Meyve mi suyu mu?

Meyveleri meyve salatalarına, meyve salatalarını meyve pürelerine, meyve pürelerini de meyve sularına tercih edin.

Haberin Devamı

Sorunun yanıtını daha önce vermiştik: Meyve! Hatta mümkünse o meyveyi (elma, armut, şeftali) kabuğu ile birlikte yiyin.
Tabii ki iyice yıkayıp temizlemek ve üzerindeki muhtemel kimyasal atıkları tamamen ortadan kaldırmak koşuluyla.
Şunu da unutmayın: Meyveleri meyve salatalarına, meyve salatalarını meyve pürelerine, meyve pürelerini de meyve sularına tercih edin.
Meyve suyu tercihlerinizi de “yüzde yüz meyve suları”, hatta mümkünse taze sıkılmış meyve sularından yana kullanın.
Daha az kalori yükleneyim, daha az früktoz kazanayım diyorsanız saf meyve suları yerine “meyve suyu-sebze suyu” karışımlarını tercih edin.
Gelelim detaylara. Buyurun...

Meyveden vazgeçmeyin!

Sırası gelmişken bir konuyu daha yeniden gündeme getirelim: Son yıllarda ciddi bir “meyve düşmanlığı” hatta “anti meyve kampanya” oluştu. Tek neden de meyvelerin içindeki früktoz.
Biz de sık sık yazdık: İnsan bedeninin früktoz işleme yeteneği sınırlıdır. Yetişkin birinde günlük kapasite 20-30 gramı geçmez.
Ne var ki bu bilgi bizim dünyanın en lezzetli ve en güçlü doğal ilaçları meyvelerden vazgeçmemizi gerektirmez. Meyveler çok güçlü birer vitamin, mineral, antioksidan ve posa kaynağıdır. Sadece “içinde früktoz var!” diye onlardan vazgeçmek “saflık” olur.
Mesele şu: İster meyve yiyin, ister taze meyve suyu için içindeki früktoz miktarına dikkat edin, miktar ayarı yaparken günlük früktoz işleme kapasitenizi aşmamaya bakın ama meyveden sakın vazgeçmeyin.
Mevsim kış. Portakallar, mandalinalar, greyfurtlar, narlar pazar, manav, market tezgâhlarını süslüyor. Hepsinin de içi tıka basa “sağlık” dolu. Ya bunları akıllıca tüketeceğiz ya da eczacımıza gidip “nezle-grip için bir şeyler var mı?” diye soracağız. 

Haberin Devamı

Eklem dostu destekler neler?

Eğer eklem sorunlarınızın çözümünde doğal desteklerden de faydalanmak istiyorsanız aşağıdaki liste işinize yarayabilir. Bu listede yer alan ve faydalı olabilecekleri anlaşılan desteklerden doğru ve etkili bir şekilde faydalanabilmek için doktor ve eczacılardan yardım isteyin.
1- Glikozaminsülfat
2- Kondroidinsülfat
3- Tip 2 kolajen
4- Yumurta zarı özleri
5- MSM
6- SAM-e hapları
7- Omega-3 destekleri
8- C vitamini destekleri
9- Magnezyum destekleri
10- Curcumin (zerdeçal) hapları

Köri nedir?

Haberin Devamı

Köri, içinde çok sayıda baharat bulunan bir karışım. Hindistan mutfağının mucizelerinden biri. Ana maddesi ise curcumin yani zerdeçal. İçinde ayrıca karabiber, karanfil, kakule, sumak ve daha pek çok baharat da var. Olağanüstü bir antioksidan ve antikanser sos köri. Bunu da öncelikle zerdeçala borçlu. Zaten bu nedenle de bol köri tüketen Hindistan halkında pek çok kansere düşük oranda rastlanıyor. 

Sarkopeni mi osteopeni mi?

Kas ve kemiklerimiz iskelet sistemimizin olmazsa olmazları. İkisi de çok önemli. Güçlü kaslarınız yoksa kemiklerinizle istediğiniz hareketleri yapamazsınız. Sağlam kemikleriniz olmayınca kaslarınızı dayayacak sağlam bir dayanak bulamazsınız. Özetle güçlü kaslar ve kemiklere sahip olmak mühim bir ayrıntı. Bu özellikle yaşlılık sürecinde çok önemli bir avantaj.
Kemik dokusunun zayıflaması ve özellikle de kalsiyumdan mahrum kalmasının ilk aşaması “osteopeni” olarak adlandırılır. Buna “kemiğin kalsiyumdan fakirleşmesi” de diyebiliriz. Kas dokusunun zayıflayıp güçsüz düşmesi ve kas kaybının gelişmesi durumundaysa “sarkopeni” sözcüğünü kullanıyoruz.
Osteopeni zamanında fark edilip de düzeltilmezse koflaşma durumu bir süre sonra kemiklerin neredeyse tamamen boşalması ile neticeleniyor. Bu durum da “osteoporoz” olarak tanımlanıyor.
Osteopeni ve osteoporoz hakkında çoğumuz yeterince bilgi ve duyarlılık sahibiyiz. Böyle bir sorunla karşılaşmamız durumunda kemiklerimizin kolayca kırılabileceğini biliyoruz. Bu tür kırıklar -özellikle kalça ve bilek kırıkları- yaşlılığın en önemli problemlerinden biri.

Haberin Devamı

Sarkopeni de önemli

Bütün bunlar tamam ama çoğumuz bu kırıkların en önemli hazırlayıcılarından birinin sarkopeni, yani kas kaybı (kas erimesi) sorunu olduğunu bilmiyoruz. Oysa kemikleri yeterince kalsiyum depolamaya, daha güçlü ve kuvvetli olmaya yönlendiren temel dokumuz da yine kaslarımız.
Eğer güçlü kaslarımız varsa ve biz onları sürekli kullanıyorsak o kasların dayanak noktaları kemikler de “dayanıklı olmak” zorunda kalırlar ve içlerinde daha çok kalsiyum depolamaya çalışırlar. Dolayısıyla sarkopeniden korunmak, osteopeniden ve osteoporozdan korunmanın da ilk ve vazgeçilmez adımıdır.
Yaşlılığınızda da dimdik ayakta kalmak, rahatça oturup kalkmak, merdiven çıkmak, istendiğinde çıkıp şöyle bir dolaşmak ve de düşmeye bağlı kırıklardan korunmak istiyorsanız kas erimesi probleminden uzak durmaya çalışın.
Peki ne yapacaksınız? Daha sık ve yoğun egzersiz! Fırsat buldukça kaslarınıza güç veren direnç egzersizlerinden istifade etmeyi de unutmayın. Ayrıca kaslarınızı onların temel besinleri olan proteinlerden (süt, süt ürünleri, et, et ürünleri, yumurta, bakliyat) mahrum bırakmayın. Kısacası osteopeniyi de sarkopeniyi de lütfen ciddiye alın.

Yazarın Tüm Yazıları