Kritik hedef, günlük vaka sayısının 1.000 eşiğinin altına inmesi

Koronavirüs COVID-19 krizinin patlak vermesinden itibaren Sağlık Bakanlığı’nın açıklamalarında paylaştığı verileri işlediğim bir Excel dosyası üzerinden salgının hareketlerindeki ana yönelişleri izlemeye çalışıyorum. Özellikle her pazartesi günü bir önceki haftanın verilerini daha da önceki haftaların tablolarıyla karşılaştırmalı bir şekilde değerlendirmek, salgınla mücadelenin yönünü, etki gücünü anlayabilmek bakımından fikir verici oluyor.

Haberin Devamı

Dün sabah son iki haftanın hareketlerini okumaya çalışırken dikkat çekici bir durumla karşılaştım. Şöyle ki, mayıs ayı öncesindeki bir buçuk aylık döneme bakıldığında, hep birlikte tanıklık ettiğimiz üzere, yeni tanı konan günlük vakalarda önce düzenli bir yükselme ve ardından yine istikrarlı bir düşüş eğrisi izliyoruz. (10 Nisan gecesi yaşanan kargaşanın 10 gün kadar sonra yol açtığı kısa süreli bir yükselişi bu yönelişten hariç tutmalıyız.)

Oysa son iki haftadır bu şekilde yürüyen, genel olarak süreklilik gösteren tematik bir akış izleyebilmek mümkün değil. Genellikle iniş çıkışlar halindeki bir eğri beliriyor.

Örneğin 4 Mayıs’ta başlayan haftaya baktığımızda, pazartesiden itibaren günlük vaka sayılarının dizilişi bu hareketliliği göstermek bakımından ilginç görünüyor: 1.614, 1.832, 2.253, 1.977, 1.848, 1.546, 1.542.

Haberin Devamı

Bu serinin ardından geçen haftanın seyri de şöyle bir sıralama izliyor: 1.114, 1.704, 1.639, 1.635 1.708, 1.610, 1.368...

İnsan kaybı sayılarında da genel bir düşüş çizgisi belirgin olmakla birlikte bazı günler eğrinin yine yukarı doğru çıktığını gözlemek mümkün.

*

Bu hareketlerin istatistiksel açıdan anlamlı olmadığı, bu tür dalgalanmaların olağan görülmesi gerektiği ileri sürülebilir. Ayrıca, hafta sonu sokağa çıkma yasakları nedeniyle PCR  testleri için az örnek alınması hafta başı vaka sayılarının düşük çıkmasında bir faktör olabilir. Bunlara ek olarak, bazı uzun süreli yasakların hemen sonrasında sokaklarda göze çarpan kalabalık görüntülerin, vakalardaki hareketliliğe dönük bir etkisinden de söz edilebilir.

Ancak bu gibi faktörleri hesaba kattığınızda bile, verilerin akışı bu iki hafta boyunca yine de virüsle mücadelede bir kilitlenmenin yaşandığına işaret ediyor. Özellikle mayıs ayının başından itibaren günlük vakaların genellikle 1.600-1.800 aralığındaki bir direnç hattına yerleştiğini gösteriyor. Bunun bir istisnası, önceki gün 1.368 rakamıyla gözlenen bir düşüştür.

Bu düşüş çizgisinin devam edip etmeyeceğini, daha doğrusu değindiğimiz kilitlenmenin ne zaman kırılacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Aslında bu hafta salgınla mücadelede en kritik dönemeçlerden birine giriyoruz. Bu hafta, özellikle AVM’leri yeniden açma kararının uygulamaya konduğu geçen hafta pazartesi gününden sonra bu merkezlerde yaşanan trafiğin günlük vakalara bir yansımasının olup olmayacağını anlayacağız. Dolayısıyla, AVM kararının isabet derecesinin ölçülmesi bakımından kritik bir teste tanıklık edeceğiz.

Haberin Devamı

Burada çok önemli bir kritik eşik hedefi beliriyor. Günlük vakalar, 11 Nisan tarihinde bugüne dek kaydedilen en yüksek sayı olan 5 bin 138’e çıktıktan sonra düşüşe girmiş ve 1 Mayıs tarihinde 2 bin 188’e inmişti.

Bu bağlamda yanıt bekleyen hassas sorulardan biri, günlük vaka sayısında 1.000 eşiğinin altına ne zaman inileceğidir. Bu eşiğin altına inilmesinin, bir psikolojik faktör olarak karar vericilerde ve toplumda COVID-19’la mücadelede güven duygusunu kayda değer bir şekilde güçlendireceğini tahmin edebiliriz.

AVM’leri açma kararının sonuçlarının hangi yönde şekilleneceği, kuşkusuz bu hedefin hayata geçirilmesi açısından da belirleyici olacaktır. Vakalarda artışların başlaması halinde bu hedefin yakalanmasında gecikme yaşanabilir. Bilim Kurulu üyelerinin sayıca azımsanmayacak bir bölümünün bu kararla ilgili çekincelerini kamuoyuyla paylaşma ihtiyacını duymaları bu alandaki kaygıların açık bir ifadesidir.

Haberin Devamı

Ayrıca, son günlerde Anadolu’da tek bir taşıyıcının çok sayıda vatandaşa virüsü bulaştırdığı vakalara artan ölçüde rastlanmasını da bu çerçevede hesaba katmalıyız.

*

Buna karşılık, altını çizmemiz gereken olumlu bir yöneliş, gerek yoğun bakımda tutulan gerek ‘entübe edilmiş’ olan hastaların sayısındaki azalmanın daha önce değindiğimiz iniş çıkışlardan etkilenmemiş olmasıdır. Her iki kategorideki hastaların sayısındaki düşüş yönelişi istikrarlı bir şekilde devam etmektedir ve salgınla mücadeledeki en sevindirici haberlerden biridir.

Yoğun bakımda en yüksek düzeye 1.922 hastayla 19 Nisan tarihinde çıkılmıştı. Geride bıraktığımız hafta 1.000 eşiğinin altına inilmiştir. Geçen pazar günü bu sayı 914’tü. Keza entübe edilen hastalardaki en yüksek sayı 14 Nisan’da 1.087 hastayla kaydedilmişti. Geçen hafta 500’ün altına inen bu sayı önceki gün 468’di.

Haberin Devamı

Bu olumlu gelişmeler salgının hastaneler üzerinde yarattığı baskının hafiflemekte olduğunun kanıtıdır.

Yine de bütün bu olumlu haberler normalleşme baskısıyla bir araya gelip erken bir gevşemenin önünü açmamalıdır. Ölümcül virüsün aramızda dolaşmaya devam ettiğini ve yeniden yayılabilmek her fırsat penceresini değerlendireceğini akıldan çıkarmamak gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları