Hayat ne siyaset ne futboldan ibaret

SON kez yazıyorum ve bu yıl Süper Lig meselesini kapatıyorum.

Haberin Devamı

Çevremdeki Galatasaraylı arkadaşlarımı aradım ve hepsini tek tek tebrik ettim. Telefonla yetişemediklerime de mesaj attım.

Onlar bunu yaparlar mıydı, bilmiyorum.

Önemli değil…

Belki de bir gazetecilik refleksidir bu...

Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm ve bana sempatik gelen kurumlar, kulüpler, siyasi oluşumlar, sivil toplum örgütleri var.

Ama yazı yazarken ya da haberi değerlendirirken asla duygularımı karıştırmam.

Doğru doğrudur, yanlış da yanlış...

Eksik bir şey varsa bunu tamamlamak herkes gibi medyaya da düşer.

Demokrasinin güzelliği de buradadır.

Her şey tam olduğunda ya da ideale yakın olduğunda olgunlaşır.

Demokrasi de böyledir, olaylar karşısında gösterilen tepkiler de böyledir.

Biliyorum; fanatik olmayı taraftar olmaya tercih ediyoruz.

Gönül verilen o renklerle bütünleştiğinde, o tribünlerde ya da salonda olmak iyi hissettiriyor.

Haberin Devamı

Belki de daha güçlü hissediyoruz.

Ama bu fanatikler için geçerli söyleyeyim.

Taraftar olmanın zor olduğunu biliyorum; hele Türkiye’de iseniz...

Ben Karşıyakalıyım.

Ailem neredeyse üç yüzyıldır Karşıyaka’da yaşıyor. O yüzden Karşıyaka’yı tutmamdan daha doğal bir şey olamaz.

Ama ben Göztepe’nin başarısıyla da gurur duyan biriyim.

Çünkü İzmirliyim.

Ve İzmir’in birçok konuda olduğu gibi sporda da başarılı olmasını istiyorum.

Futbolun itici gücünden bu kentin de yararlanmasını istiyorum.

Karşıyaka başarılı olursa mutlu olurum; ancak Göztepe’nin başarılı olmasını da canı gönülden ister ve desteklerim.

Aynı zamanda Fenerbahçe taraftarıyım. Oğlum Atlas da öyle... Gerçi kaçan şampiyonluktan dolayı mutsuz ama O’na da anlatmaya çalışıyorum.

Galatasaraylı arkadaşlarımı kutluyor olmam da gayet normal...

Şimdi görüyor ve üzülüyorum ki...

Bu fanatizm insanların arkadaşlıklarını bile bozar durumda... Bu fanatizm çocuklarımızı okullarından bile soğutur durumda... Akran zorbalığı o kadar yaygın ki ve bu mağduriyeti azaltmak için bazen eğitim kadrosu bile yetersiz kalıyor.

Çünkü fanatizmle taraftar arasında sıkışmış bir eğitim kadrosu var.

Allahtan lig bitti de biraz nefes alacağız.

Haberin Devamı

Ve diyorum ki; Artık şu tansiyonu azaltın.

Herkes kendine bile gelsin.

Hayatın siyasetten, hayatın futboldan ibaret olmadığını herkes bir anlasın.

Çünkü Türkiye’nin sorunları var ve bir an önce hepimizin gerçek gündemimize dönmemiz gerekiyor.

 

 

Cannes bu işi biliyor

 

FRANSIZ Rivierası’nı gidenler iyi bilir.

Cannes’dan Monte Carlo’ya kadar uzanan bu sahil şeridine her yıl milyonlarca turist gelir.

Küçük bir kasabayken başlayan Cannes Film Festivali de bu yıl 77’incisine ev sahipliği yaptı.

Cannes kırmızı halısının parıltısından fotoğraflara yansıyan kareleri bütün dünya büyük bir dikkatle izledi. 77. Cannes Film Festivali, Sean Baker'ın zengin bir Rus oligarkının oğluyla evlenen bir seks işçisini anlatan komik ama dokunaklı bir Brooklyn hikayesi olan Anora'nın prestijli Altın Palmiye ödülünü almasıyla sona erdi.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz iki hafta boyunca, Fransız Rivierası heyecanla dolup taştı; merakla beklenen düzinelerce filmin galalarına, kırmızı halıda gece modası geçit törenlerine ve hatta bu yaz yapılacak oyunlar beklentisiyle Olimpiyat meşalesinin ziyaretine ev sahipliği yaptı Paris...

Işıltı ve ihtişam Cannes’dan hiç eksik olmuyor.

Bizdeki film festivallerini ise ne yazık ki bir türlü uluslararası hale getiremedik.

Cannes bu sayede sadece film değil, birçok temada festivallere ev sahipliği yapıyor.

Cannes bu işi iyi biliyor.

 

 

Trajik bir hata mı

hepsi bu kadar mı

 

İSRAİL’in Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız saldırıları bugün 236’ıncı gününde... Refah kentinde bulunan çadır kampa düzenlenen ve onlarca masum insanın öldüğü saldırı küresel bir şok etkisi yarattı. Netanyahu saldırıyı trajik bir hata olarak değerlendirdi. Evet; hepsi bu kadar...

Haberin Devamı

Bence dünyanın artık bu katliama izin vermemesi gerekir.

Üç Avrupa ülkesi; İrlanda, İspanya ve Norveç resmi olarak Filistin devletini tanıma kararı aldı.

Ve daha önemlisi Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Filistin'in tanınmasından yana olduğunu ve AB ile üçüncü ülkeler arasında bu konuda somut ilerleme sağlanması için koordineli bir yaklaşım çağrısında bulunduğunu söyledi.

Diğer ülkelerin Ortadoğu devletini tanıyıp tanımaması gerektiği yönündeki soruya Michel, bu hareketin “Bir miktar ilerleme kaydedilmesi için bir kaldıraç olarak” da kullanılmasını söyledi.

"Ben iki devletli çözümden ve Filistin devletinin tanınmasından yanayım. Ancak bu devletin yaşayabilir olması gerekiyor. İşte bu yüzden en iyisinin AB üye ülkeleri ve üçüncü ülkelerle koordineli bir yaklaşım olacağını düşünüyorum” diyor.

Haberin Devamı

Bu bir ilerleme gibi gözükse de; Filistin’de yaşayan çocukların artık dayanacak güçleri kalmadığı da bir gerçek...

Yazarın Tüm Yazıları