Korkma... Sönme...

Günün birinde, bir sahnede, bir dizi jürinin önünde, seni aydınlatan ışığa basıp onlara doğru baktığında...

Haberin Devamı

Çılgın dalgalarını sahile vuran derin bir okyanusun kıyısında, ayağına buz gibi bir dalga dokunduğunda...
Bir ressamın önünde, çırılçıplak poz vermek üzere bornozunun iplerini çözerken...
Masada onlarca insanın oturduğu bir toplantı odasında, sunum yapmak üzere kapı koluna elin değdiğinde...
Sevdiğin erkeği, başka bir kadınla flört ederken bulduğunda...
Bir ormanda tek başına, bir kurtla karşılaştığında...
Ayaklarının geri geri gittiğini göreceksin. “ÇEKİİİLLLL” diye bağıracak içindeki orduların çelimsiz kumandanı. Geri çekilmeleri için bütün hücrelerine emirler yağdıracak.
İnsanlıktan önce bile var olan korku, beynine kırmızı bir mürekkep gibi damlayacak. Kaç kurtul posterleri asılacak bedeninin sokaklarına. Geri sar. Arkanı dön. Kaç. Unut. Kıpırdama. Bırak...
İşte o an geldiğinde, gözlerini kapa ve derin bir nefes al. Dışarıda değil içeride olana dön. Nefesin sana yardım edecek. Kalbine, bacaklarına, kollarına, ayaklarına kan pompalanacak.
Ve gözünü açtığında şaşıracaksın. Işığa basıp dansını edebildiğine, dalgalara doğru hızla koşabildiğine, çırılçıplak bir büst gibi durabildiğine, onca insanın karşısında sesinin gürlüğüne, erkeğine sarılıp öptüğüne...
Kurt mu? Kurt üzerine gittiğinde toz olacak. İçinden geçilebildiğini göreceksin bir sürü şeyin.
Hayattaki hikayeni birine anlatırken, korkusuz anlar risalesi yazmaya heves ettiğini görüyor insan. Birisine oturup, kendini anlatacaksa, kahramanlıkları bilinsin istiyor. Her şeyin U dönüşü yaptığı, o büyük harfli cümlelerini kuruyor.
“Okulda böyleydim ama sonra şöyle oldum.”
“Böyle bir ailede doğdum ama ben sonra şunu yaptım.”
“Bizim şuyumuz buyumuz yoktu ama ben buldum.”
“Orada kalakalmıştım ama sonra ben buraya geldim.”
“Bunu dediler ama ben tam tersini gösterdim.”
“Herkes o gün böyle yapmıştı, ama ben şöyle yaptım.”
Hepimiz biliyoruz, cesareti toplayıp, o pis korku çöplüğünden zıpladığımızda Alice Harikalar Diyarı başlıyor. Kambur duran omuzlarımızı geri atıp, başımızı dik tutalım, alnımıza güneş vursun.
O halde şu çelimsiz komutana bir çift sözümüz olsun bu pazartesi: Asıl sen çekil! Çekil yolumdan!

Yazarın Tüm Yazıları