Yetiş Ayşe

Haberin Devamı

KÜÇÜK ÇOCUĞA PROTEZ GÖZ TALEBİ

Sevgili Ayşe beyninde oluşan tümör nedeniyle küçük bir erkek çocuğun bir gözünü aldılar ve doktorlar bazı sakıncalar nedeniyle acilen protez göz taktırılması gerektiğini söylemişler, baba benim çalıştığım resmi kurumda asgari ücretle temizlik görevlisi olarak çalışıyor. İstenilen para 1.500 lira. Ne yazık ki veremiyor, bu operasyonu yardım olarak yapabilecek hastane ya da bu parayı bağışlayacak hayırseverlere durumu iletmek istedim.
Sevgilerimle.

Müjgan

CEVAP: Sevgili Müjgan, babanın sigortası yok mu? Resmi kurumda çalışan birinin çocuğu nasıl 1.500TL için mağdur olur anlamakta güçlük çekiyorum. Sigorta sisteminin bunu çözmesi gerekliydi ancak onların çözmesini bekleyene kadar benim sevgili okurlarım çözer bu sorunu. Küçük adam da en kısa zamanda gözüne kavuşur inşallah.
……………….

Haberin Devamı

NE DİYEYİM, NE SÖYLEYEYİM? İÇİM YANIYOR

Ayşe Hanım merhaba,
Daha önce de size aynı konu hakkında yazmıştım. Yayınlandığını görmek bir nebze de olsa beni ve benim gibi olanları umutlandırdı.
Üniversite mezunu olup evde oturmak ağrımıza gidiyor. Herkesin ağzında pelesenk olduk. Anlayan anlamayan laf söylüyor. Devlet ne yapıyor ne yapmaya çalışıyor anlamadım.
Kızlar; üniversite mezunu fakat çalışmadığı için istenmiyor.
Erkekler; üniversite mezunu fakat çalışmadığı için kız isteyemiyor.
Lütfen artık sesimizi duysunlar.
Laf söylemeyi bırakıp içimizi acıtmasınlar.
Kpss derdi de bitsin.
Ne diyeyim, ne söyleyeyim; içim yanıyor.
İsmimi yayınlamazsanız mutlu olurum.
İyi günler.

CEVAP: Bana da öyle çok mail geliyor ki bu konuda, emsal olsun diye içlerinden bir ya da bir kaçını seçip yayınlıyorum sadece.
Bir an önce sorununuz çözülür umarım bir şekilde.
……………….

PSİKOLOJİ ÖĞRENCİLERİNİN ÇIĞLIĞI

Bizler Beykent Üniversitesi psikoloji bölümü öğrencileriyiz.
Sesimizi kimse duymadı, bütün yasal yolları kulandık ancak karşılığında aldığımız tek şey sindirilmeye çalışılmak oldu ablacım.
Bizim derdimiz 2008 yılında Beykent’te psikoloji okuyan öğrenciye hazırlık okumak, İngilizce zorunluydu ancak 2009 yılında isteğe bağlı hale gelince kimse hazırlık almadı ve 2008’de girip hazırlık okuyanlar birinci sınıfken 2009’da girenler de birinci sınıf oldu ve sınıf mevcudu bir anda 120 kişiye ulaştı.
Elimizden gelen tüm yolları denedik, sınıflar bölündü 1. sınıf bitti. 2. sınıfın başında yurt dışı kontenjanı da açarak 9 öğrenci daha aldılar ve bütün sınıf toplamda 129 kişi olduk. Sınıflar birleştirildi ve 70 kişilik sınıflarda 129 kişi ders yapmaya zorlanıyoruz.
Bizler haklarımızı yasal yolardan aramak istedik, dilekçelerle rektörlüğe başvurular yaptık ancak durum şu ki umurlarında olmadı.
Yök desen aynısı, şimdi üstelik bizlerin sesi çıktığı için okulun en kullanışsız sınıflarına konuluyoruz; her yağmur yağdığında geriye taşan kanalizasyon suyuyla dolan sınıflara. Yetmiyor sırf derslere gelemeyelim diye sabah 8’e dersler konuluyor. Çünkü eğer öğrenci derse gelmezse mevcut az olacak ve kimse şikâyette bulunmayacak. Sorarım Gebze’den, Kurtköy’den, İzmit’ten gelen arkadaşların sabah 8’de derse yetişme şansları var mıdır ve dahası akşam 6’ya ders koyuyorlar biz birinci öğrenim öğrencileriyiz üstelik paralı burası, bir vakıf üniversitesi.
Nasıl olur da denetlenmez.
Birinci öğrenim olmamıza rağmen nasıl olur da 18’de dersimiz olur? Biz sebebi biliyoruz, rektörlük aptal yerine koysa da bölüm hocaları yeterli değil.
Yök bölümü kapatacak diye edebiyat bölümünün hocası bizim bölümde gösteriliyor.
Bu sebeple kadrolu hoca eksiği de kendi okullarında dersi bitip gelen yarı zamanlı hocalarla kapatılıyor ve en güçlü sebep bu hocalara para vermek istememek.
Peki, sorarım ben emekli çocuğuyken, benim 5 kardeşim okurken size verdiğim pul mudur?
Kimse bu konuya el atmadı, sizden ricam bu yazıyı yayınlayın.
En kısa sürede lütfen artık bardak taştı, psikoloji okuyan öğrencilerin ruh sağlıklarıyla,  dengeleriyle oynanıyor. Sonra da kaliteli eğitim için uğraşıyoruz deyip gözümüze baka baka yalan söyleniyor.
Uyuma ülkem, kanmayın öğrenciyi müşteri gibi bile görmeyen sağmalık inek olarak görenleri gör.
Senin bina koşulların yeterli değilken nasıl olur da ha bire öğrenci alırsın, nasıl olur da her yağmurda taşan dere suları altında kalan bu binada eğitime devam edersin?
İlla birinin canından mı olması gerek bu anlattıklarımız en hafifi.   Şimdi eğer siz de korkar yayınlamazsanız, bunlarla uğraşılmaz derseniz saygı duyarım ama birilerinin korkmaması gerekmez mi? 129 öğrenci korkarken bir mücadele verirken çığlık atarken buna kulaklarınızı tıkayabilir misiniz?
Siz de onlar gibi olabilir misiniz?

Haberin Devamı

CEVAP: Çok şükür ben Allah’tan başka kimseden korkmam mailini yayınlarım. Ancak tabi ki Beykent yönetiminin de her zaman cevap hakkı vardır. Onlar da cevap vermek isterse köşemde seve seve yayınlarım. İnşallah sorunlarınız bir an önce çözülür, sadece derslerinize odaklanabilirsiniz her öğrenci gibi.

………………….

OKUMA SALONU ÇOCUKLARI

Değerli Büyüklerim,

Doğan her çocuğun, eğer çocuğun zihinsel bir sorunu yoksa öğrenme kabiliyetiyle dünyaya geldiği söylenebilir.
Ancak, öğrenme her zaman tek yönlü olmayabiliyor. Özellikle, bilgi kaynağının sınırsız olduğu günümüzde canımız, ciğerimiz dediğimiz çocuklarımızı hangi fırtınaların sürüklediğini kestirmek çok zor.
Burada çocuklarımızın, istemediğimiz hangi kötü davranışları öğrendiklerini tek tek yazmayacağım.
Ancak, 8 (sekiz) yaşındaki bir kız çocuğunun bally ya da tiner kullanmayı nasıl öğrendiğini anlamakta güçlük çekiyorum.
Bu zavallı çocuklara kimler, nasıl böyle bir alışkanlığı edindiriyorlar.
Bizler sözde "iyiler" olarak alacağımız yeni arabanın hangi marka olması gerektiğini düşünürken, ev, yazlık, kışlık, baharlık, villa almayı planlarken, geleceğimizi emanet etmeye çalıştığımız gençler bir bir elimizden uçmakta.
Artık, "bu çocuk ilköğretimde çok akıllıydı, liseye gelince bozuldu" lafını bile duymaz olduk.
Çünkü melek olarak doğan çocuklarımız henüz yedi sekiz yaşlarında kötü alışkanlıkların kurbanı olabiliyorlar. Ben de bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Acaba çocuklarımızla yeterince ilgilenmiyor muyuz?
Bu hislerle bir kaç öğrencimle birlikte bir "Yürek Seferi" başlattık. İnsanlara iyiliği, güzelliği, doğruluğu hatırlatıcı mekânları artırarak gençliğimizi içine düştükleri bu durumdan kurtarmayı hedefliyoruz. Okuma salonlarının bu soruna çözüm olacağını umut ederek, "Okuma Salonu Çocukları" yetiştirmeyi hayal ediyoruz.

Haberin Devamı

Bu bağlamda, Elazığ'da açılan İkra'm Okuma Salonu'nda her Cumartesi öğrencilerimle buluşup okuma yapmayı planlıyoruz.
Şu an bu salon, ideal olmasa da uzun vadeli planlarımızın başlangıcı olması dolayısıyla bizim için son derece önemli.
Eğer, okuma salonu olarak ayakta tutarsak, bir iki yıl içerisinde 6,7 yaşlarındaki çocukların okuma salonlarının gönüllü elçileri olacaklarının hayalini kuruyoruz.
Çünkü bu çocukların daha o yaşlarda, kendilerini kalabalığa hitap için okuma salonu kürsülerinde bulacağını düşünüyoruz.
Siz değerli büyüklerimizin bazılarının kıymetli kalemlerinden çıkan kitaplar "Her Yerde Kitap" mottosuyla lokantada, berberde, marangozda, kısaca her yerde görülmeye başlayacak.
Bunun için siz değerli büyüklerimizin, kıymetli fikirlerine ihtiyacımız var.
Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı " Türkiye Okuyor Kampanyası" kampanya olmaktan çıkıp "Dünya Okuyor" gerçeğine dönüşebilir. Eminim böyle bir dünyayı hepimiz istiyoruz. Ancak, bunun için zevklerimizden fedakarlık etmemiz gerekmiyor mu?
400 milyarlık bir arabaya binmek yerine 390 milyarlık bir arabaya binsek, 500 milyona takım elbise almak yerine 300 milyona bir başka takım alsak?
Yani sadece bir ödün versek bir hayat kurtaramaz mıyız?
Değerli büyüklerim biz bu uğurda bir "Yürek Seferi" ne çıktık, değerli fikirlerinizle, vereceğiniz bir ödünle yanımızda olmanızı bekliyoruz.
Saygılarımızla,
Elazığ Balakgazi Lisesi İngilizce Öğretmeni
Süleyman Akdoğan ve Öğrencileri
CEVAP: Sevgili öğretmenim eminim benim sevgili okurlarım size pek çok fikir ve belki de proje ile destek olacaktır. Ben de çocuklar için her zaman elimden geleni yapmaya hazırım, köşem her zaman size açıktır.

……………..

Haberin Devamı

ÖDÜNÇ KIYAFET, NİŞAN, ABİYE, GELİNLİK BURADAYIM

Merhaba güzel insan,
Beni hatırladınız mı bilemiyorum hani şu eşi doğulu, kendi batılı ve mutlu evliliği olan kadın.(Hala bu lafa alışamadım belki yaşımdan (26) .Sizin dobralığınıza güvenerek bir şey sormak istiyorum. Kıyafet isteyen, yardım isteyen insanları okudukça ben de yardımlaşmak istiyorum ama güvenemiyorum.
Çünkü insanlar kandırmaya, sanırım ben de kandırılmaya çok açığım bir kaç kez başıma geldi ve güvenemiyorum artık ama insanların çocukları için bir şeyler yapmak isteyip yapamadıklarını okuyunca üzülüyorum.
Ben de bebek bekliyorum bu arada 5 aylık oldu.
Gerçekten ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz, kandırılmayacağımız, güvenebileceğimiz insanlar varsa ki size gerçekten çok güveniyorum bu konuda ben de elimden geldiğince bir şeyler yapmaya hazırım.
Bu yazıyı yayınlamak yayınlamamak size kalmış ki benim kim olduğumu bile bilmelerine gerek yok aracımız siz olabilirsiniz ödünç kıyafet, nişan, abiye, gelinlik buradayım.
Bu arada burs isteyen yetim kızımızın bilgilerini öğrenebilir miyim?
BURÇİN

Haberin Devamı

CEVAP: Sevgili Burçin, yetim kızımızın iletişim bilgilerini sana gönderdim az önce. Benim okurlarım öyle yüce gönüllüdür ve bir o kadar guruludur ki gerçekten ihtiyaçları olmasa inan istemezler bir şey. Nerden mi biliyorum tabi ki bana gelen maillerden. Ancak tabi ki iletişim bilgilerini sizlere ilettiğim zaman sizler de kendi çapınızda taleplerin doğruluğunu inceleyebilirsiniz. Gerisi size kalmış. Sen de inşallah sağlıcakla bebişine kavuşursun, öpüyorum seni.

………………….

OKULA YARDIM

Ayşe harikasın.
Gece sana mail yazdım ve hemen yayınladın. Üstelik hemen bana ulaşmaya başladılar biliyor musun?
Çok sevindim, yalnız şunu fark ettim; telefon numarası vermemişim.
Hoş isteyenler zaten okulun internet sitesinden ulaştılar bile bana. Ben sana yolluyorum adresimizi ve ulaşım bilgilerini. Belki bize ulaşamayanlar senin aracılığınla ulaşırlar. Şimdiden teşekkür ederim. Sevgiler.
Yeşim YÜKSEL KAYA
Makbule Efe Anadolu Lisesi
Sındırgı/Balıkesir
Okul no:02665162393

………….

BANKADA STAJ TALEBİ

Sevgili Ayşe,
Daimi takipçin olan bir üniversite öğrencisiyim. Çok sevdiğim bir sevgilim var, 2 yıldır birlikteyiz ve 7 Kasım’da sevgilimin doğum günü.
Ne yapsam, ne etsem diye düşünürken geçen gün Ayşe Arman'ın yazdığı yazıyla çözüme ulaşmış bulundum. Dedim işte bu,''ses kayıt cihazı.'' Ses kayıt cihazıyla harika şeyler olabilir.
Ben, arkadaşlarım, sevgilimin arkadaşları, ailesi güzel şeyler söylerler ve sevgilim çok şaşırır.
Yalnız sorun şu, internetten araştırıyorum dünden beri, bu ses kayıt cihazları çok pahalı. En kötüleri 150 liradan başlıyor.
Bu da benim öğrenci bütçemi aşıyor tabi.
Dedim ki, belki sende fazla, ne bileyim belki kullanmadığın bir ses kayıt cihazı vardır, belki onu bana verebilirsin.
Bir de, çok oluyorum biliyorum ama sana yazmışken asıl sorunuma geleyim, dedim ya üniversite öğrencisiyim, Edirne'de İİBF işletme (örgün) 3.sınıftayım.
Staj yeri arıyorum ama okulumuzun zorunlu stajı olmadığı için ''torpilsiz'' staj bulamıyorum.
İlk yıl bir tanıdığımız sayesinde staj bulmuştum ama geçen yazı ''boş'' geçirdim, stajsız. Bari çalışayım dedim, bir mağazada çalıştım bir süre.
Ama bu kışım ya da yazım boş geçsin istemiyorum. Notlarım da fena değil inan; 2,88 ortalamam. Bütün arkadaşlarım staj yaptı, H. Bankası'nda, ne bileyim D.bank'ta.
Aynı sınıfta okuduğum insanlar, benden daha düşük ortalamayla yaptılar hem de. İnan o kadar üzülüyorum ki.
Bu okuldan mezun olduğumda şu özgeçmişim dolu dolu olsun istiyorum.
Senin öyle araya sokabileceğin, belki senin hatırına beni bankaya ya da ne biliyim bir şirketin departmanına alabilecek veya herhangi başka bir yerde GÖNÜLLÜ STAJ yapmamı sağlayabilecek birileri çıkar, he ne dersin ?
Senin başını da çok şişirdim.
Sana özgeçmişimi ve bir kendi bir de sevgilimle olan fotoğrafımı yolluyorum.
Ama işte, olsa da olmasa da sen herkese harika yardımlarda bulunuyorsun, elçilik ediyorsun. Bu bana da yeter, onlar beni de mutlu eder.
Çok, çok öpüyorum seni.
Kendine iyi bak e mi ?
B.

Not: Resimler ve ismim sana özel eğer yayınlarsan ama yayınlamazsan da fark etmez benden daha önemli ihtiyaçları olan insanlar var, anlarım ve hiç bozulmam.

CEVAP: Sevgili B. Öncelikle sevgilinin doğum gününü kutluyorum. Elimde bir ses kayıt cihazı maalesef yok belki okurlarımızdan biri sana bu konuda destek olabilir. Ancak artık teknoloji çok gelişti, bilgisayarların mikrofonlarıyla bile kayıt yapabilirsin. İnternet kafelerde bile bu mümkün şimdi. Staj konusunda da yine okurlarımızdan destek bekliyorum. Sevgiler.

……………

LAZ KIZINA YARDIM

Merhabalar Ayşe Hanım,

Son 3-4 aydır yazılarınızı takip ediyorum. İngiltere’den kaçış diziniz pek güzeldi.
 
Yetiş Ayşe yazılarınızda gerçekten yardıma çok muhtaç insanlar olduğunu çaresizlikle okuyoruz.
Bugün yazmış olduğunuz Laz kızı hanımefendiye bir yardımımın dokunmasını istiyorum ben de.
Biz 3 kardeşiz, bir de anne evde 36-42 beden arası 4 tane bayan var yani.
Yazlık – kışlık değişimi sırasında 5 büyük torba verilecek kıyafet ve ayakkabılarımız çıktı ama inanın gerçekten ihtiyaç sahibi olan birilerini bulamadığımız için 2 haftadır evde duruyorlar.
Laz kızı rumuzlu bayana öncelik vermek üzere kıyafet ihtiyacı olan okurlarınızın iletişim bilgilerini benimle paylaşmanızı rica ediyorum. İstanbul’da her yere kendi aracımla gidip o kıyafetleri seve seve bırakırım.

Yardımlarınız için teşekkür eder, yeni yayın döneminizde de bol şans ve başarılar dilerim.

Saygı ve sevgilerimle.
B.

p.s. mail adresimin gizli kalmasını rica ediyorum.

CEVAP: Sevgili B. Nasıl güzel bir mail bu, bayıldım valla. Evdeki 4 kadını da sarılarak öpüyorum, harikasınız. İletişim bilgilerini hemen yolladım.

…………………

18 YAŞINDA KIZI 61 YAŞINDA ADAMLA EVLENDİRİYORLAR

Sevgili Ayşe Aral Hanımefendi,

Bilmiyorum beni tanıyor musunuz bir aralar size twitter’dan yazardım.   
Sizin nasıl bir tarzınız olduğunuzu, daha doğrusu gerçek hayatta nasıl bir insan olduğunuzu bilemem ama internetten ve gazeteden de görebildiğim üzere çok iyi bir insansınız, duygulu, hisli, insanları seven, herkesi eşit gören ve bunun gibi birçok...
Bunlar gerçekten samimi bulduğum şeyler sizin hakkınızda,
Türkçem düzgün olmayabilir ama umarım beni anlarsınız.

Size aslında bu saatte mail yollamamın sebebi; kaç aydır yaşadığım bir olay. Twitter’da yazsam dedim ama bir türlü
o güveni kendimde bulamadım onun için bunu size mail yolu ile aktarmak istedim.

Ben daha 16 yaşındayım ve benim de 16 yaşında çok iyi bir arkadaşım var (ismini açıklamak istemiyorum )
Biz Almanya’da yaşıyoruz yani medeni dediğimiz Avrupa’da, arkadaşımın ablası var ve kendisi 18 yaşında,
aslen Vanlılar (köylüler) şu an iki gündür Van’dalar, 18 yaşındaki ablasının burada Almanya’da bütün haklarını sildiler yani,
kesin dönüş yaptırdılar; Kız (18) Van’da bir hafta sonra 61 yaşında bir adamla mecburen evlenmek zorunda kalacak Ayşe Hanım, biliyor musunuz neden? söyleyeyim burada bir banka var SPARKASSE diye ev kredi borçları var  ve o adam 61 yaşında bu borç parasını verecek, bunun karşılığında 18 yaşındaki kız mahkum olacak Ayşe Hanım. Bir de buraya medeni, demokrasi var deriz Avrupa, Almanya deriz.
Bu kız burada okudu, iki dil biliyordu körü körüne gitti, sadece ev borcu kapansın diye.

Saygılarımla,

Yaşar

CEVAP: Bu nasıl bir babalık nasıl bir anneliktir ki gencecik kızlarını 3 kuruş para için adeta satarlar dedesi yaşında bir adama? Cidden aklım almıyor. Yarın öbür gün bu kız anlaşamayıp boşanmak istese kim verecek bunun hesabını? Hoş kızlarını bir mal gibi satan insanlar boşanmak istese eve geri de almazlar diye korkuyorum doğrusu. Ne diyeyim Allah akıl fikir versin. Kız da 18 yaşında olduğuna göre kendi hayatı hakkında söz sahibi olabilmeli yumruğunu masaya vurabilmeli yapamıyorsa belki bir sığınma evine falan başvurmalı bu zulme izin vermemeli.

…………………..

ALMANYA ÇOCUKLAR İÇİN C3 CHARITY KAMPANYASI

Sevgili Ayşe Aral,

Almanya'da, yaşadığımız topluma entegre olamadığımıza dair tartışmaların yoğun olduğu bir dönemde, Türk ve Alman yardımseverler olarak bir araya geldik ve üzerimize düşen sosyal sorumluluklar çerçevesinde, yardıma muhtaç çocuklar yararına bir Charity düzenlemekteyiz.
Yazılarınız, Almanya'da yaşayan insanlarımız tarafından ilgi ile takip edilmektedir. Sizin vesilenizle buradan, Almanya'da yaşayan insanlarımızı, 31 Ekim 2010 Pazar günü, Bochum'da "RTL-Wir helfen Kindern" yardım derneği ile ortaklaşa düzenleyeceğimiz C3 Charity aksiyonumuza davet etmek istiyoruz. Alman sanat ve televizyon camiasından da birçok ünlü isim, bizlere o gün aktif katılımcı olarak destek verecekler.

  Bizlere köşenizde bu etkinliği duyurma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederiz.


Ömer 
C3 Charity Team

CEVAP: Sevgili Ömer, Almanya’da da okunduğumu duymak çok keyifli. Biliyorsunuz ben bu tür etkinliklere her zaman elimden gelen desteği veriyorum ve vereceğim. Çocuklar için bir şeyler yapabilmek çok güzel gerçekten. Kutluyorum sizleri.
………………

KIZIMA BURS ARIYORUM

Canım Ayşem kimse aramadı sormadı kızım için burs ya da bana iş için.

Canım Ayşecim öncelikle seni yeniden rahatsız ettim ama kimseden ses seda çıkmadı o yüzden ben de yeniden sana yazmaktan başka çare bulamadım.
 
 
Ayşe Hanım,
Size daha önce de mail attım (Aşağıda size önceki yazdığım mail yine var ) ve gazeteniz de yayınladınız biliyorum okudum.
Allah sizden binlerce kez razı olsun ve Allah sizi her daim kızınızın başından eksik etmesin.
Gazetede yayınlamanıza rağmen ne bir mail aldım ne de arayan bir Allahın kulu oldu.
Ne kızıma burs ne de kendime iş için. Mümkünse tekrardan yayınlarsanız çok makbule geçer.
Öncelikle bu şekilde hayırlı işlere vesile olduğunuz için sizi canı gönülden tebrik ederim.
 Allah her daim sizin gibilerin yanında olsun. Bu gece Hürriyet'te sizin yazınızla ilgili haberi okuyunca en sonunda size de müracaat etmeyi denemek istedim.
Ben 45 yaşında hem anne hem de babayım.
2001'de eşimden boşandım ve bir kız annesiyim.
Boşanma sonrasında çeşitli işlerde çalıştım sekreter, ön muhasebe ve idari işler olarak.
 Yeri geldi çalıştığım yer kapandı, kriz vs derken en son 2005 de 40 yaşına gelince iş bulmak malum bizim sorun olduğundan en sonunda evden pc başında internette bir sitede maaşlı editörlük yaptım.
Taa ki bu senenin başına dek ama bu sene de çalıştığım internet sitesi kapanınca 6 aydır işsizim.
Üniversitede okuyan oldukça başarılı bir kızım var. Ankara Üniversitesi DTCF'nde Fransız Dili ve Edebiyatı 3'e gidecek bu sene tabii ben bir mucize yaratabilirsem.
Mucize diyorum, çünkü işim yok ve oturduğumuz ev kira.
Kira durumlarını bilirsiniz malum İstanbul'da.
Yeri geliyor 5-6 aylık kira borcum oluyor. Zaten boşandığım günden beri çünkü malum hayat şartları, eve ait faturalar, gıda, okul masrafları vs derken ancak dönebiliyor insan ve birinden biri aksıyor bu da her zaman kira oldu ve Allah'tan ki ev sahiplerim idare eden, bizi senelerdir tanıyan, bilen insanlar da yeri geliyor 4-5 ay kira almıyorlar.
Sonra ben boşandığım için rahmetli anne babadan almış olduğum dul yetim maaşıma mahsuben bankadan kredi çekiyorum, gelip kira borçlarımı sıfırlıyorum sonra tabii aldığım dul yetim maaşı bu sefer kırpılıyor elime geçen para iyice azalıyor.
Bu son bir kaç senedir iyice bu şekilde gider hal aldı derken bunun da sonuna geldik.
Sonuna geldik deme sebebim artık anne babadan aldığım iki dul yetim maaşımın toplamı sadece 430 TL.  Bunu almış olduğum banka şubesinden de teyit edebilirsiniz araştırarak.
Bu para ile de ne evin kirasına yetişebiliyorum ne evin faturalarına ne gıdaya gittikçe zora doğru gider oldum.
Artık kızım bu sene 3'e gidecek olmasına rağmen derslerinde final notlarının çok güzel olmasına rağmen ben eylül ayının 15'ine dek bir mucize gerçekleştiremezsem okulu dahi dondurmak zorunda kalacak çünkü okul, harçlık, harç, yurt vs derken işim de olmadığı için altından kalkamayacağımın kızım da farkında :((
Birçok yere başvursam da, telefon etsem de gazete ilanlarına ''Kusura bakmayın maksimum yaş sınırımız 35 '' yanıtı almaktan artık cidden ruhum daraldı.
Ne iş ne de kızıma yardım edecek burs verecek hayırsever bulabildim anne olarak, çünkü çevremiz yok bu tarz insanlara ulaşacak.
Dediğim gibi şimdiden daha bir kaç ay önce dul yetim maaşımdan yeni çekip de sıfırladığımız halde 3 kira borcumuz ve eve ait 2'şer faturalarımız bulunmakta ve de tabii iş de yok.
Sizden ricam bize destek olabilecek birilerine ulaşmamı sağlamanız.
Yeter ki kızım okulu dondurmak zorunda kalmasın.
Tek başıma hayata buraya kadar yetişebildim ve baktım günden güne kötüye gidiyorum maddi açıdan.
Bu gece Hürriyet'teki yazınızı okuyunca aklıma bir de size yazmak geldi.
İstediğiniz her an size gerekirse Ziraat Bankası'ndan dul yetim maaşına mahsuben aldığım kredi borçlarımın dokümanını vs ulaştırırım.
Yeter ki eylülde üniversite açılmadan, kızım okulu dondurmadan bir şeyler olabilsin, kızım okulundan kalmasın.
Yeşim
Not :
Size iş için cv mi ve kızımın 2. sınıf final notlarını ekte yolluyorum
Umarım ki elinize erken geçer bu mailim.
Sizden Allah razı olsun köşenizde bu tarz hayır işlerine vesile olduğunuz için.
CEVAP: E-postanı tekrar, tekrar yayınlıyorum. İnşallah olumlu sonuçlar alırız bu kez, alana kadar yayınlamaya devam edeceğim.

……………….

BABAM

Dün babamla ilgili yazdığım yazıya o kadar çok eposta geldi ki aralarından birkaç tanesini seçtim, sizlerle de paylaşmak istedim.
Mesaj gönderen herkese çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.

Merhaba Ayşe Hanım;
Bugünkü yazınızı okuduğumda acınızı paylaştım. Sizi çok iyi anlıyorum. Ben de 10 ay önce babamı kaybettim. Sanırım hayatımın en zor yılını geçiriyorum. Birçok idealim ve isteklerim vardı.
Geçen yıl babamın rahatsızlığı, beklemediğimiz gelişimler ve beklemediğimiz sonuç düşünsel anlamda beni aşağılara çekti toparlanmaya ve hayata tutunmaya çalışıyorum.
Yazınızı okuduğumda hislerimde yalnız olmadığım düşüncesi ve hayata tutunmanız bana biraz da olsa toparlanma gücü verdi. Başınız sağ olsun, hayatta hep güzel şeyler beklesin bizi.

Şenay

CEVAP: Şenaycığım senin de başın sağ olsun, Allah sabırlar versin. Çok zor ama dayanmak zorundayız. Öpüyorum seni.

………….

Sevgili Ayşecim;

Öncelikle yeni programın hayırlı ve uğurlu olsun, bol bol reyting alın inşallah.

Babanla ilgili olarak yazmış olduğun maili her zamanki gibi zırlaya zırlaya okudum vallahi.
Benim babam sağ ama hep yazılarını okurken ya bir gün giderse diye düşündüğüm için başlıyorum salya sümük.
Allah onu başımdan eksik etmesin ama her şey biz insanlar için yüce Mevlam derdi verdiği gibi sabrını da veriyor, bir de o var.

Ben 2 yıllık evliyim ve babamların evine yakın bir yerde ev tuttuk, kopmadık yani anlayacağın.
Ama eskisi gibi olmuyor be Ayşem. Baba evini özlüyorum valla, eskisi gibi olmuyor hiçbir şey.

Gerçi ben babamla sıklıkla görüşüyorum ama uyandığımda anne ve babamı görmüyorum artık, sadece kocacım var.

Bir de yazında " babiş" demişsin işte tam orda koptum valla. Bende babama babiş diyorum.
Hatta telefonumda da babiş diye kayıtlı. Allah senin babacığını yattığı yerde rahat uyutsun, geride kalanlara da sağlıklı ömürler versin.

Güzel bir hafta geçirmen dileğiyle. Kocaman Öpüyorum seni Ayşem.

Sevgiyle kal.
Hale

CEVAP: Haleciğim Allah babana ve sevdiklerine sağlıklı uzun ömürler versin. Yaşarken kıymetini bil. Babişine hemen git sarıl. Benim de selamlarımı ilet.
……………..

YÜZLEŞME

“Ama kendime olan saygım arttığından, kendimi yeni baştan sevmeye başladığımdan, babamın resimlerini koyabildim eve, hatta evin her yerine ve işte dedim ya, o an anladım; sorun bendeymiş işte.”

Selam Ayşecik,
Yukarıda senin ifade ettiğin gibi, en önemli olan insanın kendisini sevmesi, kendisi ile barışık hale gelmesi ve kendine saygı duyması ile kendine olan güveni artıyor.
Bugüne dek yüzleşmemen ve kendini beceriksiz görmen seni, babanın resimlerini evine asmamaya itmiş.
Utanma, beceriksizlik dediğin, oysa insanın kendisi ile yüzleşmesi hem zor hem de başarınca işte böyle rahat bir Ayşecik ortaya çıkıyor.
Bir zamanlar ben de boşandığımdan, eşyasız, evsiz, parasız, işsiz, arkadaşsız kaldığım zor zamanlar geldi aklıma senin yazında.
Ölümler ve yalnızlıklar zor. İnsanın kendini aciz hissetmesi çok zor.
Ama insanoğlu her şeyin üstesinden gelebilecek bir yapıda üretilmiş, en azından ben öyle düşünüyorum.
Kendinle yüzleşmene ve rahmetli babacığınla barışmana sevindim. Ufak yaşlarda dayıoğlu rahmetli babanla görüşürdü. Gırgır’a gelen çuvalla yazıları ben de okuyordum, dayıoğlu üstelenmişti o zamanlar Gırgır’a gelen yazıları seçmeyi.
Yazı gönderirdi okurlar beğenilenler yayınlanınca para alırlardı. Ben de yardım ederdim dayıoğluna okuyup seçerdim içlerinden, babanızı o zamanlardan biliyorum. Dayıoğlu, abim derim, kendisi de yazıyordu sanırım o zamanlar çok matrak şeyler anlatırdı. Neyse uzun lafın kısası, herkesin kendisi ile yüzleşmesi gerektiğine inanıyorum.
Herkesin önce kendini sevmesi ve saygı duyması gerekir ki; karşısındaki insanları sevsin ve saygı duysunlar.
İyi haftalar.


Yücel

CEVAP: Yüzleştim sonunda gerçekten iyi geldi. Program öncesi babam fotoğraflarıyla da olsa yanımda artık.
Yücel Bey, dayıoğlunuza da selam ve sevgilerimi iletin. Gırgır benim için de çok özeldi.
……………….

KISACIK ÖMÜRDE HAYATI İYİLİKLE, SEVDİKLERİMİZLE PAYLAŞALIM

Merhaba Ayşe Hanım,

Sizi uzun zamandır köşe yazılarınızdan takip ediyorum, çok güzel konulara değindiniz ve çok şeyler paylaştınız okurlarınızla ve birçok insanı mutlu ettiniz Yetiş Ayşe’den takip ettiğim kadarıyla, sizi tebrik ediyorum.
O kadar güzel işler başardınız ki siz zaten güçlü bir kadınsınız ve bir annesiniz.  Yüreğinizin güzelliği, iyiliği bütün insanlara yansıdı. Siz çok merak ediyordum, pazartesi başlayacak olan programınızı seyredemeyeceğim, yani sizi göremeyeceğim için çok üzgündüm.
Çünkü ben çalışıyorum ve televizyon izleme şansım yoktu, biraz kırgın yani soğuk algınlığı geçirdiğim için evdeydim ve cuma günü Su Gibi programında tesadüfen gördüm ve heyecanınızı hissettim ama biliyorum ki çok başarılı bir program olacak. Sizin bu işin de üstesinden gelip, babacığınızın sizinle gurur duyacağı nice güzel işlere imza atacağınıza ben inanıyorum.
Ayrıca çok güzel bir hanımefendisiniz, bunu iltifat değil çok samimi duygularımla ifade etmek isterim.
Bu arada ben Çiğdem, sapığınız değilim.
Sadece sizi güzel işlerinden dolayı takip eden ve takdir eden çok beğenen ve seven bir hemcinsinizim ve okurunuzum.
Bugün programınız başladı hayırlı olsun inşallah Allahım utandırmasın.  Çok seyretmek isterdim ama maalesef belirttiğim gibi çalışıyorum.
Ben de annemi ve babamı kaybettim 5 yıl önce annem, 6 yıl önce de babam vefat etti. Sizin bugünkü yazınızda sizi çok iyi anladığımı düşündüğüm ve hissettiğim için ben de paylaşmak istedim, belki bedenleri burada değil ama onlar her zaman bizimle hayatımızın yaşamımızın hep içindeler.
İyi günümüzde üzgün günlerimizde ben inanıyorum bize güç veriyorlar.  Mekânları cennet olsun,  yattıkları yer nur ışıklarla dolsun.

Sizi daha fazla meşgul etmek istemiyorum, bize verdiğiniz güzel mutluluklar ve iyilikler tekrar size dönsün güzel kızınızla beraber uzun yıllar hayatı paylaşmak dileğiyle.

Sevgi ve Saygılarımla,

Çiğdem

CEVAP: Çiğdemciğim güzel dileklerin ve iltifatların için teşekkür ediyorum. Programın tekrarları da yayınlanacak zamanını daha sonra duyururum. Şimdilik internet ortamında videolarını izleyebilirsin. Annen ve babana rahmet sana da bol bol sabır diliyorum. İyi ki varsın, sevgiler.
…………………

Kuzum,

Bu günkü yazını okudum. Ne fena geldi bir bilsen. Bugün benim babamın ölüm yıldönümü. Dört yıl, koca bir dört yıl oldu. Ama ben de hala resimlerine bakamıyorum. Resimlerini asamıyorum. Çok kötü bir şey bu babasızlık. Yetimlik ne fenaymış. Yolsuz, ışıksız ve gölgesiz. Sana babama yazdığım şiiri gönderiyorum. Kendine iyi bak ve beni unutma lütfen.

UMUT

Dört yıl doluyor neredeyse sen yola düşeli
Bu sabah hasır şapkalı bir amcanın arkasından
Yaklaştım yavaşça sen olmayacağını da bilerek
Umut çok garip bir duygu biliyor musun çok garip

Sanki yüzünü son kez öpüp koklayan ben değildim
Hatta sen giderken omuzlar üzerinde yüzün güneşe dönük
Ardın sıra gözyaşı döken ben değildim
Unutuyor insan demek çok da isterdim

Yok yok bu unutmak değil bu umut etmek
Her şeye rağmen acaba umudunun gerçek olabileceği
Anlatılan mucizelerden birinin de beni bulacağı hissi
Sanki çevirip kafanı bakacaktın bana gülümseyip orada

Gülay Mustafaoğlu

CEVAP: Sevgili Gülay yine çok güzel bir şiir yollamışsın.
Babacığına Allah’tan rahmet diliyorum. O da senin gibi güzel şiirler yazan bir kızı olduğu için gurur duymuştur sanırım.

………………….

Sevgili Aral,
Yaşadığınız çok doğal bir süreç. Zira her evlat kaç yaşında olursa olsun ancak babası öldükten sonra büyür. Siz de o değerli insanın ölümünden sonra kendi başınıza ayakta durmayı başarabilmişsiniz. Babanız yaşasaydı sizin bu durumunuzla eminim övünç duyardı.
Selam ve sevgilerimle.

Akay

CEVAP: Teşekkür ederim. İnşallah ona layık bir evlat olmayı başarabilmişimdir.

…………….

BELGESELİNİ İSTİYORUM (Tekin Aral, Oğuz Aral)

Merhaba
Öncelikle o büyük okullardan yetişen sanatçılara seslenemedim.
Ama bir FIRT ve GIRGIR belgeselinin zamanı gelip geçiyor.

Orda yazan birçok aydın sanatçı göçtü gitti. Vardır mutlaka kayıtlarda GIRGIR ve FIRT dergileri ile söyleşileri.
Mutlaka belgeseli yapılmalı diyorum.

Gücüm ve çevrem olsa seve seve yapardım ama...

Sanırım sizin gücünüz yeter.


Kolay ve Rast Gelsin
Uğur

CEVAP: Ne kadar güzel bir fikir bu. Bu konuda biraz düşünüp araştırayım bakalım neler yapılabilir.
………….

BABA

Merhaba Ayşe Hanım, çok güzel bir yazı yazdınız ve sizde kendimi gördüm. Ben de babamı 2 yıl önce kaybettim ve hayat bitti gibi ve bundan sonra yaşayacağım hayat eskisi gibi olmayacak bunu çok iyi biliyorum.
Önceden ölmekten korkardım, şimdi ise ölmek o kadar zor gelmiyor, hatta güzel bile geliyor.
Zira ucunda babaya kavuşmak var. Hayatın en güzel yılları bitti gibi. Yeni işinizde de sizlere başarılar dilerim ve umarım sizin ve benim babam da göklerde meleklerle bizleri izleyip mutlu olurlar. Sevgiyle mutlulukla ve en önemlisi sevdikleriniz daima yanınızda olacak bir hayatta kalın.

Gülizar

CEVAP: Sevgili Gülizar güzel dileklerin için çok teşekkürler. Senin de başın sağ olsun. İnşallah bir yerlerden hala bizi görebiliyorlardır. Sevgiler.

Yazarın Tüm Yazıları