GeriÇocuk Sağlığı Çocuğumda neden konuşma bozukluğu var? Bunun için ne yapmalıyım?
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Çocuğumda neden konuşma bozukluğu var? Bunun için ne yapmalıyım?

Çocuğumda neden konuşma bozukluğu var? Bunun için ne yapmalıyım?

Dil ve konuşma bozukluklarının genellikle gelişimin çok hızlandığı 2-5 yaş arasında kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi beyin yapısı ve işleyişinde ortaya çıkan sorunlar, psikolojik sorunlar ve konuşma organları olan ağız, gırtlak, dil ve diş yapılarında oluşan anatomik sorunlar gibi nedenlerden de kaynaklanabileceğini belirten Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı İbrahim Yaşa, konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Dil ve konuşma bozuklukları anlama, ifade etme ve iletişim bağlamını paylaşma süreçlerinde görülen tüm sorunları ifade etmektedir. Geç konuşma, gelişimsel dil ve konuşma sorunları, konuşma sesi bozuklukları, dil kullanım bilgisi ile ilgili pragmatik dil sorunları, hızlı bozuk konuşma ve kekemelik birer dil ve konuşma sorunları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Konuşma bozukluğu çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir

Genellikle gelişimin çok hızlandığı 2-5 yaş arasında kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi beyin yapısı ve işleyişinde ortaya çıkan sorunlar, psikolojik sorunlar ve konuşma organları olan ağız, gırtlak, dil ve diş yapılarında oluşan anatomik sorunlar gibi nedenlerden de ortaya çıkabilir. Bu durumların altında genellikle gelişim gerilikleri, nöro-gelişimsel bozukluklar (Otizm Spektrum Bozuklukları, zihinsel gerilikler), ağız ve gırtlak yapısındaki anatomik rahatsızlıklar yatabilmektedir. Bazen dil gelişiminin bir parçası olarak herhangi bir hastalığa bağlı olmadan kendiliğinden de ortaya çıkabilmektedir. Soruna müdahalede önce dil ve konuşma bozukluğuna sebep olabilecek etmenler değerlendirilmeli; temelinde beyin ve davranış gelişimi, psikolojik iyi oluş, duygusal gelişime uygun çevre ve yeterli dil girdisi sağlayacak uyaranlara maruz kalma durumu göz önünde bulundurulduktan sonra terapi süreci planlanmalıdır.

Ev ortamı büyük bir öneme sahip

Anne ve babanın sağladığı ortam öz güven gelişiminde yetersiz kalıyorsa, çocuğa ihtiyaçları doğrultusunda fiziksel veya duygusal bakım verilmesinde ihtiyaçları karşılanamıyorsa; bu durum genellikle iletişim sorunlarını ve beraberinde dil ve konuşma sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir. Mükemmeliyetçilik duygusu yüksek bir baba, çocuğun o döneme has artikülasyon biçiminin değişmesinde ve doğru telaffuzu duymada ısrarcı olabilir veya obsesif düzeyde temizlik hassasiyeti olan bir anne kekemelik zemini bulunan çocuğun, takılmalarının şiddetlenmesine neden olabilmektedir. Bazen ciddi anlamda ilgi azlığı ve teknoloji kullanımı konusunda çocuğun yönlendirilmesi de dil ve konuşma bozukluklarının oluşma sürecine zemin hazırlayabilmektedir. Bu yüzden önceliğimiz, çocukluklar ile sağlıklı iletişim kurabilen, fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra duygusal ve sosyal ihtiyaçlarını da karşılayabilen, günde en az 1 saat yaş grubunun ihtiyaçlarına göre konuşma, oynama veya bir şeyler okuma zamanı oluşturan ebeveynler sağlıklı dil ve konuşma gelişimi için doğru çevreyi oluşturabilecektir. Çocuk kendini güvende hissetmeli, yeni öğrendiği veya edindiği dil ve konuşma özelliklerini deneyimleyip tecrübe edebileceği ortamı kullanma yönünde motive olacaktır. Bu süreç çocuğun bilişsel gelişimine de katkıda bulunacak, beyin yeni düşünme stratejileri kazanma ve kullanmada dili araç olarak kullanacaktır. Bu yönüyle sosyal bağlamda desteklenen, öz güven, sağlıklı ilişkiler, empati ve sosyal paylaşımı, iyi psikolojik oluşu kazanabilecekleri ev ortamı ciddi önem taşımaktadır.

Peki ne yapılmalı? 

Değerlendirme sürecinde dil ve konuşma bozuklukları bu bağlamda ele alınmalı ve sorunun çözümü için planlanan adımlarda aile sürece dâhil edilmelidir. Psikolojik sorunlar yaşanılan dil ve konuşma problemine direk neden olmasa da sorunların çözümünde birer ciddi engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumun tedavi sürecinde dil ve konuşma terapileri etkin rol oynamaktadır. Dil ve konuşma terapisti öncelikle etiyolojiyi anlamaya çalışır ve ilişkili olabilecek farklı rahatsızlıkları da göz önünde bulundurarak dil ve konuşmayla ilgili sorunu tespit eder. Ardından uygun terapi sürecini planlar. Terapiler daha çok uygulamalı, dil ve konuşma becerilerinin etkin kazanımına dayanan aktivitelerden oluşmaktadır. Süreçte terapist sosyal ve psikolojik açıdan çocuğa uygun bir çevre hazırlamak için ayrıca ev ve aile ortamını da düzenler. Uygun tanı, planlama ve terapi süreçleri ile hızlıca sorun çözüme kavuşmamaktadır.

False