küçükleri henüz lisede. Sonuçta, Allah’a şükür çocukları büyüttük, halimiz vaktimiz de yerinde. Ancak basit de olsa benim bir sorunum var ve bu durum aile huzurumuzu bozuyor.

Benim hanım, 42 yaşındadır. Nedense benim ailem, yani annem ya da kardeşlerimden söz edildiği zaman bir anda tavırları değişiyor. Düşmanca bir ifade takınıyor. Bunu görünce ben de çok huzursuz oluyorum. O zaman sözü değiştiriyor ama bunu hep yapıyor. Oysa ben onun ailesine karşı her zaman saygılıyımdır. Onlar da beni severler, aramızda hiçbir sorun olmamıştır.

Ancak karımın bu tutumu yüzünden ondan soğuduğumu hissediyorum. Kendisini defalarca ikaz ettim ama değişmiyor. Ben de size yazmaya karar verdim. Ne yapabilirim?

n RUMUZ: AİLEM


Sevgili oğlum, yuvanızın huzurunu bozacak kadar önemli bu sorununuzun kökeninde, belki de sizin bilmediğiniz bazı nedenler yatıyordur... Yine de bu sorun bunca yıldır sürdüğüne göre, geçmişte ciddi bir problem de yaşanmış olabilir. Eşinize bir sorun bakalım, büyüklerinizle ya da kardeşlerinizle arasında onu üzen bir olay mı geçmiş? Sizin bilmediğiniz bir tartışma mı yaşanmış? Bir kırgınlık mı olmuş?

Doğru olmasa da kadınlar biraz kincidir, bilirsiniz. Kendilerine yapılan bir haksızlığı kolay kolay unutamazlar. Yoksa durup dururken, kadıncağız neden ailenize karşı bir tavır alsın? Ayrıca bunu onlara hissettirmiyor, yalnızca sizinleyken, elinde olmadan tavrı değişiyorsa, yine de üzerinde durmamalısınız. Yeter ki, onlara saygıda kusur etmesin, duygularını saklayabilsin.

Ama size karşı saygı ve sevgisine dayanarak, ailenize karşı beslediği olumsuz duyguları da açığa vurmamaya gayret etmeli. Madem sizin için üzüntü oluyor, madem sizi kırıyor, bu tutumunu değiştirebilir. Bir kırgınlık bile varsa, aradan geçen bunca yıldan sonra çocukların ve sizin hatırınız için bunları unutmaya gayret edebilir.

Aile içinde zaman zaman üzücü, kırıcı sözler söylenir. İnsanlar olgunlaştıkça bunları unutur, daha hoşgörülü davranabilirler. Sonuçta siz bir ailesiniz. Ama siz de bunca yıllık eşinizden soğuduğunuzu söylemeyin... Bu tutumu da size yakıştıramam.

İki sevgili arasında tercih yapamıyorum

Sevgili ablacığım, benim sorunum kolay kolay kimseye bağlanamamam. Tek bir kişiyle beraber olamıyorum. Henüz 20 yaşındayım ama şimdiye kadar birçok erkek arkadaşım oldu. Bu arada da iki erkekle birlikteyim. Birini ben çok seviyorum, diğeri ise beni çok seviyor.

Kısacası birinin sevgisi ve ilgisi çok hoşuma gidiyor, diğerinden ise ben vazgeçemiyorum. Bir çıkmaza girdim. Kimseyi üzmek de istemiyorum ama ne yapacağımı da bilmiyorum. Lütfen bana yardım et.

n RUMUZ: DALDAN DALA


Kızım, belli ki şimdiye kadar gerçek anlamda aradığını bulamamışsın. Bu yüzden hayatına istemeye istemeye birkaç sevgili katılmış. Şu anda iki kişiyle aynı anda olmanın da nedeni belli. Bak; diyorsun ki birini ben seviyorum, öteki de beni seviyor. Demek ki asıl sevdiğinden beklediğin ilgiyi ve sevgiyi göremediğin için, seni seven ve ilgi gösteren öteki arkadaşının sevgisine sığınıyorsun. Tabii bu seni mazur göstermez. Sana hak vermiyorum ama, seni anlamaya çalışıyorum.

Zaten mektubundan da anlaşıldığı gibi, sen de bu durumdan hoşnut değilsin. Sen de mutlu olmak istemez misin? Bu şekilde de mutlu olabileceğini hiç sanmıyorum. Seninki daldan dala konmak değil kızım... Sen, aradığını bulamamanın huzursuzluğunu yaşıyorsun. Ne yazık ki son zamanlarda, ilişkiler pek yüzeysel yaşanıyor, ciddiye alınmıyor. Gençler genelde sıradan ve geçici ilişkilerle yetinmeyi tercih ediyorlar. Bunun nedenlerini burada saymaya kalksam sütunlar yetmez. Ama bu biraz da gençlerin tutumundan kaynaklanıyor.

Ve tabii ilişkilerde en önemli sorun sevgisizlik... Sevgi olmayınca her şey yüzeyde kalıyor. Gerçek anlamda sevebileceğin, seni gerçekten seven birini buluncaya kadar, seni de yıpratan bu boş, anlamsız ilişkilerden uzak durmanı önereceğim. Ama acaba beni dinleyecek misin?

Babamın bunca nefretini kazanmak için ne yaptım

Merhaba Güzin abla, ben Danimarka’da yaşıyorum. 24 yaşında bir gencim. Bu yaşıma kadar ailemden bir sevgi görmedim. Beni hep haksız yere yargılayıp durdular. bir senelik evliyim; eşim buradaki kanunlardan dolayı buraya gelemiyor, Türkiye’de kalıyor.

Ben babamla yaşıyorum. Ama babam hep bana karşı kin ve nefret dolu. Ne yapsam yaranamıyorum. Ne zaman dara girse maddi ve manevi hep yanında olurum. O ise kavga etmek için bahaneler bulup duruyor.

Sabahları 07.00’de evden çıkıyorum. Akşam 23.00’te dönüyorum. Yine huzurum yok. Her şeye eşim için katlanıyorum. Babamın bunca nefretini kazanacak ne yaptım? "Kendine ev bul" diyor, tamam bulurum da manevi olarak kendini rahat hissedebilecek mi ben evden ayrıldığımda?

Eşimi de Türkiye’deki evinde istemezse, o ne olacak? Zaten eşim veremden yeni kurtuldu. Onun üzülmesini istemem, zaten o bana hep destek oluyor. Kader bir gün bize gülmeyecek mi? Sizce ne yapmalıyım? Eşimi de alıp arkama bakmadan gitmeli miyim? Yoksa her şeye razı mı olmalıyım? Umarım cevap verirsiniz.

n RUMUZ: ÜZGÜNÜM

Babalarla erkek evlatları arasında zaman zaman böyle bir zıtlaşma söz konusu olabiliyor ne yazık ki... Sanki aralarında bir rekabet varmış gibi... Bazı aileler çocuklarına sevgi vermek yerine, sürekli onlardan bir şeyler bekliyorlar. Onu yaşlılıklarının garantisi olarak görmek istiyorlar.

Şaşılacak bir şey bu, ama herkes bir olmaz oğlum. Ne yapalım, sen de eşine dört elle sarıl. Orada durumunu bir an önce sağlamlaştırıp, eşini yanına aldırmaya bak. Onun sevgisine sığın, kendi aileni düşün.
Yazarın Tüm Yazıları