500 yıllık mirası yaşatmak için tezgahın başına geçti

Genç girişimci Nurefşan Yaykal, Osmanlı’dan beri kullanılan, derviş sabrının ürünü olarak da anılan, dedesinden öğrendiği ‘Tire beledi dokumayı’ yarınlara taşımak adına yoğun mesai harcıyor. Beşinci kuşak temsilcisi Yaykal, KOSGEB desteğiyle kurduğu atölyesinde hem üretim yapıyor, hem de hemcinslerine kurslar veriyor. Hedefinde ise bu değeri tüm dünyayla buluşturmak var.

Haberin Devamı

500 yıllık mirası yaşatmak için tezgahın başına geçti


NÜFUSUMUZUN neredeyse yarısı kadınlardan oluşuyor. Ama kadınların ülkemizde iş gücüne katılım oranı yüzde 30’larda... Kadın girişimci oranı ise toplam ekosistem içinde yüzde 15 dolayında. Tabii son dönemde ilham veren girişimci kadınların sayısının artması, dünya ortalaması olan yüzde 34’lere ulaşmak adına umut veriyor. İzmir Tireli Nurefşan Yaykal da bunlardan biri... Yaykal, Osmanlı’dan beri kullanılan Tire beledi dokumasını yarınlara taşımak adına bir atölye kurmuş. Geçmişte dokumanın zorluğu nedeniyle erkek ustaların yaptığı işi bugün Nurefşan Yaykal hem yapıyor, hem de hemcinslerine öğretmek için uğraş veriyor. Yaykal ile coğrafi işaretli Tire beledi dokumasının geçmişinden girişimcilikteki hedeflerine birçok konuyu konuştuk.

Haberin Devamı

500 yıllık mirası yaşatmak için tezgahın başına geçti

TEZGAHLAR BİRER BİRER SUSTU
1992 doğumlu Nurefşan Yaykal, aslında Dokuz Eylül Üniversitesi Kültürel Miras ve Turizm Bölümü’nü bitirmiş. İşin asıl kahramanlarından dede Saim Bayrı, yıllarca evinin bir odasında beledi dokumasıyla ürünler üretip satmış. Anneannesi de onun yanında kilim dokumuş. Annesi de dedesinden el almış, o da beledi dokumayı öğrenmiş. Nurefşan Yaykal da böyle bir ortamda büyümüş ve işi öğrenmiş. Geçmişte Tire beledi dokumasının birçok evin geçim kaynağı olduğunu hatırlatıyor ve ekliyor; “Ama 1960’lardan sonra evlerdeki tezgahların sesleri birer birer sustu. Muadili endüstriyel ürünlerle birlikte beledi dokuma da popülaritesini yitirmeye başlamış. Ama dedem 40 yıl boyunca bu işi evinde devam ettirdi. Aynı zamanda tezgah da yapan biriydi. Çıraklar yetiştiriyordu. 75 yaşında bu işi bıraktı. Dedemden sonra bu işi onun yetiştirdiği ustalardan Ethem Tıpırdık, Tire Belediyesi desteğiyle devam ettirdi.”

500 yıllık mirası yaşatmak için tezgahın başına geçti

Haberin Devamı

O TEKLİFLE İŞLER DEĞİŞİR
Saim Bayrı’dan sonra beledi dokumacılığını devam ettiren son ustalardan Tıpırdık 2019’de vefat etmiş. Ethem Usta’nın vefatıyla bu kez Saim Bayrı’nın kızı, Nurefşan’ın annesi Gülnur Yaykal’dan beledi dokumasını devam ettirmesini istemiş. Halk Eğitim işbirliğiyle kurslar açılmış. 2020’de Tire Ticaret Odası, beledi dokuması için coğrafi işaret almış. İşte tam da bu noktada Nurefşan Yaykal’a bir öneri gelmiş. Beledi dokuma üzerine bir işletme kurması teklifi iletilmiş. O ana kadar beledi dokumayı hobi olarak yapan Yaykal için büyük sorumluluk süreci başlamış. Nurefşan Yaykal, hikayenin devamını şöyle anlatıyor:

KADIN İSTERSE YAPAR
“İşletme kurma gibi bir düşüncem yoktu. Yıllarca herkes bu işi evinde yapıyordu. Beledi dokuması çok zor bir iş. 5’inci kuşak temsilcisi ve son beledi dokuma ustalarından biri olduğum için mesleğin kaybolmaması adına işe koyuldum. Daha önce hobi olarak yaptığım işimi büyütmek ve bu kültürü dünyaya duyurmak istedim. Nisan 2021’de Tire Beledi Dokuma Atölyesi’ni kurdum. Zor olduğu için yıllarca beledi dokumasını ağırlıklı erkek ustalar yapıyordu. Merhum dedemden el alan biri olarak ben de ‘kadın isterse yapar’ sözünden hareketle tezgahın başına geçtim.”

Haberin Devamı

500 yıllık mirası yaşatmak için tezgahın başına geçti


BELEDİ DOKUMAYI DÜNYAYLA BULUŞTURACAK
NUREFŞAN Yaykal, 2.5 yıldır hem yurt dışı, hem de yurt içinde beledi dokumayı tanıtmak için yoğun bir mesai içinde. Kurslar düzenliyor, beledi dokuma tekniğiyle ürettiği kumaşları butik tasarımcılara veriyor, kumaşlardan kendisi de çantadan cüzdana, runnerdan kravata çeşitli ürünler üretiyor. Dayanıklılığı nedeniyle beledi dokuma ürünlerin uzun ömürlü olduğunu söyleyen Yaykal, “Üretim tekniği bakımından da çevreci ve sürdürülebilir bir sistem. Amacım bu değeri tüm Türkiye’ye ve dünyaya tanıtıp yaymak. 500 yıllık mirası yarınlara taşımak adına da markalaşmayı hedefliyorum. Ürettiğimiz ürünleri dünyayla buluşturmak istiyorum. Burada da kadın dayanışmasıyla bunu yapmak istiyorum. Atölyemdeki tezgah sayısını ve kadın istihdamını artırmak en büyük planlarımdan biri” diyor.

Haberin Devamı

500 yıllık mirası yaşatmak için tezgahın başına geçti


16’NCI YÜZYIL’DAN GÜNÜMÜZE
BELEDİ dokumasının en eski pamuklu dokumalardan biri olduğunu belirten Nurefşan Yaykal, temellerinin de 16’ncı Yüzyıl’a kadar dayandığını paylaşıyor. Yaykal, beledi dokumayla ilgili şu bilgileri veriyor; “Beledi dokumalarımız 24 çerçeveye, 13 pedalla kumanda edilebilen tezgahlarda dokunuyor. Bu tezgahlarda ortaya çıkan dokuma çift katlı ve çok dayanıklı. Jakarlı olarak bilinen İngiliz dokuma tekniğinin atası kabul ediliyor. Orta ve ala olmak üzere iki çeşit beledi dokumamız var. Orta dokumalarda ipek çok az kullanılır, döşemelik yorgan ve döşek yüzü olarak da bu tip dokumalar tercih edilir. Ala tipi dokumalar ipek olup perdelik yapılır.”

KISA KISA

Haberin Devamı

* Hem Tire beledi dokuma, hem de Nurefşan Yaykal’ın ünü yurt dışına da taşmış. Geçtiğimiz yıl Amerika’da moda tasarımı üzerine yüksek lisans yapan Kyra Zapf, bir haberde hikayesine rastladığı Yaykal’dan eğitim almak için Tire’ye gelmiş.

* Zor bir alanda kadın usta ve girişimci olarak yoluna devam eden Nurefşan Yaykal, “Tamamen el emeği bir ürün ortaya koyuyoruz. 12 saatlik çalışmanın sonunda 1 metre kumaş elde ediliyor. Fiziken ve bedenen emek isteyen bir iş. Çok zorlandığım anlar oldu ama pes etmeden yoluma devam ediyorum. 500 yılık mazisi olan bu ürüne ve mesleğe karşı sorumluluğum var” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları