Yumurta bilmecesi

2008 yılının sağlıkta son tartışma konusu "Her gün bir yumurta yiyelim mi, yemeyelim mi?" oldu.

Yumurta bilinen en değerli besinlerden biri. Ucuzluğu, hileye hurdaya kolay kolay imkán vermeyen yapısı, temel besin maddelerini dengeli bir şekilde içermesi, vitamin ve minerallerden çok zengin olması yumurtanın her türlüsünü temel gıda maddelerimizden biri yapmıştır. Ne var ki son yüzyılda insanlığın başına bela olan damar sertliği -ateroskleroz-, özellikle aterosklerotik koroner kalp hastalığı ile kolesterol yüksekliğinin yakın bir ilişkisinin olduğunun anlaşılması bol miktarda kolesterol ihtiva eden yumurtanın karizmasını ciddi ölçüde yaraladı. Ama tereddüt yalnızca ciddi kolesterol yüksekliği sorunu olanlar (ve özellikle de yüksek kolesterol ile birlikte kalp damar hastalığı problemi olduğu tespit edilenler) için. Büyüme ve gelişme çağındaki çocuk ve gençlerin, sağlıklı yetişkinlerin, belirlenmiş kalp damar hastalığı sorunu ve önemli bir kolesterol yüksekliği olmayan yetişkin ve yaşlıların her gün bir yumurta yemelerinde bir sakınca yok.

Şüpheli tiroit nodülü ne anlama geliyor?

Tiroit nodülü çok küçük olursa, tiroit dokusu içinde ya da tiroidin elle ulaşılamayan bölümlerinde yerleşirse el ile yapılan muayene ile nodül olup olmadığı anlaşılamıyor. Böyle durumlarda tiroid ultrasonu bir yardımcı teşhis yöntemi olarak kullanılıyor. Ultrasonun faydası sadece el ile muayenede anlaşılamayan bir nodülün varlığını belirlemekle de sınırlı değil. Nodülün sıvı, kireç ya da normal tiroid dokusu içerip içermediğini, damarlanma düzeyini, sınırlarını, kısacası iyi ve kötü özelliklerini de belirlemeye yardımcı oluyor. Ayrıca kuşkulu durumlarda yapılacak biyopsilere de yol gösteriyor. Tiroidin ultrason ile değerlendirilmesi etkili, güvenli, ucuz ve zararsız bir yöntem.

Hipoglisemisi olanlar ne yapmalı?

Hipoglisemi sorunu yaygın bir problem. Birçok nedeni olabiliyor. Hipoglisemisi olanların sık ve az yemeleri gerekiyor. Aç kalmamaları, öğün atlamamaları şart. Yiyecek seçimlerinde beyaz şeker, beyaz un, beyaz pirinç ve nişasta ihtiva eden besinlerden mümkün olduğu kadar uzak durmaları gerek. Özellikle yağ ve un eklenmiş şekerli besinleri (pasta, kurabiye, poğaça, bisküvi) çok az yemeleri ya da bunlardan uzak durmaları tavsiye ediliyor. Karbonhidrat kaynağı olarak sebzelere ağırlık vermeleri, tam tahıllardan ve bakliyattan daha sık faydalanmaları öneriliyor. Tatlılardan uzak durmaları da önemli bir nokta. Özellikle fazla miktarda tatlıyı bir öğünde yememeleri gerek. Çok fazla yağ kısıtlamaları tavsiye edilmiyor. Meyve tüketmeleri öneriliyor ama tatlı meyvelerden (incir, karpuz, üzüm, muz) uzak durmaları faydalı bulunuyor. Meyve suyu yerine meyve pürelerini, meyve püreleri yerine de meyvenin kendisini yemeleri öneriliyor.

Hangi kolesterol ilacı daha iyi?

Kolesterol yüksekliği tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar statin grubunda yer alanlar. Bu grupta pravastatin, atorvastatin, lovastatin, simvastatin gibi farklı moleküller var. Bu moleküllerin isimleri ve üretici firmaları farklı da olsa, temel kimyasal yapıları üç aşağı beş yukarı aynı. Etki tarzları birbirinden farklı değil. Kişisel farklılıklar nedeniyle bazı kolesterol ilaçları bazı insanlarda daha iyi sonuç veriyor. Aynı şekilde kişisel farklılıklara bağlı olarak bazı ilaçlar bazı insanlarda karaciğer ve kaslarda zararlara yol açarken, diğerlerinde hiçbir sorun görülmeyebiliyor. İşte bu nedenle ilaç seçimini doktorlara bırakmak, elde edilecek sonuçların az çok şansla da ilişkili olduğunu bilmek gerek. Bu moleküllerden bazıları (atorvastatin) kolesterol ile birlikte trigliseridi de azaltabildikleri için, LDL kolesterol ve trigliseridin birlikte yükseldiği durumlarda daha çok tercih ediliyor. Son zamanlarda birkaç çalışma yeni bir molekül olan rosuvastatinin damar duvarında önceden oluşmuş yumuşak plakları küçültebileceğini de gösterdi. Ama bu bulgular bile aynı grupta yer alan bu moleküllerin birinin diğerine daha üstün olduğu anlamına gelmiyor. Kararı dokturunuz vermeli!

Yumurta aklandı mı?

Araştırmalar sağlıklı bir yetişkinin günde 250-300 mg civarında kolesterolü yiyeceklerle kazanması gerektiğini gösteriyor. Bir yumurta ortalama 200-225 mg civarında kolesterol ihtiva ediyor. Kolesterol yumurtanın sarısında. Yumurta beyazında kolesterol bulunmuyor. Her gün bir yumurta sarısını yediğiniz zaman besinlerle almanız gereken kolesterolün neredeyse tamamını kazanıyorsunuz. Burada iki önemli nokta var. Birincisi, eğer başka besin kaynaklarından kolesterol kazanmayı önleyebiliyorsanız, her gün bir yumurta yemenizde sakınca yok. İkincisi, yumurtayla bedene giren kolesterolün, kan kolesterol seviyelerini zannedildiği kadar ciddi etkilememesi. Yumurta, kanda sanıldığı kadar ciddi bir LDL kolesterol artışına yol açmıyor. Ayrıca yumurta yiyenlerde LDL kolesterolün kanda çoğalan kısmı, aterosklerozu hızlandıran küçük ve yoğun LDL parçacıkları değil, geniş LDL partikülleri oluyor. Benim önerim kalp damar hastası biriyseniz, kolesterol düşürücü ilaç kullanıyorsanız haftada kaç yumurta yiyeceğiniz konusunu doktorunuzla konuşmanız. Konu tam olarak açıklığa kavuşana kadar makul bir noktada kalmak, haftada 1-3 yumurta ile yetinmeniz doğru olacaktır. Ben bu tartışmada konuyla daha ciddi ilişkileri olan ve doğrudan etkilenen kardiyoloji uzmanlarını ve Türk Kardiyoloji Derneği’nin söylediklerini dinlemenin doğru olacağı düşüncesindeyim. Kalp sağlığına ilişkin herhangi bir sorununuz yoksa, ciddi bir kolesterol yüksekliği probleminiz söz konusu değilse her gün bir yumurtayı afiyetle yiyebilirsiniz.

Besin toleransı testleri işe yarıyor mu?

Parmaktan alınan bir damla kan ile size zararlı olabilecek besinleri ortaya koyma iddiası ne alerji uzmanları gastroenterologlar, ne de diyet uzmanları tarafından kabul edilmiyor ama bu testlerden çıkan sonuçlara uyarak kilo fazlalığı, gaz, şişkinlik, migren hatta yorgunluk sorunundan kurtulduğunu iddia edenler var. Besin maddelerine bağlı olarak ortaya çıkan alerjinin kaynağı da, sonuçları da çok belirgindir. Bu tür alerjiler dışında karında gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal, ağız kokusu, yorgunluk, kas ve eklem sorunları, baş ağrısı, romatizmal hastalıklar gibi problemleri besinler ile ilişkilendirmek doğru bulunmuyor. Bu testlerin ticari olmaktan öte bir anlamının olmadığı ve elde edilen sonuçların uzmanlarca onaylanmadığı belirtiliyor. Bu testleri yaptırmaya karar vermeden önce iyi düşünmek ve mutlaka bir alerji uzmanı gastroenterolog ya da iç hastalıkları uzmanından onay almak gerek.

Herkesin kalsiyuma ihtiyacı var mı?

Hangi yaş ve cinsiyette olursanız olun vücudunuz düzenli olarak kalsiyuma ihtiyacı var. Sağlıklı bir kişinin bedeninde yaklaşık 900-1000 gr civarında kalsiyum bulunur, bunun %99’u kemiklerde. Kalsiyum kemiğin çimentosu. Kemiğin dayanıklılığını, gücünü kalsiyum miktarı belirler. Kalsiyum eksikliğinin giderilmesinde en doğru yol besinler. Onu özellikle süt ve süt ürünleriyle, balık ve yeşil yapraklı sebzelerle vücuda kazandırın. Günlük kalsiyum ihtiyacı kişiye, cinse ve bedene göre değişkenlik gösteriyor. Ortalama bir yetişkinin her şey yolunda giderse günde 500-1000 mg civarında kalsiyum kazanması gerek. Elli yaş üstü yetişkinler için bu rakamı 1000-1200 miligrama çıkaranlar da var. Çocuk ve gençlerin de gelişmek için kalsiyuma ihtiyaçlarının olduğunu unutmayın!
Yazarın Tüm Yazıları