Naim bizim için yanan bir vatan sevdasıydı

Geliştirdiği uzun ömürlü aşı projesiyle Amerika ve Japonya’dan da patent alan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören’in Naim Süleymoğlu’na vedası üniversitede herkesi duygulandırdı.

Haberin Devamı

Kendisi de Bulgaristan’dan gelen Naim Süleymanoğlu’nu örnek alarak 1989’da Türkiye’ye ailesiyle kaçan 45 yaşındaki bilim kadını, o güne kadar kimseyle paylaşmadığı hikâyesini yazdı. “Aldığımız yaralarla başımız dik yürümemiz mümkün değildi” diyen Prof. Dr. Özören, şu çağrıda bulundu:

“Naim’in vefatıyla o acılı günlere döndüm. Ülkemizi bir göçmen kız gibi sevin. Hava, su gibi gerekli bir şey vatanda olmak. Biz herşeye rağmen acılarla sıfırdan başlayarak bugünlere geldik. Türkiye sevgisi bizi ayakta tuttu. Son yıllarda ülkemizde umutsuzluk var. Bu Türkler’e ne oldu? Herkes bir çıkar peşinde. Güzel, saf duygular rafa kalkmış. Birbirimize ve devlete daha fazla güvenip, birlik olursak zorlukların üstesinden geliriz.”

NAİM UMUT MEŞALESİDİR

İşte moleküler biyoloji ve genetik öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Özören’in duygu dolu mektubu:

Haberin Devamı

Naim bizim için yanan bir vatan sevdasıydı

“Bugün (19 Kasım) çok büyük bir adamı, Naim’i uğurlarken, kendi hayatıma olan izinden bahsederek, tüm Bulgaristan Türkleri için nasıl bir özgürlük ve umut meşalesi olduğunu hissettirmeye çalışacağım.

Naim’in bana öğrettiği ders şöyleydi: Çok başarılı olursam, Bulgaristan’dan kaçabilirdim! Bu yüzden gazeteci olup yurtdışına çıkabilmek için İngilizce öğrenmeye karar vermiş ve Silistre özel dil lisesini Ivan Vazov’u kazanmıştım!

Şimdi bu kaçma isteği anlaşılamıyor, çünkü demirperde çöktü, ancak o yıllarda Bulgaristan dışına çıkmak için sporcu, sanatçı veya gazeteci olmak gerekiyordu. Ben de uzun koşu denedim. 1.500 metrede iyiydim aslında... Lisenin başlarında Silistre’de il 4’üncüsü olmuştum. Ormanlık alanda iki rakibim virajı koşmak yerine kısa yoldan önüme geçmişti, kimse görmedi. 2’nci olamadım, kameralar yoktu, antrenörler de bana güvenmedi, uydurduğumu düşündüler... Biraz hızlı yürüyüş denedim, sonra da okula odaklandım.

ATATÜRK ÖRGÜTÜ KURDUM

1985’te Nesrin Salimova Hasanova olan adım zorla Nadejda Strahilova Handjiyeva olarak değiştirilmişti ve hepimiz ağır bir depresyona girmiştik... Çıkış yolları yoktu, sınırlar kapalıydı. Yetişkinlere çok kızgındım. Neden baş kaldırmıyorlardı, çok korkaktılar.

Haberin Devamı

Çözüm olarak Mustafa Kemal Atatürk adıyla gençlik örgütü kurmaya teşebbüs ettim. 7’nci sınıftaydım (Nazi’lere karşı savaşan Rus direnişçilere özenmiştim). Bir faaliyet yapamadan örgüt fikri çöktü, fakat tüzük defterimi polis bulmuştu. Sorgulandık, yaşımız küçüktü, sınıf önünde örgüt yeminimiz okunduktan sonra Bulgaristan’daki tüm liselerden kovulmuştum 9’uncu sınıfta.

Aynı yıl Naim Süleymanoğlu Türkiye’ye kaçarak, dünyaya olanları anlatmıştı, bu hepimize bir umut ışığı olmuştu. Büyük Türkiye tabii ki bizi orada yalnız bırakmayacaktı! İngilizce bir metin hazırladık. Başımıza gelenleri, Türkiye’ye çıkmak istediğimizi anlattık. Babam bunları turistik yerlerdeki diplomatlara ulaştırmaya çalışmıştı, geleceğimiz yoktu Deliorman’da, Silistre bize vatan olamamıştı...

Haberin Devamı

Türkiye’ye taşınma dilekçesi vermiştik, 1989’da cevap geldi. İki gün içinde ülkeyi terk etmeliydik, Avusturya vizesi çıkmıştı, trenle toplam 4 bavul ve 250 dolarla (daha fazlasına izin yoktu) 4 kişi Viyana’ya vardık. Türk konsolosluğu aracılığıyla Türkiye’ye iltica ettik. Babama bazıları Avusturya vatandaşlığı teklif etmiş, o da reddetmişti! Naim Süleyman-
oğlu’na Amerika iki kere vatandaşlık, 10 milyon dolar teklif etmiş, reddetmiş. Naim bizim için bir örnek, yanan bir vatan sevdası oldu!

BİZE BULGAR DEMEYİN

Tüm hatıralar canlandı bugün... Eskiden anlatmazdım bunları ama hataymış susmak... Geçen yıl yeğenim, Türkiye vatandaşlığından çıkıp yabancı uyruklu üniversite sınavına girip tekrar vatandaş olabileceğini söyleyince kalp krizi geçirecektim! Oturup çalışmak yerine vatandaşlıktan çıkma planı nasıl olurdu? Hür vatanda yetişen nesillerimiz nasıl bu kadar kolay “satabiliyorlar” bu toprağı zehirleyen bu zihniyeti yok etmeliyiz! Naim Süleymanoğlu da Naum Şalamanov olmayı kabul etmedi, bizler de etmedik. Lütfen, bunu hatırlayarak bizlere ‘Bulgar’ demeyiniz, evet size çok garip gelebilir ancak bizim için Türk olmak ayrıca önemli, en temiz vatansever haliyle...

 

Haberin Devamı

PROF. DR. NESRİN ÖZÖREN KİMDİR?

Naim bizim için yanan bir vatan sevdasıydı

Aldığı burslarla bölüm ikincisi olarak 1995’te Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nü bitirip Pennsylvania Üniversitesi’nde bilim doktorası yaptı. Michigan Üniversitesi’ndeki araştırmalarının ardından 2005’te Boğaziçi Üniversitesi’ne döndü. Akademik kariyerini burada sürdürürken yaptığı çalışmalarla Türkiye ve Avrupa’dan ödüller kazandı. Özellikle aşı teknolojisinde çığır açacak buluşuyla Türkiye, Japonya ve Amerika’da patent aldı. Aşıların oda sıcaklığında bozulmadan etkinliklerini korumalarını sağlayan ve soğuk zincir ihtiyacını ortadan kaldıran bu buluş bilim dünyasında önemli bir yere sahip. Prof. Dr. Özören, TÜBA Akademi Ödülü’ne de bu yıl aday gösterildi.

Haberin Devamı

Bulgaristan’da 9’uncu sınıfta liseden atıldı, iki yıl sonra Türkiye’de 11’inci sınıfta eğitimine devam edebildi. 1989’da geldiği İstanbul, Bursa, İzmir’deki akrabalarının yanında bir süre kaldıktan sonra İstanbul’da yaşamını sürdürmeye başladı. Özel Tercüman Lisesi’nin bursluluk sınavını kazanıp, birincilikle mezun oldu. Üniversite yıllarını “Çay alacak param yoktu, kitaplarımı ancak alabiliyordum. Bazı vakıflardan burs ve kredi kazandım. Parça parça geçimimizi sağladık“ diye anlatıyor. 

 

Yazarın Tüm Yazıları