Türkiye ile Almanya normalleşmek zorunda

TÜRK-Alman ilişkileri, Alman Parlamentosu’nun 2 Haziran 2016’da Ermeni soykırımını onaylamasından sonra büyük ölçüde rayından çıkmış bulunuyor.

Haberin Devamı

İki taraf karşılıklı suçlamalarına devam ediyor. Türkiye, haklı olarak PKK ve FETÖ’ye tolerans gösteren Almanya’ya kınamada bulunurken; Almanya da Türkiye’ye basın özgürlüğü, insan hakları, gazetecilerin tutuklanması ve çifte vatandaş olan Die Welt Gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması ile ilgili olarak suçlamalarına devam ediyor. Bir adım daha ileriye gidelim: Almanya, Türk politikacıların demokratik bir hakkı olan Almanya’da referandum propagandası yapmasına izin vermiyor. Bu olaylar tırmanarak giderken, karşılıklı suçlamalar her geçen gün daha da büyüyor.

İki ülkenin çıkarları, karşılıklı saldırıdan değil dostluktan geçer. Türkiye ve Almanya ilişkileri çok grifttir. Eskiden “Türkiye ve Almanya sınırdaş olsaydı, konfederasyon kurabilirlerdi” derdim. Şimdi, “İyi ki sınırdaş değiliz, karşılıklı savaş açardık” durumuna gelmiş bulunuyoruz.

Yedi maddede ilişkilerinin niye düzelmesi gerektiğini dile getirelim:

1. Türkiye, İncirlik’i Almanların da kullanımına açtı ve buraya yerleşen savaş uçakları, bugün Suriye ve Irak’a devamlı kontrol uçuşu yapıp bilgi toplamaktadır. Almanların şunu görmesi lazım: Ortadoğu’da Amerika, Rusya, İngiltere gibi söz sahibi olmak isteyen Almanya’nın çıkarı, Türkiye ile işbirliğinden geçmektedir. Yoksa Almanya bu bölgeye inemez.

2. Ekonomik ilişkiler tavan yapmıştır. Türkiye’nin ihracatında Almanya 1. sırayı alırken, ithalatında da enerji dışında Almanya ilk sıradadır. İki ülke de ticaretten büyük ölçüde yarar sağlamaktadır. Bunun artırılması düşünülürken, son gelişmeler bu konuya da sorun çıkarmaya başlayacaktır.

3. Turizmde 2015’te 5.5 milyon Alman turist gelirken, bu sayı 2016’da 3.8 milyona inmiştir. TAVAK Vakfı’nın tespitlerine göre de 2017’de 3 milyon civarında olması beklenmektedir. Fakat Almanya’da Türkiye’ye karşı turizmde başlatılmak istenen ‘No Turkei’ programı, Alman halkının Türkiye’ye gelişini azaltacaktır.

4. Almanya’da nüfusun yüzde 4’ü Türklerden oluşmaktadır. 3.2 milyon insanımızın yaşadığı Almanya’da iç huzurun daha da gelişmesi ve dostlukların artması için 2 ülke ilişkilerini düzeltmek, hem Türkiye’nin hem de Almanya’nın görevidir. Bu arada ezilen, Almanya’da yaşayan 3.2 milyon Türk’ün yanı sıra Türkiye’de yaşayan 70 bin Alman’dır.

5. Alman sermayesi, Türkiye’ye yerleşmiş ve büyük ekonomik kazanımları olan bir sermayedir. Audi’den Mercedes’e, Volkswagen’den Skoda’ya kadar birçok Alman arabası, neredeyse Türk arabalarından daha fazla Türkiye’de satılmaktadır. Almanlar, Türk pazarında her alanda yer almışlar ve çok iyi kazanç sağlamaktadır.

6. AB’ye üye olmak isteyen Türkiye’nin yolunu açabilecek en önemli ülke Almanya’dır. AB bütçesinin yüzde 38’ini ödeyip, yüzde 15’ini geri alan Almanya, Türkiye ile ilişkileri iyileştiği takdirde, Türkiye’nin AB’ye giden yoluna bir katkıda bulunacaktır.

7. Almanya’da Türk imajı büyük ölçüde sarsılmış bulunmaktadır. Türk halkına Almanya’da tepki artarken, Türkiye’de de Almanlara olan tepki olumsuz bir şekle bürünmüştür. Burada Avrupa’nın biri 82 milyonluk, diğeri 80 milyonluk iki büyük ülkesi orta vadede çok daha zarar görecektir.

Haberin Devamı

Prof. Dr. Faruk ŞEN


ESNAFIN AĞZINA BAL ÇALMAK

Haberin Devamı


OKUR Sibel Bilginer “KOSGEB kredisinin amacı neydi?” diye sorduktan sonra diyor ki:

“KOSGEB (devletin veren eli) 770 bin esnafa sıfır faizli kredi dağıttı. Mart ayında ciddi bir nefes olacaktı bu kredi. Hem de görünen o ki, referandum öncesi piyasaya güzel bir ‘jest’. Ancak, kredi verilen küçük esnafın durumu malum. Üstüne bir de geçen yaz temmuzda yaşananlardan sonra gerçekten çok sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Ödemeleri düzgün, sicili parlak bir esnaf bulmak neredeyse mümkün değil. Ki, zaten öyle esnafın her zaman bankada kredisi var.

Sonuç olarak, KOSGEB “Kredi kullanmaya hak kazandınız” dese de bankaya gittiğinizde ret cevabı ile karşılaşıyorsunuz. Bankalar arası kredibiliteniz yoksa devlet desteği de yok.

Bu durumda umutlarımızla oynanmış gibi hissediyorum. Ya KOSGEB bankalarla aynı yöntemi kullanarak dağıtım yapmalıydı, herkese “Git kardeşim paranı al” dememeliydi ya da devlet bankalara, “Ver, siciline bakma” demeliydi. Şu an yaşadığımız durum tam olarak esnafın ağzına bal çalmak!
Umutları diri tutturmak! Yazık! Bu tarz aldatıcı siyasetler bıkkınlık veriyor.


16 ŞUBAT-15 NİSAN DÜZENLEMESİ NEDİR

Haberin Devamı


HUKUKÇU Ömer Faruk Eminağaoğlu soruyor: “Seçim Yasasında 2008 yılında, AKP döneminde yapılan değişiklikle “Yurtdışında ve yurtdışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz” hükmü getirilmiştir. Bu nedenle 16 Nisan’da yapılacak halkoylaması ile ilgili olarak YSK, 15.2.2017 tarih ve 109 sayıyla aldığı ve aynı günkü Resmi Gazete’de yayımlanan kararında, yurtdışında 16 Şubat-15 Nisan 2017 tarihleri arasında; açık veya kapalı alanlarda, herhangi bir yerde, herhangi bir biçimde, herhangi bir yolla propaganda yapılamayacağını ifade etmiştir. Bu düzenlemeleri AKP’nin bilmediği söylenemeyeceğine göre, yapılmak istenen nedir?


HALİÇ'TE KİLLİGİL PARKI 

Haberin Devamı


68 yıl önce infilak eden Nuri Killigil Fabrikası’nın bulunduğu yer günümüzde park ve yeşil alan halindedir. İBB tarafından pek yakında bu bölgeye ‘Nuri Killigil Parkı’ adı verilecek. Ayrıca 2 Mart 1949 tarihinde Nuri Killigil dahil 28 kişinin şehit olduğu bu alanda, fabrika şehitlerinin adlarının yazılı olduğu bir şehitler abidesi yapılacak. Nuri Killigil’in uğrunda savaştığı Türk bayrağı, anıtın yanı başında ve geniş bir alanda olacak. Bu anıt aynı zamanda Azerbaycan–Türkiye kardeşliğinin bir abidesi olarak gelecek kuşaklara aktarılacak. Bundan bir süre önce yazdığı ‘Kafkasya’da İslam Ordusu Kumandanı, Haliç’te silah ve cephane fabrikatörü Enver Paşa’nın kardeşi-NURİ KİLLİGİL’ adlı kitabı yazan Atilla Oral, “Sanayici bir büyüğümüzün yardımları ile İBB Başkanı Kadir Topbaş’tan şifahi olur aldık, İBB Genel Sekreter Hayri Baraçlı da bu öneriye olumlu baktı; çok sevindik tabii...” açıklamasını yaptı.


Biliyor musunuz

Haberin Devamı


- CHP Genel BaşkanYardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok’un, Fazıl Say’ın isminin müfredattan çıkartılması üzerine Bakan İsmet Yılmaz’a “Kariyeri ulusal ve uluslararası başarılarla dolu dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say’ın adı, MEB’in askıya çıkardığı ortaöğretim müzik dersi taslağında 12. sınıfta işlenecek konular arasında yer alan ‘Müzik Kültürü’ ünitesindeki “ülkemizdeki klasik batı müziği yorumcularına örnekler verir” maddesinden çıkarılmıştır. Sanatçıların, müzik dersi taslağından çıkarılmasının gerekçeleri nelerdir?” diye sorduğunu...40 kitabı olan yazar-çizer Cihan Demirci’nin Marmaris’te cumartesi 15.00’de ‘3M: Marmaris, Mizah, Memleket’ başlıklı görsel sunumunu gerçekleştireceğini... ANKARA Milletvekili Aylin Nazlıaka’nın Başbakan Binali Yıldırım’a, Ankara Büyükşehir Belediye’nin Atatürk Orman Çiftliğinde, otopark kiralama işleminin Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetine aykırı değil midir” diye sorduğunu...

 

Yazarın Tüm Yazıları