Çocuklar dünyayı değiştirir

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen ‘İlköğretim Haftası’ kutlamaları kapsamında Hasana Atlı İlkokulu’nda tören düzenlendi ve yaklaşık bir buçuk yıldır okullarından ayrı kalan öğrenciler, arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle buluştu.

Haberin Devamı

Yazıma konu olan durum ise; okulların açılması değil, Hasan Atlı Okulu’nun bahçesinde fazlalık olarak toprağın üzerine bırakılan bir bordürü bir öğrencinin tuvale dönüştürmesi ve koronavirüs döneminde açılan okullarımız için bana bir konuda ilham vermesi. Yetişkinler ile çocukları ayıran en önemli özelliğin hayal gücü olduğunu hep düşünmüşümdür.
İlköğretim Haftası törenlerinde Hasan Atlı İlkokulu’nun bahçesinde gördüğüm bordür üzerine yapılan resim de bir kez daha bana bunu hatırlattı. Bir çocuğun o bordür üzerine yapmış olduğu resimde sarı bir güneş, mavi bulutlar, kollarını havaya kaldırmış bir kız ve kocaman bir bina vardı. Yolu yapanlar için fazlalık olarak görülen ve toprağın üzerine gelişi güzel bir şekilde bırakılan bordür, bir çocuğun tuvali oldu ve şimdi ben de o yapılan resmi görerek sizlere çocukların kalıpların dışına çıkan hayal gücünü anlata bilme imkanı yakaladım.
*
Yukarıda anlattığım resmi yapan çocuk aslında yalnızca bir resim yapmadı. Bulunduğu ortamı resimle güzelleştirdi ve yaşadığı o ortama aslında bir değer kattı. Yetişkin bakış açısıyla düşündüğümüzde çocuğun aynı resmi bir kağıda yapmasının daha doğru olduğunu ya da çizgilerinin daha güzel olacağını düşünebiliriz. Çünkü bizler bir şey yaparken önceliğimiz diğer insanların tepkileridir, beğenilme isteğidir. Oysa bu resmi yapan çocuğun ne birlerine yaptığı resmi beğendirme derdi vardı ne de birileri tarafından onanmaya ihtiyacı… Aslında bu resmi yapan çocuk resim sanatı ile bulunduğu ortamı değiştirmek istedi. Buna benzer şeyleri çocuklarda çok sık görebiliyoruz. Bulundukları alanlara resim yapma daha doğrusu o ortamı değiştirme içgüdüsüne sahipler sanki…

Haberin Devamı

OKULLAR DAHA DA RENKLENSİN…

Yukarıda anlattığım bir bordür taşına yapılan resim, yaşadığımız koronavirüs salgını döneminde okullarda birçok farklı etkinlik yapılarak çocukların okullara duydukları aidiyeti artırabileceğimizi aklıma getirdi. Bir buçuk yıldır okullarından uzak kalan öğrenciler ne yazık ki adaptasyon sorunu yaşıyor ve bu konuda da yapılacak en önemli şey çocukların okula karşı duyduğu aidiyet duygusunu artırabilmek. Okulun gri taşlarını tuvale dönüştüren, hayal güçlerini o taşlara işleyen çocuklar okullarını daha çok sahiplenmez mi? Eğitimi, öğretimi dört duvar arasına sıkıştırarak çocukları gökyüzünden alıkoyuyoruz. Belki koronavirüs sürecinden birkaç iyi şey çıkarabiliriz. Ne bileyim bazı dersler mevsim elverdiğince bahçede, ağaçların altında işlenir. Belki öğretmenler çocukların bordürlere, duvarlara resim yapmasına izin verir. Çocukların baştan aşağı emek vererek resimleriyle donattıkları okullar, gerçekten artık onların okulu olur.
Bugün yaşadığı çevreyi değiştiren, güzelleştiren o çocuklar, gün gelir dünyayı değiştirir, dünyayı dönüştürür…

Yazarın Tüm Yazıları