Kimin için yas

Bir kadın sokak ortasında görevliler tarafından sürükleniyor, sonra cellat kalabalığın önünde kılıçla başını kesiyordu. Bir defada olmadığı için infaz üç hamlede gerçekleştirilmişti.
Kadına yöneltilen suç ağırdı. Bakımını üstlendiği üvey kızını taciz edip öldürmekle suçlanıyordu. Ancak sanık son nefesinde bile masum olduğunu iddia ediyordu.
Adil bir yargılama görmüş müydü, cezası böyle mi uygulanmalıydı? Birçok soru işareti var.

*

KIRBAÇ cezası. Bu defa bir blog’cu... Bir internet sayfası açmıştı, sosyal ve siyasi tartışmalar yapılıyordu.
Bir defasında Sevgililer Günü nedeniyle ahlâk polisini tiye alan bir yazı da yayınlamıştı sitede.
İslam’a hakaretten 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı, bin de kırbaç cezası. Bu ayın başında ilk 50 sopa cezası ifa edildi. Ancak ilk infazın yarattığı tepki ve sağlık sorunları nedeniyle sonraki iki hafta erteleme oldu. Şimdi merak edilen Raif Badawi’nin (31) cezasının uygulanmasının devam edip etmeyeceği.

*

TERÖRİST sürücüler. Bir de iki genç kadın var.
Onlara yöneltilen suçlama ise kendi sürdükleri araçla zorla Birleşik Arap Emirlikleri’nden ülkeye girmeye çalışmak.
Ayrıca sosyal medyayı kullanıp eylemlerini bir kampanyaya dönüştürüp kamu düzenini bozmaya çalışmakla da itham ediliyorlar. İkisinin dosyası da özel ‘terörizm’ mahkemesine sevk edildi. Çünkü onlar kadınların araç sürmesinin yasak olduğu bir ülkede ‘büyük’ bir suç işlemiş sayılıyorlar.

*

KÖTÜ sicil. Yukarıda aktardıklarım son bir ayda Suudi Arabistan’ın problemli ‘adalet’ sistemiyle alakalı dünyaya yansıyan vakalardan sadece birkaçı.
Suudi Arabistan insan hakları, ifade özgürlüğü, kadın hakları konusunda sabıka kaydı kabarık bir ülke. Riyad’ın Ortadoğu’daki çalkantılardaki rolüne girmeyeceğim bile.
Geçen hafta 91 yaşında ölen Kral Abdullah ‘nispeten reformcu’ görünse bile muhaliflere, azınlıklara yönelik baskılar sürdü.
Şeriatın uygulandığı bu ülkede sadece geçen yıl 87 kişi idam edildi, bu yıl ise yılbaşından bu yana en az 10 kişinin kafası kesildi.
Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) Ortadoğu Direktör Yardımcısı Joe Stork, “Kral Abdullah, reform vaadiyle geldi, ancak programı Suudi vatandaşları için temel haklar konusunda kalıcı kurumsal kazanımlar sağlanması açısından eksik kaldı. Yeni Kral Selman (79), ifade özgürlüğü konusunda hoşgörüsüzlüğe son vermeye yönelmeli, cinsiyet ve mezhepsel ayrımcılıkları sona erdirmeli, adil ve tarafsız yargı sistemini güçlendirilmelidir” diyor.

*

KRAL Abdullah. Müteveffa kralın reformcu olduğunu savunanlar örnek olarak kabineye öneri sunan Şura Konseyi’nde ilk kez kadınlara 30 sandalyeyle yer verilmesini gösteriyor.
Ancak o kadınların konsey toplantısına tek başına gitme hakkı bile bulunmuyor. Çünkü Suudi Arabistan kadınların ancak erkek bir refakatçiyle sokağa çıkabildiği bir ülke.
Öyle ki, bizzat Kral’ın yetişkin dört kızı Prenses Seher (43), Cevahir (39), Maha ve Hala yabancı basına röportaj vererek ev hapsinde tutulduklarını söyleyerek yardım istemişti.

*

ŞİMDİ Suudi Arabistan’da kral öldü, yeni kral tahta çıktı ya. Müttefikler petrolüyle dünya siyasetine yön verme gücüne sahip bu ülkenin acısına ortak olmak için matem yarışında.
Suudilerin yardımıyla 2011 yılında halk isyanını bastıran Birleşik Arap Emirlikleri’nin Sünni kraliyet ailesi ile Ürdün Kraliyet ailesi 40 gün yas ilan etti.
Mısır’da Abdülfettah es Sisi’nin darbesini destekleyen Suudi Kralı için bir hafta boyunca matem tutulacak; eğlence ve gösteriler iptal. Filistin üç gün, Hindistan, İngiltere, Türkiye birer gün yas ilan etti.
Yeni Suudi Kralı Selman da anlaşılan dünyadaki bu yas dalgası karşısında mahcup düşmemek için dün cenaze dolayısıyla ülkede bir günlük resmi tatil açıkladı.
Bir yandan da dünya liderleri taziye ve yeni Kral ile tanışmak için Riyad’a akın ediyor. Yarın ABD Başkanı Barack Obama’nın da bizzat Suudi Arabistan’da olması bekleniyor.
Petrol... Pardon... Maddi ve siyasi çıkarlar söz konusu olduğunda ne insan hakları, ne ifade özgürlüğü ihlalleri kalıyor...
O içiniz çok çok kan ağladığında bile inmeyen bayraklar bir bakmışsınız gönderin ortasına çekiliyor bile...