Çağdaş resim üzerine

Kimi zaman bu köşeyi resim sanatıyla doğrudan ilgilenen isimlere ayıracağımı söylemiştim. Bu haftaki konuk yazarımız Galeri Foyart’ın yönetici ve danışmanı Müzeyyen Çağlar Güler.

Haberin Devamı

Çağdaş resim üzerine

Sevgili Müzeyyen’den çağdaş resim ve genç bir sanatçıyla ilgili yazı yazmasını rica ettiğimde sağolsun beni kırmadı, aşağıdaki yazıyı gönderdi. Neler yazmış, birlikte okuyalım:
“Geriye dönüp baktığım zaman 2007 yılından beri yüzün üzerinde sanatçıyla çalıştığımı ve sergi açmış olduğumu fark ettim. Bu sanatçıların bir kısmı yetişkin ve deneyimli sanatçılarken, bir kısmı da genç kuşak sanatçılardır. 2010 yılından bu yana genç kuşak sanatçılarla çalışmayı sürdürüyorum. Tercih nedenim ise her şeyin soluk soluğa yaşandığı bu çağda, daha çok dinamizm, daha çok üretkenlik vaat eden gençlik kavramının enerjisidir. Benim de parçası olduğum dönemin sanatını ağırlıklı olarak izliyorum. Dönemsel olayların kuşak farklılığı nedeniyle farklı algılanması ve yorumlanması, kullanılan enstrümanların çeşitliliği, benim de bakış açımı değiştiriyor ve beni eğitiyor. Genç sanatçıların erken dönemi-deneysel deneme sürecini takip etmek, laboratuvar ortamında sonucun ne olacağını merakla beklemek gibidir. Bu merakım kimyager olmamın getirdiği sonuç olsa gerek. Bu süreci azimle devam ettirebilen olduğu gibi, dönemsel koşullar nedeniyle, farklı iş alanlarında çalışmak zorunda kalan sanatçılar olabiliyor ve bu gibi durumlarda hayal kırıklıkları yaşanabiliyor. Bir dönem sonra tekrar sanat alanında üretime dönen genç sanatçılar, farklı alanlardan beslenmeleri ile yeni işler üretebiliyorlar. Üretilen her yeni iş, bir önceki dönemi ile ilişkili olabileceği gibi, tamamen bağımsız da olabiliyor. İşte bu süreci yaşamak, farklı dönemlerine şahit olmak ve sonucunda bir sergiyle buluşmak, iki taraf için de heyecan verici oluyor. Ülkemizde neredeyse her ilde Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) mevcuttur. Her mezun olan sanatçı olacak diye bir koşul yok. Ama yine de bu gençlere kendilerini gösterebilecekleri alanlar yaratmak, üretim sürecinde yaratıcılığını ve merakını diri tutarak çalışma koşullarını iyileştirmek gerektiğini düşünüyorum. Üniversitelerin bünyesindeki öğrenci değişim programlarına katılabilen GSF öğrencilerinin, Avrupa’da ve dünyada sanatı yakından inceleme şansına sahip olabilmeleri öğrencilerin gelişim süreçleri için çok faydalıdır. Ayrıca öğrenci değişim programı ile Türkiye’ye gelen yabancı GSF öğrencilerinin de katkısı büyüktür. Yapmış olduğum mezuniyet karma sergilerinde yabancı uyruklu sanatçıların işlerinin farklılık gösterdiğini ve gerek hocalarına, gerekse dönem arkadaşlarına katkı sağladığını gözlemledim. Eğitiminin bir kısmını yurt dışında yapabilen, kendisini yurt dışında gösterebilen ve kabul ettirebilme şansını kendisine yaratabilmiş genç kuşak sanatçılarımız mevcuttur. Genç kuşak sanatçılarımıza örnek olabileceğini düşündüğüm, Nisan ayında Galeri Foyart’da sergisini gerçekleştireceğimiz sanatçılarımızdan biri de Filiz Azak. 2008 yılından beri farklı dönemlerini içeren, birkaç defa sergilerini düzenleme şansına sahip oldum. Filiz Azak 9 Eylül Üniversitesi GSF Resim bölümünden mezun olduktan sonra 2004 yılında girdiği Berlin Güzel Sanatlar Üniversitesi resim bölümünde önce Prof. George Baselitz ve sonra Prof. Leiko Ikemura atölyelerinde çalışmalarını devam ettirdi ve yüksek lisansını 2007’de tamamladı. Bükreş, Paris, Lüksemburg ve Berlin’de Martin-Gropius Bau’da grup sergilerine katıldı. 2008 yılında Polonya Poznan’da Devlet Modern Sanatlar Müzesinde kişisel bir sergi açtı. Berlin Galeri Lacke-Farben daimi sanatçısı oldu ve düzenli kişisel sergilerini gerçekleştirdi. 2009 yılında Bayer-Schering koleksiyonuna girdi. 2010 yılında Almanya’nın Osthaus Müzesi ile Monchehaus Müzesi’nde ve Macaristan’da Uluslararası Peş Koleksiyonu ve Modern Macar Galerisi’ndeki grup sergilerinde işleri sergilendi. Filiz Azak’ı yurt dışında özel kılan şey işlerinde, Türkiye’nin görsel ve kültürel mirasından, köklerinden beslenmesidir diyebiliriz. Filiz Azak resimlerini yaparken, bazen bilinçli bazen de sezgisel olarak minyatürlerden esinlenip kendi hikayelerini oluşturuyor. Filiz Azak’ı tarihsel veya dönemsel kesinlik ve doğruluk ilgilendirmiyor. Kahramanları çoğunlukla gezginler ve onların bitmek bilmeyen uzun yolculuklarıdır. Bu hareketlilik içerisinde sanki bir tiyatro sahnesinde gibiler, doğadan ve hayvanlardan esinlenerek hazırladıkları kostümleri taşıyorlar. Bu figürler ise bazen insan biçiminde yaprak ve ağaç olurken, bazen de cin şeklinde doğaüstü varlıklar olabiliyorlar. Resimleri gerçek ile soyut arasındaki eşikte balans ile hareket etmektedir. Dikkat kesilip bakıldığında tuval üzerindeki üst üste boyamaları ve katmanları, ya da tıpkı bir kitabın devam eden sayfaları gibi bu durumun bir sonraki resminin bir parçası olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Bütün bunlardan yola çıkarak resimlerinin bir hikayeyi anlatmasının yani sıra, aslında tuvalin oluşum sürecinin de bir hikayesinin olduğunu anlayabilirsiniz.”

Haberin Devamı

KENTTE NE VAR?

Haberin Devamı

İBRAHİM Balaban-22 Mart’a kadar (Peker Sanat/Yıldız), Ramazan Tilki (Heykel)-Şule Özbahar (Resim)-2 Mart’ta açılacak (Gözde Sanat/A.Ayrancı), Mustafa Albayrak-19 Mart’a kadar (Armoni Sanat/Yıldızevler), Numan Seven-Yarın açılacak (İsmail Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Ekrem Kahraman-12 Mart’a kadar (KAV Sanat-Yıldız), Gültekin Serbest -20 Mart’a kadar (RC Sanat/Bilkent AVM), Burhan Özer-16 Mart’a kadar (Medya Sanat/Çankaya), Kuo Hsin-i (Tayvan’dan suluboya)-Yarın açılacak (Nurol Sanat/Çankaya), Ece Afacan (Seramik)-18 Mart’a kadar (Zirat Kuğulu).

Yazarın Tüm Yazıları