Dünya üzerinde sadece 25 kişi

Cemil İpekçi, “Amerika bizden gizliyor, 2012’de insanlığın yarısı yok olacak” demiş. Ayrıca 2012 mevzusuyla ilgili başka şeyler de...

Haberin Devamı

2012’ye dair daha önce bu köşede birkaç kez çiziktirdiğim için İpekçi’nin söylediklerini okudum haliyle.
Yeni bir şey yok, bilinenleri tekrar etmiş. Lakin Amerika’nın bir şey gizlediği yok. Varsa da bu değil.
New York’ta yaşayan bir arkadaşım geçenlerde msn’den apar topar  google uzantılı bir link adresi verdi.
“Bugünlerde herkes o adresteki videoyu izliyor, hemen izle” diye hayli ünlemli bir dipnot düşerek... Adresteki videoyu izledim.

UFO’lardan, UFO’nun tarihçesinden bahsediyor uzun uzun.
NASA’dan adamlar, astronotlar konuşuyor. Buraya kadar bildiğimiz, X-files şeyler.
Videodaki asıl iddia şu: Dünya dışında yaşam özelliği olan başka gezegenler olduğu ve -sıkı durun şimdi- bu bilgiyi dünya üzerinde sadece 25 kişinin bildiği!
Bu 25 kişi kim ola ki teorilerine hiç girmiyorum. Çünkü inandırıcı değil iddia. Ama bundan güzel film olur doğrusu.
Yine de şu an -NY’lu arkadaşımın söylediğine göre- Amerikalı gençlik bu videonun etkisine kapılİp gitmiş durumdaymış.

Haberin Devamı

Yeşilçam ödüllerine yakışmayan gece

Jüri sisteminden dolayı “Türk Sineması’nın Oscar’ları” olarak konumlandırılan “Yeşilçam Ödülleri” için yapılan “adayları açıklama gecesi”, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kötü geçti.
Özellikle de “Oscar’lık” tanımlaması yapılan bir iş için insan daha şık bir organizasyon bekliyor.
Her seferinde neden Garaj ıstanbul seçiliyor ya da seçiliyorsa bile neden ortam bu kadar karanlık oluyor, anlamış değilim. O zifiri karanlığı aydınlatan kamera ışıklarının tacizi de cabası.
Tamam onlar görevini yapıyor, ama ya onların içeri alınmaması lazım ya da başka bir çözüm bulunması şart.
En son Özgü Namal’a doğru yönelince kameralar, Özgü Hanım bile dayanamayİp şöyle dedi: “Arkadaşlar sahnede adaylar açıklanıyor, ayİp olacak, sonra röportaj yapsak?”
ALAKASIZ NOT: Bu arada Hatice Aslan’ın oğlu Ekin ne zaman keşfedilecek ve “Kavak Yelleri”, “Gençlik Rüzgarları” gibi dizilemelerden birinde oynayacak, meraktayım...

Yalın’ın “hüzünlü Marslı”sı

W Otel’in lounge’unda artık gelenekselleşen çarşamba partilerinde bu kez daha çok 30 yaş altı kitle vardı. Zaten ıstanbul’da bir mekanı önce 30 yaş üstü popüler kılıyor, onların ardından da 30 yaş altı oraya hücum ediyor. Böyle garip bir orantı söz konusu.
Neyse, bu haftaki çarşamba partisinin en ünlüsü yine şarkıcı Yalın’dı. “Yine” diyorum, çünkü Yalın’ın yeni evi otel civarında, yani hayli yakın.
O da soluğu -kolayca- burada alıyor haliyle. Peki Yalın kiminle katıldı geceye? Sevgilisi Christina’yla.
Bir an uzaktan bakınca Christina’yı Ayşe Hatun Önal zannettim. Çok ama çok benziyor Önal’a. Aynı “hüzünlü Marslı” ifade...
Bir süre Yalın’la el ele oturan Romanyalı Christina, daha sonra sessiz sedasız mekanı terk etti. Meğer uyumaya gitmiş! Yalın ise onsuz eğlenmeye devam etti.

Haberin Devamı

Beren Saat kapak olmak istemiyor

Normalde dergicilerin en büyük sıkıntısıdır.
Bir ünlüye, “Sizinle röportaj yapmak istiyoruz” derler, karşı taraftan genelde şöyle bir yanıt gelir: “Kapak olursam seve seve.”
Hep bir kapak olma sevdası vardır yani. Bu yüzden şart koşan çoktur, “kapaksam, röportajı kaparsın” diye...
Ama şart koşmayan da varmış. Beren Saat onlardan biriymiş!
Birçok dergi peşindeymiş. Hatta “sizi kapak istiyoruz” diye teklif götürüyorlarmış. Zorunluluktan değil ama, istedikleri için Beren Saat’i...
ılginçtir; Beren Saat tam aksine, “Kapak olmak istemiyorum” diyormuş, “ama kapak yapmayacaksanız röportaj vereyim”.
Her ne kadar bu yanıt dergicilerin sinirlerini tel tel etse de, bu istisnai durumundan dolayı Saat’i kutluyorum.

Proje atlası

Haberin Devamı

şehir atlası, klip atlası, moda atlası’ndan sonra şimdi bir de proje atlası mı çıktı demeyin. Daha ne atlaslar yaratacağım, heyecanla bekleyin. Proje atlası ise geçici. Sadece bugünlük. Ama devamı gelebilir, hiç bilinmez. Çünkü bu ülke habire proje üreten ama bu projeleri hayata geçiremeyenlerin ülkesidir, bilirsiniz.
Neyse, çok uzatmadan son günlerde duyduğum -ve sonuna dek katıldığım- şahane bir proje önerisi var. THY ile ilgili.
Fikir, iletişim danışmanlığı yapan Metin Gürsoy’dan. Buyrunuz:

MADONNA’LI THY TANITIM PROJESı!

“Kevin Costner bütçe olarak daha uygun olabilir THY için.
Ama işi fantezi tarafına götürürsek, THY için planladığım tanıtım kampanyası şöyle olurdu: Miles Away / Madonna Flies Away with THY. Çekilecek tanıtım filminin yanı sıra Madonna’nın sona eren turnesine ilaveten sadece beş konserlik bir Candy Shop Luxury Mini Tour yaptırılabilirdi. Madonna tüm konserlerini içinde Turkish Delight’ın da geçtiği Candy Shop’la açardı.
Ve şu anki single’ı Miles Away’i söylerken arkada oynayan videoda, ıstanbul Atatürk Havalimanı arrivals-departures tablosuyla Madonna’nın uçağının geliş gidiş saatleri gözükürdü. Bu turun resmi taşıyıcısı THY olurdu. Konserler bin kişilik VIP’lere yapılır ve sadece beş şarkılık bir performansı içerebilirdi.
Madonna bu beş şehirde kulüp tarzı yerlerde çıkar ve biletler fahiş fiyatlara satılırdı.
Bu arada Madonna için THY özel bir uçak hazırlardı.
Boeing 737-800 bu tur için yeniden dekore edilirdi.
THY bu uçakla daha sonra da normal seferler yapar ve bu koltukları 4 bin Euro’dan satabilirdi.”

 

Yazarın Tüm Yazıları