Paylaş
Narsistik kişiler boşluğa, yalnızlığa ve kibir duygusuna mahkum olur. Bu bozukluğun temellerine bakıldığına çocukluk yaşantılarının hatırı sayılır bir etkisini görmekteyiz. Özellikle erken dönemlerde çocuğa gösterilen sürekli, abartılı bir ilgi ve çocuğun her isteğinin yerine getirilmesi telafisi mümkün olmayan ruhsal yaralar açmaktadır.
3-4 yaşında bir çocuk düşünün; sevimli mi sevimli, konuşması tatlı mı tatlı. Bir de aileye büyüklerin geldiğini hayal edin. Tahmin ettiğiniz ya da birçoğumuzun yaşadığı gibi her an her saniye ilgi çocuğun üzerindedir. Çocuğun her yaptığı gülümsemeyle karşılanır, sevimli hareketleri ve konuşması tekrar edilir. Komik davranışları ondan tekrar tekrar istenir. Kötü sözleri hatta küfürleri bile onaylanır. Özellikle aile büyükleri tarafından ne yaparsa yapsın torun “koruma” altındadır ve ona kimse dokunamaz.
İşte o zaman çocuğun ego, yani benlik dengesi sarsılır ve çocuk tuhaf davranışlara başvurur. Kıskançlık, inatçılık ve öfkede hat safhada bir artış olur.
Özellikle toplumun sürekli göz önünde bulunan pop star ya da film yıldızlarının, popülarite kaybından sonra içine düştükleri ruhsal çöküntüyü anlamak hiç de zor değil.
Paylaş