Bugüne kadar hiç áşık olmadım

Mirkelam, durdu durdu, bu kez de ‘Aşkımsın’ ile yine turnayı gözünden vurdu. Türkiye’nin dağları, ovaları, bayırları, çayırları, kumsalları, dereleri, tepeleri ‘Aşkımsın’la yankılanıyor.

1995’te ‘Her Gece’yle müzik dünyasına koşa koşa giren ‘pop-alaturka’nın yaratıcısı Mirkelam, ‘Joker’ ve ‘Unutulmaz’dan sonra şimdi de ‘Kalbimde Parmak İzin Var’ albümüyle ortalığı kasıp kavuruyor. Albümde yer alan acılı, tatlılı şarkıların hemen hepsinin söz ve müziği yine kendisine ait. Düzenlemeleri ise yine can dostu İskender Paydaş yapmış. Mirkelam bu albümünde fıkralar anlatıyor, gülüyor, bir de öneride bulunuyor: ‘Tertemiz bir dünya için, sabah akşam fırçala- Mirkelam’ın önerisi, çalkala çalkala- Mutluluğun reçetesi keman ile darbuka- Doktorların önerisi, çalkala çalkala- Erkek kadın, çolu, çocuk- Erisin buzlar, haydi kızlar- Bundan böyle yek vücut- Sağlam kafa, sağlam vücut- Tamam, oluyor, tamam- Gerisi yalan, aman aman.’

Hoppala, bu da nereden çıktı demeyin, kalkın hep birlikte Mirkelam’ın Caddebostan’daki evine gidelim. Yüzme havuzlu bir sitedeki dairesinin balkonunda hem çayımızı içelim, hem kekimizi yiyelim, hem de soralım, Fergan Mirkelam’ı dinleyelim.

Jeoloji mühendisi Fergan ile, söz yazarı-besteci-şarkıcı Mirkelam’ın arasından şimdilerde su sızmıyor.

- Fergan jeoloji mühendisi, Mirkelam gitar çalan çocuk. Eskiden beri ikisini bir arada tutmaya çalışıyorum. ‘Her Gece’nin ilk fırtınalı döneminde araları pek iyi değildi doğrusu, anlaşamıyorlardı. Şimdi ise Fergan Mirkelam’a, Mirkelam da Fergan’a yardım ediyor. İkisinin de ortak amacı, çevrelerini kuşatan daireyi mutlu tutmak. Ben müzik yaparken aklı asla kabul etmiyorum, akıl ne kadar uzak olursa o kadar güzel şeyler çıkıyor. Zaten sanatçının akıllı olmasından yana değilim, yaptığı işe zarar veriyor. Zeki olabilir, İnsan çok basit bir yaratık aslında, biz onu çok büyütüyoruz.

Aşk, Tanrı’nın bize bir oyunu

Bacak kadar çocukluğundan beri onca aşk şiiri yazacaksın, bunca aşk şarkısı besteleyeceksin, sonra da kalkıp sıcak bir Caddebostan öğleden sonrasında...

- Sana bir itirafta bulunayım, ben bugüne kadar hiç aşık olmadım. Ne Mirkelam’dan önce, ne de Mirkelam’dan sonra, inan ki böyle. Belki öyle biriyle rastlaşmadığım, belki de yeterince ilgi çekmediğim için. Aşk bence cinselliğin ön safhası, Tanrı’nın bize bir oyunu. Onun için ‘Aşkımsın’ın belli bir adresi yok, zaten hareketli olduğu için beni çok etkileyen bir şarkı da değil. Aşkımsın’da çocukluğumun geçtiği Florya’nın çamları, palmiyeleri, kumsalları var. Eşim var, ayrılık var, mutluluklarım, heyecanlarım var. Aşkımsın, aslında biraz profesyonel bir şarkı. İki sene önce yazdım, eklene eklene bugünlere geldi. Şu anda bütün Türkiye’nin dilinde, belki yok satıyor ama, yine de ben bu işi çok iyi yapamıyorum galiba.

Boşandıktan sonra psikiyatra gittim

Fergan Mirkelam’ın sezgileri de, hayata bakışı da bir başka türlüymüş, çünkü...

- Kadınlarla büyüdüm ben, annemle ve anneannemle beraber, babam bizden ayrıydı. Keşke baba şefkatini de doya doya tatsaydım ama, olmadı. O iki kadın hayata başka türlü bir bakış, başka türlü bir sezgi verdi bana. Hiç de ana kuzusu değilim, çünkü özgürlüğü çok seven bir insanım. Yalnız değilim ama, yalnız olmayı da seviyorum aslında. Her şeyden zevk almaya çalışırım, hayatı ve insanları çok severim. Arzu’yla iki sene oldu boşanalı, iyi ki çocuğumuz yok diyorum. Aramızdaki sevgiyi zor da olsa arkadaşlığa dönüştürdük.

Boşandıktan sonra bir psikiyatra gidip tedavi oldum ama, hiç ilaç kullanmadım. Evlilik aslında hem bana göre, hem de değil. O özgürlük anı var ya, eğer karşı taraf onu size vermezse birikim yapıyor. Kadın bence işte o noktada erkeğine karşı anlayışlı olacak, onu kıstırmayacak. Eşimden ayrıldıktan sonra benmerkezli oldum, şimdi eskiye göre kendimi daha ön planda tutuyorum. Çalının arkasında canavar var mı, yok mu diye hiç merak etmem. Hayatta hiç risk almam, biraz garanticiyim, o yüzden evi severim.

Sigaraya Salah Birsel’le başladım

Sigaraya Salah Birsel’in kitaplarını okuyarak başladım. Nasıl mı, bütün kitaplarının arka kapağında onun sigaralı fotoğrafını taklit ederek. Elinde sigaralı pozu çok hoşuma giderdi, ben de onu taklit ederek başladım, sonra hayatımın bir parçası oldu.

Bamya hariç yemek seçmem, harika yemek yaparım ama, kendi icadım olan usullerle. Mesela makarnanın haşlama suyuna karabiber veya sarımsak atarım. Geçen gece sabahın 3’ünde canım pizza istedi. Evde hamur yok, pide yok, sadece bir paket galeta var. Galetaları bir tabağın içine kırdım, sonra da üstüne sarmısak, salça, sucuk, kaşar peyniri koyup doğru mikrodalgaya. Ağzınıza layık gerçekten çok güzel oldu, isteyenler deneyip görsün.

Kadın ile erkeğin eşitliğine inanmam

Görünen o ki, Fergan Mirkelam maço değil ama, anti-maço da hiç değil...

- Kadınla erkeğin eşitliğine inanmıyorum, feminizm kadınlar için çok zararlı bir buluş bence. Doğanın kendine göre birtakım kuralları var, kadın ile erkek farklı yaratılmış. Erkek kadının daima bir adım önünde, çünkü Tanrı erkeğe enerji verip hep giden olarak yaratmış. Kadını ise sabit tutmuş; ona ‘Sen dur, çocuk yap’ demiş. Erkek, kadınına ‘Beni koru, tek eşim ol’ diyor, aldatma problemleri de biraz buradan çıkıyor. Doğada tekeşlilik yok, bunu insanoğlu, biraz da erkek egemen olsun diye kendisi ayarlamış. Erkek-dişi doğada eşit ama, biz öyle bir sistem kurmuşuz ki, buna göre kadınla erkek eşit olmamak durumunda. Hanımlar bana kızmasın ama, gerçek böyle, bu sistemi de ben kurmadım.
Yazarın Tüm Yazıları