Yetiş Ayşe Abla…

Uzunca bir süredir beni kıkır kıkır güldüren, aynı zamanda da çok hoşuma giden bu hali sizlere yazmak niyetindeydim; nasip bugüneymiş.

Haberin Devamı

Durum şu; çocukluğumdan beri, kendimi bildim bileli, eşim dostum başları ne zaman sıkışsa beni arar dururlar. Sağolsunlar kendilerinin gece gündüzleri de pek yoktur.

 

Sabahın yedisinde barsakları bozulan arkadaşım "Ne ilaç alayım?" diye sormak için arar. Bir diğeri gecenin bir köründe aşk acısıyla yanıp tutuştuğundan arar, "Ya Ayşe seninle konuşmadan rahatlayamıyorum. Bak şimdi, adam bana şöyle bir mesaj atmış. Sence ne demek istedi?" der.

 

İlk zamanlar sadece ev telefonları hayatımızda olduğundan "Yetiş Ayşe" halleri tek koldan üstüme gelmekteydi. Canını sevdiğim teknoloji ilerledikçe, cep telefonları ve internet hayatımıza girince işin içinden çıkılmaz bir duruma düştüm ben.

Haberin Devamı

 

"Eee kapasana telefonunu" ya da "Arkadaşlarından rica et, belli saatler dışında aramasınlar" falan diyecekseniz, hemen vazgeçin. Çünkü aslında bir yanım bu duruma çok alıştı. Ayrıca şu kiralık dünyada üç beş kişinin derdine derman olabiliyorsam da ne mutlu bana…

 

Ha diyeceksiniz, "Sen aşktan ne anlarsın... Kelin merhemi olsa kendi başına sürerdi." Ama öyle değil işte... Kendime faydam olamadı belki; fakat eşe dosta ne fikir verdiysem hepsi işe yaradı. Acaba benim şu zalim dünyadaki görevlerimden biri bu mu diye de düşündüğüm de oluyor bazen.

 

Millete tavsiye ettiğim ilaçlar, denmelerini söylediğim lokantalar, tavsiye ettiğim kuaför, doktor, öğretmen, arabuluculuk yaptığım evlilikler, hayata dair fikirlerimden daha şu ana kadar başım hiç ağrımadı. Sadece bir tanesi dışında…

 

Bundan on sene kadar önce, yine bir gecenin köründe telefonum acı acı çaldı. Arayan yakın bir bayan arkadaşım. Ses mommok.

 

"Yetiş Ayşe, sinirimden ölmek üzereyim. Hani sana diyordum ya benim kocadan şüpheleniyorum diye..."

Haberin Devamı

 

"Eeeeee?"

 

"Eeesi, bugün bizim Lale'yle Jale benimkini falanca otelin lobisinde, bir hatunla el ele görmüşler. Ayrıca bu hatun kim biliyor musun, falanca şarkıcının eski karısı Müberra. Ayşe acil bir şeyler yapman lazım, tek ümidim sensin!"

 

Yetiş Ayşe Abla…

 

Yine iş başa düşmüştü; her zamanki gibi... Ertesi sabah amazon Ayşe'yi giyinip elime de savaş kılıcımı alıp arkadaşımın evine gittim.

 

İlk önce tanıdık bir gazeteciden hatun kişinin telefonunu buldum. Sonra bu hatun kişiyi aradım. Kendimi yeni açılacak olan bir lokantanın halkla ilişkiler müdüresi olarak tanıtıp, davetiye yollamak istediğimi söyledikten sonra hatundan ev adresini almayı da başardım.

 

Sanki aldatılan arkadaşım değil de bendim. Resmen bunu onur meselesi yaptım. Kararlıydım ve kesin bu ilişkiyi bitirecektim. Bitiremesem bile en azından adamı zorda bırakacak delilleri ele geçirecektim.

Haberin Devamı

 

İlk önce sessiz telefonlar açarak, daha sonraları "Evli adamı bırak, yoksa fena olacak!" şeklinde tehditlerle kadına rahatsızlık vermeye başladım. Bir yandan da arkadaşıma, "Sen merak etme, ben halledeceğim. Ama sakın kocana bildiğini belli etme" şeklinde uyarılarda bulunuyordum.

 

İçime doğmuş sanki... Ertesi sabah arkadaşımı aradığımda telefonunu açmadı. Bana bir mesaj attı; "Ayşe kusuruma bakma, ama dün gece dayanamadım ve her şeyi kocama anlattım. O da artık seninle görüşmemi istemiyor. Haa ayrıca çok üzgünüm ama benim kocam da biraz önce senin kocanı aramış. Seninki de pek sinirlenmiş Ayşe nasıl böyle bir şey yapar diye..."

 

Arkadaşıma cevap olarak attığım mesajı buraya yazamıyorum haliyle... Ama hapı yutmuştum. Akşam kocam eve geldiğinde evliliğimizin en fırtınalı gecesini geçirdik. Toparlanmam da uzun bir süre almıştı.

Haberin Devamı

 

O gün bugündür arkadaÅŸlarıma iliÅŸkileriyle ilgili tavsiyelerde bulunurkenÂbeÅŸ kere, yapmamız gereken aksiyonlar için de harekete geçmeden önce en az on kere düşünüyorum. Gerçi yaşımı da başıma aldığımdan mümkün olduÄŸunca aksiyonlara katılmamaya çalışıyorum.

 

Gelelim günümüze... Yetiş Ayşe durumu, gazeteye başladığımdan beri çoğalarak artmakta. Buna bir de TV eklenince kafamı kaşıyacak vaktim kalmadı vallahi billahi…

 

Okur dostlarıma elimden geldiğince yetişmeye çalışıyorum. Allah'tan şu ana kadar daha bir kazamız olmadı. Bir çifti e-posta yoluyla barıştırdım bile… Evini terk etmeye karar veren yaşıt okurumu kararından caydırdım. Depresyonda olduğunu iddia eden, hayattan kopan genç okurum şu sıralar aşık. Bir okurum kronik bronşitini tarifini verdiğim bitkisel keçi boynuzu kürüyle yendi. Oğluyla altı senedir küs olan okurum oğlunu affetti, haftasonu ana oğul Çeşme'ye gidiyorlar. Diğer bir genç okurumla uzunca konuştuktan sonra hukuk değil de tıp seçmesinin onun için daha doğru bir tercih olacağı konusunda karara vardık.

Haberin Devamı

 

Şu sıralar ayrıca bir de evlenmek isteyen arkadaşlarım oldu bildiğiniz üzere… Sağolsunlar bana pek güveniyorlar. Yayın dışında dahi sürekli fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bir tanesini eski kocasına döndürdüm. Diğerine "Sen koca aramıyorsun, sana güzel bir iş bulalım" dedim, bulduk şimdi pek bir mesut. Bir çift vardı baştan beri "Siz birbiriniz için yaratılmışsınız" dediğim, sonunda kabul ettiler. Sanırım bir ay içinde düğünlerini yapacağız, e haliyle de kız tarafının şahiti benim.

 

Aman sakın yanlış anlaşılmasın... Bu yazı ÅŸikayet yazısı deÄŸil, bilakis ÅŸu yaşımda da iÅŸe yaradığımı görebilmek pek memnun ediyor beni. Hepinizi çok seviyorum bilesiniz. Ne zaman "YetiÅŸ AyÅŸe" deseniz,Âburalardayım ben. Åžimdi yavaÅŸtan kaçmam lazım... Kızım eve geldi. Sevgilisiyle kavga etmiÅŸ ve "Ne yapmalıyım anne?" diye başımın etini yiyor...

 

Not: Unutmadan yazayım. Dün gece en komik yetiş Ayşe'lerden birini yaşadım. Bizim mahallenin korsan bir taksisi var. Adını vermeyeceğim adamın, ne olur ne olmaz diye. Gece saat bir, beni arıyor; "Ayşe hanım, acil yardım lazım. Ecnebi bir müşteri aldım. Para ödeyecek ama bir türlü anlaşamıyoruz. Sadece "NO" yu anlıyorum. Bir sorar mısınız derdi neymiş diye?

 

Neyse inculuzla konuştum sorun çözüldü. Meğer adamın derdi faturaymış. "Koçum bizde bu işler böyle yürümez, burası incültere değil!" diyecektim, vazgeçtim.

 

Dün gece itibariyle her türlü tercümanlık da yapılır; İngilizce, Fransızca ve kuş dili olmak şartıyla...

Yazarın Tüm Yazıları