Dünya Neleri Konuşuyor

Gila BENMAYOR
Haberin Devamı

Deli dana savaşları

İngiltere ile Fransa arasında bugünlerde müthiş bir savaş yaşanıyor.

Mesele Fransa'nın, deli dana hastalığı korkusuyla İngiliz sığır etine karşı uyguladığı ambargoyu kaldırmaya yanaşmaması. Oysa diğer Avrupa ülkeleri 1996 yılından beri yürürlükte olan ambargoyu haziran ayında kaldırmış.

Fransa fena halde diretiyor. Başbakan Jospin ‘‘Kusura bakmayın hiçbir riski göze alamam’’ diyor.

İngiltere top yekun Fransa'ya savaş açmış durumda. İngiltere'nin büyük süper marketleri ‘‘baguette’’ ekmeğinden şaraba, peynirden meyveye Fransız mallarına karşı büyük bir boykot başlatıyor. Boykotun başını çeken kişi de Tarım Bakanı Nick Brown. İngiliz bakan kokteylerde özellikle Fransız şarabını reddediyor. Gazeteciler ‘‘Fransızlara karşı bu ne öfke? Yoksa ırkçı mısınız diye’’ diye sıkıştırıyorlar onu. Bakan ‘‘asla’’ diyor ve devam ediyor: ‘‘Irkçı değilim. Üstelik Fransızları severim. Fransız yemeğine bayılırım ama bu Fransız hükümeti büyük hata işliyor. Geri adım atmadığı takdirde ağzıma asla Fransız peyniri koymam. Paramla istediğim malı almak hakkım var’’.

Bakan Brown ‘‘ Fransa ile yakın komşuyuz ve iyi geçinmemiz gerekiyor’’ diye konuşuyor ama Londra'daki göstericilerin ellerinde ‘‘Waterloo'yu unutma’’ diye pankartlar var. The Guardian Gazetesi'ndeki bir okuyucu mektubundaki ifade şöyle: ‘‘Fransızların tarih boyunca uydukları hiçbir anlaşma ve sözleşme yoktur. Kazara uymuşlarsa bu ya Gal'linin okuyla, İngilizin kılıcıyla ya da Almanın süngüsüyle olmuştur’’.

İngilizlerin boykotuna karşılık Fransız çiftçiler Manş Denizi'ndeki tüm limanları abluka altına alma tehdidini savuruyorlar.

Bu gerçek bir savaş değilse nedir?

Aslında İngilizlerin paniği pek de yersiz değil. Çünkü İngiliz Ulusal Çiftçiler Birliği'nin verilerine göre, kriz nedeniyle haftada bir çiftçi yaşamına son veriyor. Çiftliklerin yıllık kazançlarında yüzde 75'lere varan düşüşler var.

Çiftçilerin dizginlenemediğini gören Fransa ve İngiltere ne yapıyor? Meseleyi çözmesi için Brüksel'e Avrupa Komisyonu'na taşıyorlar. Düğümü Fransa'nın ambargonun devamı için öne sürdüğü bilimsel verileri inceleyecek olan bilimadamları çözecek.

Bilirsiniz her savaşta mutlaka bir vatan haini vardır.

Deli dana savaşlarının vatan haini ise Brigitte Bardot. Kendi adını taşıyan vakıf aracılığıyla yayınladığıı bildiride Sayın Bardot İngiliz tüketicilere şöyle sesleniyor: ‘‘Fransız çiftliklerinden gelen ürünleri sakın satın almayın. Zavallı hayvanları ölü hayvan artıklarıyla besliyorlar. Hele kaz ciğerinden kesinlikle uzak durun. Milyonlarca kaz ve ördek bu yiyecek yüzünden acılar içinde can veriyor’’.

Bir kitap

Amerikan Erkeğinin İhaneti

Feminist yazar erkekleri yazınca

AMERİKALI yazar Susan Faludi son kitabı ‘‘Amerikan Erkeğinin İhaneti’’nde erkekleri konuşturuyor. Faludi'nin 1991 yılında Pulitzer ödülünü kazanan ‘‘Amerikan Kadınına İlan Edilmemiş Savaş’’ kitabı feministlerin bir nevi manifestosuydu. Peki Faludi'nin son kitabı hemcinslerine ihanet mi ediyor? Hayır, çünkü yazarın amacı ‘‘Erkeklerin neden büyük bir çoğunlukla kadınların bağımsızlığından rahatsızlık duyduklarını’’ ortaya çıkartmak. Kitabı için yıllarca aktör, porno yıldızı, gemici, gangster bozması, astronot, fanatik sporseverlerle konuşmuş. Kitabından çıkan sonuç şu: Erkekler de aynen kadınlar gibi, aidiyet duygusunu törpüleyen, duygusal beslenme kanallarını tıkayan tüketici ve rekabetçi sistemin kurbanları Faludi'nin kitabı tam 662 sayfa. Anlaşılan, erkekler karşılarında dinleyen bulunca konuştukça coşmuşlar.

Gündemdekiler...........................

Turkuvaz yüzüklü başkan

İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Elysee Sarayı'nın şaraplı akşam yemeğinden vazgeçerek, açık büfe ve meşrubatla yetinmesi üzerine aylar sonra Fransa ziyaretini gerçekleştirdi.

Reformcu Hatemi İranlıların yaşamına az da olsa renk getirmiş bir lider. İranlı gençler arasında, onun gibi turkuvaz yüzük takma modası pek yaygınmış. Devrim sonrası liderlerin asık suratlarından bıkan İranlılar bir de Hatemi'nin sıcak gülüşüne bayılıyorlarmış. Onu sempatik kılan bir diğer faktör ise mütevazılığı. Portreleri, Humeyni, Rafsancani ya da Hamaney gibi ofisleri, dükkanları süslemiyor.

Söylendiğine göre, bizzat kendisi yasaklamış.

Hatemi kendisinden beklendiği gibi Paris'te Batı’ya ve özellikle ABD'ye zeytin dalını uzattı ve ‘‘21. yüzyılda diyalog kılıcın yerini almalıdır’’ dedi.

Ne ki ne yaptıysa Paris'teki rejim muhaliflerine yaranamadı. Polis kordonunu aşan bir kadın yüzüne ‘terörist’ diye bağırdı ardından arabasına domates atıldı. Hatemi’nin yüzünde o sırada yine o sıcak gülümsemesi var mıydı bilmiyorum.

Ailenin kirli çamaşırları

Geçenlerde Fransız TV 5 kanalını izliyorum. Ekrana Marmara depreminde yıkılan binalar geliyor. Merak ediyorum depremle ilgili ne söylenecek diye. Meğer program Fransa'da hızlı tren TGV ihalesine bulaşan yolsuzlukların ele alındığı bir program ve rüşvete en iyi örnek olarak bizim depremde çöken binalar seçilmiş. Ailenin kirli çamaşırları ortalığa biraz fazla saçıldı gibi geliyor bana.

Yazarın Tüm Yazıları