İznik Gölü’ne Yüzen Güneş Enerji Santrali olur mu?

Bildiğiniz gibi iklim değişikliği ve küresel ısınma, temiz enerjiye olan ihtiyacı daha da artırdı.

Haberin Devamı

Dünyanın birçok farklı bölgesinde, güneş panelleri sayesinde temiz enerji elde edilebiliyor.

Ancak bu sistemin çok fazla alana ihtiyaç duyması nedeniyle, artık yüzen güneş panelleri daha popüler hale geldi.
Bu konuda son bir örneği Endonezya’da görüyoruz.
Asya’nın en büyük güneş enerjisi şirketlerinden birisi olan Sunseap Group, Endonezya’da dünyanın en büyük yüzen güneş enerjisi çiftliğini kuruyor.
Bu konuda çalışmalara da 2022 yılında başlanacağını öğrendik.
*
Rüzgar enerji santrallari, güneş enerji santralleri gibi terimleri son yıllarda çok daha fazla duymaya başladık.
Hatta, Türkiye her iki enerji konusunda da ciddi atılımlar gerçekleştirdi.
Zaten, bu atılımlar sayesinde enerji üretiminde yerlileşme oranları son yıllarda büyük oranda arttı.
Konya Ovası’nda yapılan bir güneş enerji santrali Avrupa’nın sayılı büyüklükteki santrallerinden birisi oldu.
Yine birçok noktada faaliyete giren ve halen de bir çok noktada üretimi devam eden rüzgar enerji santralleri de ciddi bir seviyeye ulaşmış durumda.
Rüzgar ve güneş enerji santrallerine yeni bir terim daha eklendi: Yüzen güneş enerji santralleri.
Bu konuda kısa bir süre önce daha önce Döktaş fabrikasında yöneticilik yapmış
Halen bazı enerji firmalarına danışmanlık yapan Muzaffer Yosmaoğlu ile sohbetimiz oldu.
Güneş Enerji Santralleri konusunda Orhangazi bölgesinde bir çok projenin hayata geçirilebileceğinden söz etti.
Yüzen Güneş Enerji Santralleri ile ilgili de İznik Gölü’nün böyle bir proje için son derece uygun olduğunu ifade etmişti.
O dönemde böyle bir konuda da görüşlerimi yine bu satırlardan dile getirmiş enerji üretimi için alternatif olabilecek her yatırımın mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştim.
*
İlk bakışta uçuk bir proje gibi görünse de, aslında İznik Gölü’nde belirlenecek herhangi bir noktada yüzen güneş enerji santrali kurulabilir.
Bu konuda ilk akla gelen şey gölün doğal dengesinin zarar görüp görmeyeceği.
İşin uzmanları yüzen güneş enerji santralinin İznik Gölüne hiçbir zararı olmayacağını ifade ediyorlar.
Tabiki bilimsel ve teknik olarak ciddi şekilde ele alınması gereken bir husus.
*
İznik Gölü’nün böyle bir proje için yapısı da son derece uygun.
Çünkü İznik Gölü güneşin doğumundan batımına kadar, günün her dakikasında güneş alan bir özelliğe sahip.
Bu da bir yüzen güneş enerji santrali için son derece uygun bir ortam.
Elbette yukarıda bahsettiğim Endonezya’da yapılacak dünyanın en büyük yüzen güneş enerji santrali kadar olmasa da, yapılacak böyle bir çalışma bölgenin enerji ihtiyacı için son derece önemli olabilir.
*
GES yada RES gibi projeler Türkiye’de yaygınlaşıyor.
Orhangazi’de de en ciddi adım önceki belediye yönetimi zamanında Çeltikçi Mahallesi’nin yüksek kesimlerinde bir arazi için planlanmıştı.
Dönemin belediye başkanı Neşet Çağlayan böyle bir projeye de büyük önem vermiş,
Konu ile ilgili ön etüt çalışmaları dahi yapılmıştı.
Ancak sonrasında bu konu ne yazık ki rafa kaldırılmış durumda.
Oysa güneş enerji santrali için Çeltikçi’nin yüksek kesimleri de son derece uygun.
Çünkü bu bölge de tıpkı İznik gölü gibi günün her dakikasında güneş alan bir noktada.
Bu da olayı avantajlı bir hale getiriyor.
*
Yerel yönetimler, kamu ve özel sektör bu konuda daha ciddi adımlar atmak zorunda.
Türkiye son 15 yıldaki bu tür hamleleri ile enerji üretiminde yerlilik oranının büyük oranda artırdı.
Ama hala belli bir miktar enerji ithalatımız söz konusu.
Bu açığı kapatmak, enerji ithalatımızı bitirip tamamen yerli enerjiye kavuşabilmemiz için de Rüzgar ve Güneş Enerji sistemleri ile, hidroelektrik santrallerin sayılarının daha da artırılması kaçınılmaz.
*
Kendine yetecek kadar petrolü
Yine kendi ihtiyacını karşılayacak miktarda doğalgazı olmamasına rağmen,
Türkiye yenilenebilir enerji konusunda bir cennete dönüşebilir, böylece ülke ekonomisi büyük bir rahatlığa da kavuşabilir.
Kamu ve yerel yönetimlerin özel sektör eli ile yapılacak bu tür çalışmalara mutlaka destek olması gerekir.
Geçmişte bu tür çalışmalara yapılan ayak diremeleri de gördüğümüz için artık bu tür mevzular bir beka meselesi haline de gelmiş oluyor.
Enerjide ne kadar yerli üretim, o kadar bağımsız ekonomi anlamına gelir.
Bunu da unutmamamız gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları