Siyasetçinin samimisi makbuldür

Geçtiğimiz gün Sn. Binali Yıldırım ile radyo programım için bir söyleşi gerçekleştirdik. Yayının sabahın erken saatinde olması nedeniyle konuklar genelde mahmur olurlar.

Haberin Devamı

Ancak Yıldırım’da bu mahmurluktan eser yoktu. Katıldığı TV programının geç saatte bitmesine, uykusunu tam alamamasına karşın gayet dinç bir şekilde karşımdaydı. Açık ve net sorularıma, açık ve net cevaplar verdi. Özel hayatına yönelik açıklamalar yaptı, eşiyle, çocuklarıyla, özellikle torunlarıyla yaşadıkları, siyasetçi ailesinin yaşadığı zorlukları ve hatta anlattığı birkaç anı gülümsemelerin dışında sabah sabah kahkaha attıran cinstendi. Benim yaklaşımım genelde, ustamız Birandvari şeklinde olmuştur. Tatlı-sert sorulara ve tespitlere verilen aynı dozajda cevaplar sohbeti de diri tutar. Karşı tarafın yaklaşımı son derece önemlidir ki özellikle röportajlar sırasında bu tavrı gördüğüm Ak Partili’si, CHP’lisi siyasetçi sayısı gerçekten çok çok azdır. Frekansımızın tuttuğu bir politikacı oldu bu yüzden Binali Yıldırım. Ak Parti’nin kuruluş aşamasında siyasete atılan, imzasını attığı yüzlerce dev proje ile Cumhuriyet Tarihi’ne damga vuran becerikli bir Ulaştırma Bakanı’yken 15 Temmuz hain darbe girişiminin de olduğu süreçte Başbakanlık koltuğunda olan, ardından seçimler vs derken TBMM Başkanlığı koltuğunda oturmuş deneyimli siyaset adamının gördüğü, pek az kişiye de nasip olacak türden başarılar bunlar. Şimdi önümüzdeki günler ne gösterecek bilemem ama memlekette Sayın Yıldırım gibi birleştirici, güler yüzlü isimlere daha fazla ihtiyaç var.

Haberin Devamı

Doğal ve organik

Kimi insanlar var ki kameralar ya da mikrofonlar kapandığında gerçek benliklerini ortaya koyup, oynadığı rolü bir kenara bırakarak aslında kim ya da ne olduğunu ortaya döker. Bir saat süren bol kahkahalı ama son derece ciddi yayının ardından sürdürülen aynı muhabbet, Samimi ve doğal insan olmanın en büyük göstergesidir. Bu da bir siyasetçi için altın değerinde, elmas değerinde bir nimettir. Benim Binali Bey’le program sonrası yaptığım muhabbet sanki programın devamı gibiydi. Son derece doğal, candan ve kibirden uzak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la süren 42 yıllık dostluğun temelinde de becerilerin yanı sıra sanırım bu doğallık yatıyor. Eşiyle sohbeti sırasında telefonu uzatıp bana vermesi, ‘ola ki kazanamazsanız ne yaparsanız?’ soruma verdiği ‘ölüm yok ya sonunda’ cevabıyla beraber attığı kahkaha ve program sırasında elinden düşürmediği tespihini hiç talep etmediğim halde bana hediye etmesi unutamayacağım gazetecilik anılarımın başında gelecek. Siyasette düşünceler ne olursa olsun günün sonunda her şeye rağmen beraberce kahkaha atabiliyorsak - hele ki şu üç günlük dünyada-  kazanılan kalpler sizi alıp uçuracaktır zaten. Binali Yıldırım ‘da ki üslup, anlayış ve gülümsemenin tüm siyasetçilerin ve hatta insanların yüzüne yansıması dileğiyle. Bu sevecenliğe ihtiyacımız var çünkü!

 

Yazarın Tüm Yazıları