GeriSağlık Anneler yorulmaz ya da babalar öyle zanneder
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Anneler yorulmaz ya da babalar öyle zanneder

Anneler yorulmaz ya da babalar öyle zanneder

"Babaların kafasında "Anneler yorulmaz" gibi bir algı var."

Sanırım babaların kafasında "Anneler yorulmaz" gibi bir algı var. Sanıyorlar ki sabah evden çıkıp işe gitmeyen biz anneler bütün gün çocuklarımızla mutlu mesut oyun oynuyoruz.

Büyük oğlum Deniz'in okulunun tatile girdiği Haziran'ın son haftasından beri acayip bir maraton içindeyim. Hafta içi akşam altı dedin mi pilim bitmeye başlıyor, saat 8 dedin mi de tamamen tükeniyor. Çocukların da yataklarına yollandıkları o saatten sonra koltuğa uzanıp, ayaklarımı da koltuğun sırt kısmına dikip, kitabımı elime alıp, mümkünse kimse tarafından bulaşılmamak istiyorum.

Genel olarak anlayışlı ve yardımsever bir eşim var. Kocam diye söylemiyorum, kendisi gerçekten ortalamanın üstünde yardımcıdır evde. Uzun saatler çalışıyor olsa da eve geldiğinde çocuklarla -yatmadılarsa- ilgilenir. Evi toplamama yardımcı olur, yemek yapmayı sever, dağınıklıktan hoşlanmadığı için evin düzenine uyum sağlamaya çalışır. Kısacası üzerimden büyük ölçüde yük alır.

Yine de erkek oluşunun getirdiği bazı genetiksel özelliklerini geride bırakamıyor sanırım. Nitekim geçtiğimiz akşam işten döndüğünde ben çocukları yediriyordum. Bütün günü market alışverişi yaparak, yemek hazırlayarak, çocukları eyleyerek geçirmiş, enerjimin son damlasını da tüketme noktasına gelmiştim. Hep birlikte masaya yerleştiğimizde bir anda ağzımdan "Of, çok yoruldum" sözleri çıktı.
Karşılığında ne duysam beğenirsiniz? "A-aa, neden ki? Dün öğleden sonra uyumuştun halbuki... Gece de erken yattın."

Güleyim mi, ağlayayım mı, şaşırdım. Söylediğinin komikliğinin kendi de farkında mı, emin olamadım. DÜN öğleden sonra uyumuşum. AKŞAM da erken yatmışım. Daha ne isterim, değil mi? Bu uykunun bana nereden baksan bir üç ay falan yetmesi lazım aslında!

Annem hep "ev işi nankördür kızım" der durur. Hakikaten de öyle, yaptığınız hiçbir şey kendini göstermiyor. Yatakları topluyorsunuz, ertesi sabaha yine dağılıyor. Saatlerce sebzeleri soyarak, etleri doğrayarak yaptığınız yemekler bir, bilemediniz iki öğün sonra yok oluyor, arkasında toplanması gereken bulaşıkları bırakarak. Çamaşır yıkıyorsunuz, hele de bu yaz günlerinde zaten bir giydiğiniz hemen kirli sepetine yollanıyor. Dışarıdan baktığınızda derli toplu görünen evin o hale nasıl geldiği hiç düşünülmüyor.

Bu, işin evi işi kısmı. Bir de çocuklar kısmı var ki o başlı başına bir mesai zaten. Kahvaltı ettir, parka/havuza indir -ama öncesinde yemeği koy ki gelince hemen yesinler-, o sırada uyanınca yemeleri için kek-börek bir şeyler yap, uyumadan önce oynat, kitap oku, büyük olan tek başına yatınca aklı oyuna kalıyor diye onunla uyuyormuş gibi yap, bu arada hakikaten için geçsin ve o yarım saat boyunca iş yapamadığına hayıflan, uyandıklarında tekrar bir şeyler yedir, akşam yemeğini koy, yine parktı-havuzdu neyse yaptır, eve getir, yemeklerini yedir... derken baba gelsin, banyolarını yaptırsın ve yatırsın. Ve burada saymadığım alışveriş, koşturmaca, çıkan kardeş kavgasını ayırmaca gibi bir sürü irili ufaklı işin raporunu vermediğin için "Ne yaptın da yoruldun ki?" gibi bir soru sorsun sana.

Sanırım babaların kafasında "Anneler yorulmaz" gibi bir algı var. Sanıyorlar ki sabah evden çıkıp işe gitmeyen biz anneler bütün gün çocuklarımızla mutlu mesut oyun oynuyoruz. Ev alışverişi, yemek, çamaşır ve geri kalan tüm ev işleri de bir sihirli değnek darbesiyle kendi kendine halloluyor. Böylece biz de hiç mi hiç yorulmuyor, tüm günü eğlenerek geçiriyoruz.
Birilerinin onlara işin iç yüzünü anlatması lazım, ama nasıl?

Blogger Elif Doğan

False