Evdeki çocuklar için adım adım kaygı azaltma rehberi

Eve kapanan ve uzaktan eğitim almak zorunda kalan çocuklarda doğal olarak kaygı bozukluğu yaşanabiliyor. Ailelerin zorlu sınavı ise çocuklarını ders için bilgisayar başına oturtmaya çalışırken aynı zamanda oyun konusunda sınırlamak… Peki bu dengeyi nasıl sağlamalı, çocuklara nasıl yaklaşılmalı? Klinik psikolog ve Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Emre Konuk ile konuştum. İşte 10 maddede çocuklarda adım adım kaygı azaltma rehberi:

Haberin Devamı

Uzaktan eğitim yıl sonuna kadar uzadı. Eskiden çocuklara bilgisayarın önünden kalk derken şimdi zorla oturtmaya çalışıyoruz. Arkadaşları ile yan yana omuz omuza olduğu sınıf ortamını şimdi evinde oluşturmaya çabalıyor çocuklar. Bu da onları psikolojik olarak zorluyor. Evdeki çocukların bir kısmı kaygı bozukluğu yaşıyor, bir öğretmen arkadaşım öğrencisinin depresyondan saçlarını kestiğini anlattı. Yani çocuklarımızın işi pek kolay değil bugünlerde. Ama onlar kadar ailelerin de işi zor. Klinik psikolog ve Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Emre Konuk, 10 adımda çocuklarda kaygıyı azaltmanın yollarını anlattı:

EĞLENCE İÇİN ZAMAN VERİN

1. Evdeki ‘ilişki’yi koruyun. İlişki kötüleşirse, çocuk inadına anne-babanın istediği ya da önem verdiği şeyi yapmamaya başlar. Yaşanan durumu çocuğa iyi açıklayın. Çocuk, bunun ‘evden eğitim’ olduğunu, virüs salgını nedeniyle eğitimin okuldan eve taşındığını iyice anlamalı. Nasıl okulda derse girmeyip bahçede oynama şansı yoksa, evden eğitimde de bir derse girip diğer derste video izleme şansı olmadığını bilmeli.

2. Çalışmamakta ısrar ederse bunun kabul edilemez olduğunu, normal şartlarda olduğu gibi her gün derslere katılmak zorunda olduğunu net ve kararlı şekilde izah edin. Anne-baba aynı dili kullanın. Takibi elden bırakmayın, derslere katılmadıklarında yaptırım uygulayın.

Haberin Devamı

3. Ders ve ödevler bittikten sonra serbest zamanlarında eğlence için ve sevdikleri etkinlikler için zaman verin. Birçok anne ve baba olağanüstü koşullar nedeniyle çocuğuna baskı uygulamaktan çekindiğinden ısrar etmekte ve net tavır almakta tereddüt ediyor.

ÇOCUĞA SINIR KOYUN

4. Çocuğa sınır koymak, bu sınıra uymasını ve sınırların yaşamın normali olduğuna inanmasını sağlamak, bunun birlikte yaşamın olmazsa olmaz koşulu olduğunu benimsetmek anne ve babanın işidir. Hiçbir çocuk kendi arzusu ve iradesiyle okula başlamaz. Başına gelecekleri bilse uzak durmak için elinden geleni yapar. İçgüdülerimiz içinde bütün gün fazla hareket etmeden oturup, dinlemek, öğrenmek ve soru sorulduğunda anlatmak yoktur. Çocuklar böyle bir içgüdüyle doğmaz. Okul mümkün olduğu kadar çocuğa sevdirilir. Çocuk, okula koşa koşa gitmek için ‘motive edilir.’ Eğitim sistemi zaten bu işi halletmiştir. Anne babalar da bu doğrultuda eğitilmiş, aksayan durumlarda müdahale için profesyoneller yetiştirilmiştir.

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLE İLİŞKİ

5. Pandemide eğitimin yürüyebilmesi için kuralların bir kısmı değişti, ancak temel öğrenme kuralları ve ilkeleri değişmedi. Eğitimde öğrenci–öğretmen ilişkisi kurabilmek için göz göze bakmak, dokunmak, aynı ortamda aynı havayı solumak ve o anı paylaşabilmek gerektiği düşünülür. Oysa uzaktan ilişki kurmak da mümkün. Olumlu öğrenci-öğretmen ilişkisinde yakınlık, sıcaklık, önemsemek, saygı, aidiyet, onaylanmak ve destek vardır. Öğretmenler, ilişkilerde her zaman temel ihtiyaç olarak yaşanan bu süreçlerin uzaktan eğitimde de devam etmesini sağlamalı. Öğrencilerini dinlemeli, onlara yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sormalı, sınıf ortamında eşitlik sağlamalı, olumlu davranışlarından sonra öğrencilere karşı güzel sözlerini eksik etmemeli.

Evdeki çocuklar için adım adım kaygı azaltma rehberi

Haberin Devamı

6. Uzaktan eğitimde de olsa sınıf ortamında güvende hissetmeyen bir öğrenci maalesef arkadaşları ile ilişki kurmada, kendini ifade etmede ve yeni şeyler öğrenmede zorlanır. Bu süreçte zaten epeyce zorlanan öğrencileri desteklemeye devam edebilmek için öğretmenlerin onlarla ilişki kurma kalitesi gerçekten çok büyük bir öneme sahip.

NET VE TUTARLI OLUN

7. Çocukların adaptasyon kapasitesi oldukça yüksektir. Zaten onlar ödevlerini takip etme, oyun oynama, arkadaşları ile konuşma gibi konularda online sisteme alışkınlar. Aslında sistemde zorluk çekmiyorlar. Sadece oyun oynadığı odasında, yan tarafta yumuşacık yatağını görürken ve önündeki bilgisayarında tek tuşla açabileceği oyun ve video anlamında zengin bir dünya varken derslere girmekte zorlanıyorlar. Buna alışacaklar. Burada anne-baba ve öğretmenlerin duruşu çok kritik rol oynuyor. Derslere katılım ve ödev takibi konularında net, kararlı, sağlam ve tutarlı bir duruş şart. Açıkça belirlenmiş ve esnetmenin çok mümkün olmadığı sınırları görünce çocuklar kabul edici ve uyumlu olacaklar. Ancak, arkadaşları ile bir araya gelememek, fiziksel bir teneffüse çıkamamak çok kolay değil onlar için. 

Haberin Devamı

TAKDİR VE TEBRİK EDİN

8. Bu süreçten en olumsuz etkilenen öğrenci grubu okula yeni başlayanlar. O nedenle, baskı kurmadan, öğrendiği her yeni şeyden sonra güzel sözlerle ve neşeyle takdir ederek onların yolculuğuna ortak olmalı. “Her geçen gün yeni şeyler öğreniyorsun, büyüyorsun, merak ediyorsun, sorular soruyorsun. Seni böyle görmek beni çok mutlu ediyor. Gurur duyuyorum seninle” gibi ifadelerle onları desteklemeli. Öğrenmenin büyümeyle bağlantısını gören ve bunu yapınca olumlu deneyimler yaşayan her çocuk öğrenmeyi sever, daha fazlası için heves eder.

ARKADAŞ SOHBETİ ÖNEMLİ

9. Bu dönemde çocuklarda sosyalleşme mecburen, sadece online ortamda devam edecek.  Bu da onların sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyecek. Uzaktan da olsa arkadaşlarından kopmamaları için onları desteklemeli. Arkadaşlarıyla telefondan ve bilgisayardan konuşmalarına, yine arkadaş guruplarıyla online oyunlar oynamalarına belli ölçüde izin verilmeli. Ev ortamında sohbet zamanları yaratıp, duygu ve düşüncelerini açıklamalarına fırsat vermeli, keyifli zamanlar oluşturulması ihmal edilmemeli. Zor zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde en büyük yardımcımız ‘ilişki.’ Ne olursa olsun çocuğunuzla olan ilişkinizi sevgi ve ilgiyi ihmal etmeyen, onu destekleyen, dinleyen, önemseyen, duygularını kabul eden, sakinleştirebilen, şefkati esirgemeyen noktada tutun. İşte o zaman ailecek bu dönemi daha az hasarla atlatmanız hatta bu dönemi kazanımlarla arkada bırakmanız mümkün olacak.

Haberin Devamı

EVDEYİZ, GÜVENDEYİZ MESAJI VERİN

10. Pandemi ile birlikte yetişkinlerde olduğu gibi çocukların korku ve kaygılarında da artış oldu. Korku ve kaygı, bilinmezlik ve belirsizlikten beslenir. Bu nedenle her şeyden önce, elimizden geldiğince, çocukları olup biten ile ilgili bilgilendirmeli. Onlara okulların neden tekrardan online sisteme alındığını, bu durumun, şu anda açıklandığı kadarıyla, ne zamana kadar devam edeceğini, neden onlara sokağa çıkma kısıtlaması geldiğini, dış dünyada başka nasıl tedbirler alındığını anlatmalıyız. Bunlar yapılırsa çocuklar daha güvende hissetmeye başlar. “Evimizdeyiz, güvenli yerimizde... Tüm bunları beraber atlatacağız, yeniden dışarı çıkacağız, sen arkadaşlarınla okulda buluşacaksın...” gibi destekleyen ve umut verici sözlerimizi de eksik etmemeliyiz. Korkuları ve kaygıları olan çocuklara eleştirel yaklaşmamalıyız. “Bunda korkulacak ne var?” gibi ifadeler hiçbir işe yaramaz, çocuğu daha da zor durumda bırakır. “Biliyorum sen çok korktun. O kadar çok korktun ki hemen gelip bana sarılmak istedin. Sen bana sarılınca daha rahatlıyorsun, kendini o zaman güvende hissediyorsun” gibi onun duygusunu anladığımızı ve kabul ettiğimizi gösteren ifadeler kullanmalıyız. Bu empatik yaklaşım hem çocuğu sakinleştirecek hem de sizin onu gerçekten anladığınızı görmesini sağlayarak aranızdaki ilişkiyi güçlendirecek. Tabii çocuklara verilecek bilgi de çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre ayarlanmalı.

Yazarın Tüm Yazıları