Ankaralılar ’kobay’ olarak kullanılamaz

ANKARA halkına içme ve kullanma suyu olarak kullandırılmaya başlanıldığı söylenen Kızılırmak suyu; projelendirme ve ihale aşamasında, maliyet açısından ekonomik olmadığı, sağlık açısından zararlı olduğu tartışmaları sürüyor.

CHP Ankara milletvekili Yılmaz Ateş, "Devletin resmi ve bilim kuruluşları, Kesikköprü Barajı’ndan getirilen Kızılırmak suyunun kanserojen maddeler içerdiği ve insan sağlığını tehdit ettiğini tespit etmelerine rağmen, Büyükşehir Belediyesi yönetimi, bu suyu halkın kullanımına sunmakta ısrar etmektedir. Ankara halkı bir anlamda ’kobay’ olarak kullanılmaktadır. Kızılırmak suyu konusunda AKP iktidarı ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamaları artık kamuoyu ve Ankara halkı nezdinde güvenirliliğini yitirmiştir" diyerek bir Meclis araştırmasını açılmasını istiyor. Ateş önergesinin gerekçesinde ilginç verilere de yer veriyor.

- Ankara içme suyu, Gerede’den temin edilmesi ve 2003 yılında hizmete sunulması karara bağlanmıştı. Maliyet açısından ekonomik, kalite açısından da 1. sınıf statüsünde olan bu su getirilmiş olsaydı 2027 yılına kadar Ankara’nın su sorunu kalmayacaktı. Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi (halen inandırıcı bir gerekçe bulamamıştır.) son anda iptal etmiştir.

- Dönemin Ankara Valisi Yahya Gür’ün başkanlığında toplanan İl Koordinasyon Kurulu; 2027 yılından sonra Ankara’nın içme suyunun temin edileceği Kızılırmak suyuna ilişkin bilimsel raporlar incelemiş, Hükümete ve ilgili kurumlara gönderdiği yazıda şöyle demiştir: "Ankara’nın 2027 yılından sonraki içme ve kullanma suyu ihtiyacının Kızılırmak nehrinden karşılanması planlanmaktadır. Ancak Kızılırmak havzasındaki kirlilik durumu bu seviyede devam ettiği ve bu konuda önlem alınmadığı taktirde içme suyu kaynağı olarak kullanılamayacaktır."

- ’Kızılırmak Havzasını Koruma’ çalışmalarında 15 dolayındaki yerleşim biriminin (İl, ilçe, belde) kanalizasyonu ile 64 dolayındaki sanayi tesisinin atıkları arıtılmadan doğrudan Kızılırmak nehrine verilmektedir.

- DSİ’nin 2005 tarihli bir raporunda (Kesikköprü ve Kızılırmak’ı kastederek) Baraj göllerinin suyunun 2. sınıf su kalitesinde olduğu ve içme suyu olarak kullanılamayacağı belirlenmiştir.

- Tıp Kurumu’nun hazırladığı ’Kızılırmak Suyu Raporu’nda Kızılırmak suyunun içindeki zehirli kimyasal maddelerden ’arsenik ve kadmiyum’a özellikle dikkat çekilerek, bu suyun ham halinde 12.1 mikrogram/litre olan arsenik miktarının, İvedik Arıtma Tesisi’nden çıkışında 1 mikrogramın altında gösterildiği ancak geleneksel arıtma yöntemleriyle miktarın bu kadar düşürülemeyeceği vurgulanmıştır. Ayrıca bu raporda, Ankara’ya verilen Kızılırmak suyundaki arsenik miktarının, kanser riski taşıdığı da ortaya konarak, suda en düşük düzey olan, 0.5 mikrogram/litre arsenik bulunmasının bile 100 bin kişi için 10 binde bir kanser riski oluşturduğuna dikkat çekilmektedir.

Kızılırmak nehri, 1150 kilometrelik bir güzergahtan geçiyor.

Ankara halkının endişelerini gidermek görevi de Melih Gökçek’e düşüyor. Oturup şimdiye kadar ben nerede yanlış yaptım diye hiç düşünmüyor mu?

Referandum’a soyunanlar

KIZILAY metro istasyonunun bir köşesini çevirip, içine ’kiokslar’ koyarak üzerine kocaman, ’Büyükşehir Belediyesi Referandum Merkezi’ yazmışlar. Belli ki, bu vasıtayla ve kendilerince ’referandum’ yapacaklar!

Neyin referandumu acaba?

Referandum yetkisi ve görevi ’Yüksek Seçim Kurulu’nun’ değil mi?

Üzerine vazife olmayan işlere, soyunanlar, neyi amaçlıyor? Güvenliği tartışmalı, meşru olmayan, yönü ve yanı belli, sözde referandum denemeleri, aslında suç değil mi? Her önüne gelen referandum yapabilir mi?

Herkes kendi işini, gereği gibi yapsa; örneğin su problemi, sorunsuz çözülebilse daha iyi olmaz mı?

A.Y.

Kaldırımlar araçların işgalinde

ETLİK
Aşağı Eğlence’de Yunus Emre Caddesi’nin başlangıç noktasında yaya geçidi var. İncirli’ye gidiş yönünde saat 17.00’den sonra ve hafta sonları buradan geçmek hayli zor... Durak olmamasına rağmen İncirli minibüsleri tam yaya geçidinde yolcu bekliyorlar.

Oyle zamanlar oluyor ki iki araç yanyana bekliyor. Bırakın yayayı araçlar dahi zor geçebiliyor.

Aynı caddede Liva Pastanesi ve karşısındaki birkaç işyeri saat 17.00 den sonra ve hafta sonları araçlarını yaya kaldırımına park ederek yaya geçini engelliyor.

Bünyamin ÖNDER

Doğanın renkleri

TÜRK
basının usta foto muhabirlerinden Recep Peker Tanıtkan’ın, ’Doğanın Renkleri’ adını verdiği 15. kişisel fotoğraf sergisi 14-29 Haziran arası Bestekar Sokak No: 47 Kavaklıdere’de PR(1)MER Sanat Galerisi’nde açılıyor. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği üyesi olan Tanıtkan, 36 yıllık meslek hayatında objektifine yansıyanlarla sanatseverlerin karşısına çıkıyor.

www.fmd.org.tr

Biliyor musunuz

SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’a, DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız’ın "Üç büyük il dışında kalan illerde açılan 4 bin 601 işyerine karşılık 6 bin 405 işyerinin kapısına kilit vurması, Anadolu esnafının içler acısı durumunu ortaya koymuyor mu?" sorusuna Çağlayan’ın; İstanbul, İzmir, Ankara’nın dışındaki illerde 31 bin 246 işyeri açılırken, 17 bin 735 esnaf ve sanatkárın da kepenk kapattığını, bu illerde ilk iki ayda açılan işyeri sayısının 8 bin 431 olurken, kapananların sayısı ise 7 bin 846’yı bulduğunu açıkladığını...
Yazarın Tüm Yazıları