Biat ve cemaat

CNN Türk’te Reha Muhtar’ın programında sizleri ve diğer stüdyo konuklarını izledik. "Yalandan kim ölmüş" sözüne haklılık kazandıran bir üslupla sözde "İslamcı" yazarların dini kavram ve değerleri nasıl ters yüz ettiklerine tanık olduk. Kanaatimce Türkiye’deki sorunun özünde bu insanların Müslümanlıklarına duyulan hoşnutsuzluk değil, onların "küçük zaferler" kazanmak ve "küçük kaleler zapt etmek" uğruna "Küçük dağları biz yarattık" tavrına duyulan tepki yatmaktadır.

Haberin Devamı

Reha Muhtar'ın programındaki ilginç bir tartışmanın ardından

Avrupalıların bir sözü vardır; "Müzik, tonlardan oluşur". Değerli konuşmacı Ali Bulaç’ın seçtiği notalara dikkat ettiğimizde, yalan-yanlış, kulaktan duyma tonlanan bu notaların İslami bir eser yaratmaya değil, Türk toplumunu yüzyılların ürünü olan değerlerinden kopartmaya hizmet ettiği açıktır. Maalesef düşünceleri egemenlere ödünç veren bu gibi fikir adamlarının, halkımızı ve inanları Amerika merkezli, totaliter bir sisteme malzeme ya da "hizmetkar" olarak layık gördüğüne tanık olmaktayız. Nasıl mı, Ali Bulaç’ın konuşmasından işte size bir kaç örnek:

CEMAATLER NEDİR

"Batı’da birey projesi çökmüştür. Modern toplum oluşturma çabaları iflas etmiştir. Cemaatler sivil toplum örgütleridir."

Bu iddia, Türk halkını yurttaşlık yerine, egemenlere ’yanaşma’ yapmak isteyenlerin bir fantezisidir. Bu temelsiz ’fanteziyi’ başta bir süre bireysel özgürlük haklarını kullanmak amacıyla Hollanda’da yaşayan Ali Bulaç olmak üzere Batı’da yaşayan herkes bilir.

"Anadolu’nun İslamlaşma sürecinde ilk olarak Anadolu’ya vahşi yağmacılar gelmiştir. Bu nedenle insanlar Türklerden nefret etmiştir." Bu iddia da ’yanar döner’ aydın hezeyanının en tipik örneğidir. Anı kurtarmak ve sadece sahnede kalabilmek için bir İslamcı yazar, mensubu olduğu Müslüman milleti hiç düşünmeden ’vahşi bir millete’, o milletin karşısındaki zalim Bizanslıları ise ’insanlara’ indirgemektedir. Ali Bulaç böylece yerleşik değerlere saldırabilmek için Bizans’a bile sığınmayı kendine yakıştırabilmiştir.

Ali Bulaç’ın ilginç tonlamalarından birisi de Türk seçmenin "şahsiyet sorunu" olan bir seçmen olduğu iddiasıdır. Bu iddiayı Ali Bulaç "Kürt seçmenin DTP’yi seçerek Kürt kimliğinin tartışıldığı" bir gecede ortaya atmıştır. Kürt kavramını olumlu örneklemede özenle seçen Ali Bulaç’ın Türk toplumuna ve halkına hakaret ederken bonkör davranması dikkat çekicidir.

BİAT ÖMÜR BOYUDUR

"Biat"ın bir toplum sözleşmesi olduğu ve süreklilik arzetmediği de bir iddiadır. Birçok tarikat ve mezhepte "biat" bir kez ve ömür boyu yapılır. Ölmeden önce unvanı elinden alınan bir tek tarikat lideri veya halife bulunmadığı gibi, her tarikat lideri veya halife bu makama ömür boyu seçilir. Aksi takdirde, tarihimizde ne Muaviye ne de Yezit olurdu. Şu andaki mevcut uygulamalara göre o lideri o makamdan, o görevden alıkoyacak hiçbir dini mekanizma da yoktur. Anlattıkları Ali Bulaç’ın kendi görüşleri, kendi fantezileridir.

Fethullah Gülen cemaatinin en önemli özelliğinin ve cemaati tanımlayan temel kavramın ’Gönüllüler Hareketi’ olduğu apaçık bir masaldır. Maalesef bu bir fantezi olmanın ötesinde kasıtlı bir karartmadır. Fethullah Gülen’e intisap eden insanlar "hizmet mensubudur". Cemaat’in adı "hizmet", cemaatin lideri "Hoca efendi", cemaat mensubunun unvanı "hizmete katılan" ya da "hizmetli"dir.

Bölgesel "hizmet" ise "bölge imamı", "bölge abisi" ve "gazetenin bölge Temsilcisi" tarafından yönetilir. Hizmete katılan müridin bu üç kişiden hiç birini değiştirme veya tercih etme hakkı yoktur.

Sayın Ali Bulaç, Türkiye’de Avrupa merkezli ’toplum-birey’ modelinin iflas ettiğini ilan ederek, bireyleri "cemaat ve hizmetkarlardan" oluşan bir "F Tipi" Amerikan rüyası görmektedir. Buna hakkı da vardır. Ancak, bu Müslüman Türk toplumun ideali olamaz. Olsa olsa bu Türk toplumunun er veya geç bozacağı bir Amerikan rüyasıdır.
Ömer DURU-ALMANYA

Biliyor musunuz

’Yengeç Oyunu’

TARİHÇİ Halil İnalcık’ın Sabancı Üniversitesi’nde öğrencileriyle birlikte yürüttüğü araştırmaların ardından kitaplaştırdığı, 15. ve 16. yüzyıllarda gerçekleşen Osmanlı mahkemelerinin kayıtlarından yola çıkarak senaryosuna imza atıp yönetmen koltuğuna oturan Ali Özgentürk’ün yeni filmi ’Yengeç Oyunu’nun cuma günü vizyona gireceğini; Avrupa Film Konseyi (EURIMAGES) ve Kültür-Turizm Bakanlığı destekli olan filmde Ayça İnci, Ayşe Kökçü, Özcan Varaylı ve Eskişehir’li genç tiyatro sanatçılarının oynadığını... BÜTÜN mahkum ve tutukluların sevdiği kişiler olarak bilinen Bayrampaşa Cezaevi kapatılınca Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü içindeki 7 cezaevinden 5 nolu cezaevi müdürlüğüne verilen Bahtişen Er’in Sivas’a, 4 nolu cezaevi müdürü Mustafa Kemal Çelik’in de Maltepe Çocuk Cezaevi’ne normal atama çercevesinde tayin edildiklerini... KRİZİN turizmde ’teğet’ geçmediği, yurtdışı bilet satışı yapan IATA seyahat acentelerinden derlediği verilerle ortaya çıktığını ve ocak-şubat döneminde bilet satışlarının %30.8’e düştüğünü (turizmgazetesi.com).. POLİS teşkilatının 164. yılı kutlamalarının bugün başlayarak çeşitli etkinliklerle bir hafta süreceğini... MHP İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı ve şehir planlayıcı Ahmet Turgut, kendisine oy verenlere (% 4.999) teşekkür ederken, görüş ve projelerini belediyelerle paylaşacağını ve kamu adına da denetim görevini yerine getireceklerini..

Rekor İsmail Ünal’da

CHP’li belediyeler arasında en yüksek oy oranını Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün elinden Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal aldı. İkinci dönem belediye başkanlığını kazanan Ünal % 68.770 oy alırken Öztürk’ün oyu % 68.070 oldu.

Bakırköy Belediye Başkanı Ünal Erzen’in oy oranı % 58.5, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci’nin oy oranı da % 48.534 olarak belirlendi.

Öztürk dördüncü, Değirmenci üçüncü, Ünal ve Erzen de ikinci kez seçiliyorlar

Başkanlar bugün CHP’li kadroların tebrikleri kabul edip mazbatalarını alarak göreve başlayacaklar.

Güneş için iki soru

SİVAS’tan bir dostumuz anlatıyor:BBP’nin helikopterinde gazeteci meslekdaşımız İHA muhabiri İsmail Güneş’in cenazesini kaldırdık. Soruyorum; 12 yıllık sigortalı olan Güneş, kaç aydır maaş alamıyordu? Kredi kartı borcu var mıydı? Patronu, çalışma koşullarına özen gösteriyor muydu? İki soru aklımda kaldı:

- Güneş’in cep telefonuyla başka kişilerle görüştü mü?

- Kazadan sonra Sivas Savcılığı’na teslim edilen görüntüler medyaya verilecek mi?

Yazarın Tüm Yazıları