GeriEtkinlikler Hakan Gerçek, kızı Ekin’i ve oyunlarını anlattı
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Hakan Gerçek, kızı Ekin’i ve oyunlarını anlattı

Hakan Gerçek, kızı Ekin’i ve oyunlarını anlattı

Tiyatrocu anne ve babanın müzisyen kızı...

Ruhsar dizisindeki Müfit karakteriyle hafızalara kazanan Hakan Gerçek, yaklaşık 30 yıldır tiyatroya emek veren bir oyuncu (Bunun 24 yılı Kenter Tiyatrosu'nda geçer). Meslektaşı Yeliz Gerçek ile olan evliliğinden Ekin adında bir kızı olan Hakan Gerçek, babalığı, çocukluk yılları ve oyunları hakkındaki sorularımızı yanıtladı.

1964 yılında Eskişehir’de doğan ve 1983’te konservatuvar için İstanbul’a gelen Hakan Bey, 2008 yılında kurduğu Tiyatro Gerçek’te Van Gogh, Üstü Kalsın ve Annem Yokken Çok Güleriz oyunlarını oynamaya/yönetmeye devam ediyor. Şüphesiz bugüne kadar oynadığı birçok oyun ve yaşadığı birçok deneyim var. Bu hikayeleri dinlemek için en geriye, içinde büyüdüğü aileye dönerek başlıyoruz sohbete…

İçinde büyüdüğünüz aileden bahseder misiniz biraz?

Görücü usulü ile evlenmiş ama mutlu bir çiftin çocuğuydum. Benden 5 yaş büyük ablam var bir de. Akrabalarımız onun erkek benim kız olmam gerektiğini, yanlışlık olduğunu söylerdi (Gülüyor). İlişkimiz çok iyiydi onunla ki hala öyle.

Sakin ailemizin sakin çocuğu olarak epey içine kapanık bir yapım vardı. Öyle ki 4 yaşında konuşmaya başlamışım. Okul zamanı sınıfta soru sorulduğunda asla parmak kaldırmayan, müzik dersinde heyecanlanan ve utanana bir çocuktum. Haliyle aklımda tiyatro yoktu o zamanlar. Ailemiz sanata oldukça uzaktı. Beni tiyatroya itecekleri bir durum da yoktu üstelik. Oyuncu olduğuma çok şaşırdılar sonra tabii, onların tanıdığı Hakan’dan uzak bir seçimdi çünkü. Sanırım yaşadıklarımızı biriktiriyoruz, şimdi hayatımı konuşarak kazandığım düşünülürse…

Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

17 yaşındayken Habitur derneğinde başladım tiyatroya. Şimdi Devlet Tiyatroları’ndan arkadaşım olan Atilla Şendil ve Sedat Savtak ile konuştuk, Atilla dedi ki “Konservatuvar varmış, oraya mı gitsek?” O dönem babamın rahatsızlığından ötürü sınavlara gelemedim ben. Babam da zaten beni okutamama korkusu çekiyordu o sıra. Ama ben dernekte de tiyatro yapmaya devam edince bu işi sevdiğimi ve kendimi orada var edebileceğimi fark ettim. O sıralar amatör olarak bir yerlerde çıkıp oyunlar oynuyorduk. Muzaffer İzgü’nün mizah öykülerini tek başıma ezberleyip arkadaşlarıma oynardım.

Hakan Gerçek, kızı Ekin’i ve oyunlarını anlattı

Konservatuvarı kazandıktan sonra da şans peşimden geldi. 1986 yılında yani 3. sınıftayken okuldan zaten hocam olan Müşfik Kenter, beni Yıldız Kenter ile tanıştıracağını ve bir oyunda rol vereceğini söyledi. O gün itibariyle de Kenter Tiyatrosu’na da adım atmış oldum. O yıllarda Müşfik Kenter babam gibi çok destek oldu bana. Bir diğer değerli kişi ise Oğuz Aral’dır. Gırgır Dergisi’nden bursla okudum 4 yıl. Oğuz hoca bana o bursu vermeseydi, maddi anlamda o kadar rahat edemeyecektim. Belki biraz da böyle güzel insanlar sayesinde var olduk. 24 yıllık Kenter macerasından sonra da artık oradan ayrılmam gerektiğine inandım ve 2008 yılında kendi tiyatromu kurdum.

“Çocuğunuz olunca başka türlü bakıyorsunuz hayata”

Şimdiki aileniz de tiyatrocu bir aile zaten.

Evet, eşim Yeliz Gerçek Şehir Tiyatroları’nda oynuyor. Ekin 14 yaşında ve Pera Güzel Sanatlar’da piyano okuyor. Ben de bir baba olarak kızımın nasıl dehşetle büyüdüğüne ve benim de aynı hızla nasıl yaşlandığıma tanık oluyorum. Çocuğunuz olduğunda başka türlü bakıyorsunuz hayata.

Kızınızla iletişiminiz nasıldır?

Biraz işkolik bir baba olduğumu söyleyebilirim, hayatım tiyatroyla dolu. Kendime yaratabildiğim zamanlarda da kızımla evde vakit geçirmek çok keyif verici. Bir baba olarak kızımla ilişkimin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Tabii aslında bunu ona sormak lazım:)

Her babada olduğu gibi Ekin’in bendeki yere bambaşkadır. Küçücük bir insanken elinize aldığınız ve an an büyümesine tanık olduğunuz biri… Şimdi genç kızlığa adım attı. Bir kuşak farkı var aramızda kuşkusuz ki olmaması bir anormalliğe işarettir. “Çok iyi arkadaş” olmak da yanlış geliyor bana pedagojik açıdan. Onunla zaman geçirerek kendimi daha fazla geliştirdiğimi görüyorum. Onun hayata bakışı, bazı durumları yorumlaması komik geliyor bana. Bazen çok akıllıca laflar da ediyor. Her zaman onun benim önümde olacağına inanıyorum.

Aile kurmaya yönelik bakış açınız nedir?

Eğer doğru birlikteliklerse, ailenin çok doğru bir şey olduğuna ve çocukların da mutlu olacağına inanıyorum. Kendi hayatınızı, mesleğinizi sürdürebilmeniz çok önemli. Öncelikle kendinizi yitirmemeniz gerekiyor. Kendinizi yitirdiğinizde ailenin inandırıcılığı da kalmıyor.

“Karşındakini anlamak lazım önce, gerisi teferruat”

Eşinizle aynı mesleği yapıyor olmak sizin ailenizi nasıl etkiliyor?

Ben mesleğim içinde hiç kimseye rakip gözüyle bakmadığımdan ve meslektaşlarımın ne yaptıklarını anlamaya çalıştığımdan, söz konusu eşim olunca da daha yapıcı oluyor her şey benim için. O nedenle bir anlamda aynı mesleği yapmak iyi. Sanatı bilmeyen biriyle bir oyuncunun birlikte olması biraz zor gibi geliyor bana. Hayatı zamanlara böldüğümüz için bir oyuncunun zamanı da çoğunlukla işiyle olduğundan burada çatışma olabilir. Zamanı paylaşmaksa amaç, karşınızdakinin yaşadığı zamana saygı duymak, onu anlamak lazım önce. Gerisi teferruat. Eşler için aynı meslekte olmak faydalı ama çocuk ne anlam ifade ediyor? Bizim çalışma tempomuza alışıyor ama ileride onda nasıl bir etki yaratacak bu bilmiyorum.

         

Hakan Gerçek, kızı Ekin’i ve oyunlarını anlattı
         

Tiyatro Gerçek’ten bahsedelim biraz da. Bu tiyatronun tek oyuncusu siz misiniz?

Her prodüksiyon için başka oyuncular var. Sürekli kadroda olan oyuncumuz yok. Böyle bir imkanımız da olamaz zaten. Çünkü o insanların maddi anlamda bir takım sorumluluklarını taşımak zorunda kalırsınız ama özel tiyatrolar bunu yapabilecek durumda değil. Bir tek teknik kadromuz sabit, o değişmiyor çok fazla.

“Tiyatro bana para kazandırdı”

Kenter Tiyatrosu başta olmak üzere birçok özel tiyatronun yaşadığı maddi zorluklar, kendi yerinizi kurarken korkutmadı mı sizi?

Korkutmadı çünkü ben 24 yıl boyunca özel tiyatroda yetiştiğim için orada gördüm bu işlerin nasıl yürüdüğünü. Çok zor olduğu elbette kabul ediyorum. Yanınızda doğru insanlar olduktan sonra işi yarı yarıya halletmiş oluyorsunuz. Buradaki tek gerçek bundan sonra o tiyatroyu işletme gücünüzdür.

Seyirci bulmak da zordur ama “Türkiye’de seyirci yok, battık” demem asla. Çünkü bu şekilde kendi kendinize negatif bir elektrik yaratmış oluyorsunuz. Enerjinizi yitirebilirsiniz. Benim korkum insanların beğenmemesi yönünde olur, para kazanamama korkum yok. Zaten para kazanmak için yapılmaz bu iş, keyif alabilmektir önemli olan. Ama şunu da belirtmem gerekir; ben tiyatro sayesinde öğrendiğim şeyleri dizilerde kullanarak para kazanıyorum. Demek ki tiyatro bana para kazandırdı.

Tiyatro Gerçek’te eşinizle birlikte bir projede yer almayı düşünüyor musunuz?

Yeliz Şehir Tiyatrosu oyuncusu ve onların trafiği bizden daha yoğun. Bizim hangi tarihlerde, ne şekilde bir salon bulacağımız bir muamma. Böyle teknik bir sorun var dolayısıyla. Ama çok iyi bir iş olur, Yeliz yalnız oynar ya da beraber oynarız. Bu fikir vardır her daim.

Van Gogh ve diğer oyunlarınız sahnelenme sayısı nedir? Nasıl gidiyor?

Van Gogh 70 küsur kez sahnelenmiştir. Sahne bulabilsek çok daha fazla oynanabilirdi tüm oyunlarımız. Van Gogh ve Üstü Kalsın (Tilbe Salim eşlik ediyor) oyunlarımız tek kişilik olduğu için Maya Sahnesi yeterli oluyor ama Annem Yokken Çok Güleriz için daha büyük sahne gerekiyor. İmkanlar kısıtlı maalesef. Keşke daha fazla kişiye ulaştırabilsek ama haftanın sadece bir günü bir yerde oynayınca insanların hayatlarını yakalamak çok zor. Her şeye rağmen oyunlarımıza olan ilgi beni mutlu ediyor.

“Van Gogh’u oynamayı seviyorum”

Van Gogh’un senaryosuna sizin eklemeleriniz oldu mu hiç?

W. Gordon Smith’in bir oyunun bu. Van Gogh’un Theo’ya yazdığı mektuplarından yola çıkarak oyunlaştırdığı bir metin. Ben sadece uzadığı için bazı yerlerini çıkardım ama hiçbir ekleme yapmadım. Van Gogh çok acılı ve hüzünlü yaşamış bir adam. Borç içinde olması, tablolarını satamadığı, aşkları hepsi gerçek. Beni çok üzüyor ve de etkiliyor yaşadıkları. Dolayısıyla seviyorum da onu oynamayı.

              

Hakan Gerçek, kızı Ekin’i ve oyunlarını anlattı
              

Van Gogh’u tanımak isteyenler bu oyunu tercih edebilirler o halde. Nasıl tepkiler alıyorsunuz oyunla ilgili?

Özellikle gençler çok meraklı. “Hakan Bey biz resmi bırakıyorduk, bu oyunu izledikten sonra devam etmemiz gerektiğini anladık” diyen resim bölümü öğrencileri oldu. Bunlar beni çok mutlu ediyor. Bunlar özel işler elbette, Van Gogh, Cemal Süreyya meraklısına… Seyircinin merak edip gelmesi gereken oyunlar ki ben de bunu istiyorum. Beni yaptığım portreleri merak edenler gelsin izlesin. “Kimmiş?” diye gelmiyorsa izleyici bir hayal kırıklığı da yaşabilir. Şiirden hoşlanmayan biri Üstü Kalsın oyunundan sıkılabilir. İlla ki merak edip gelenler içinde yine beğenmeyenler olabilir o ayrı.

Önemli Not: Tiyatronun adının Hakan Bey’in soyadından geldiğini düşünenlere şunu söylemek boynumun borcu: Eğer soyadı Özgerçek olsaydı, tiyatronun adı yine de Gerçek olacaktı. Çünkü bu tiyatronun gayesi gerçek yaşamları ve portreleri sahneye taşıyabilmek. Ve bu yüzden Van Gogh ve Cemal Süreyya portreleri seçilmiş. Önümüzdeki sezonlarda da yeni portreler bizi bekliyor olacak.

Röportaj: HanifeYaşar

False