Mevlâna’ya dünya sahip çıktı biz tanımıyoruz

Hz. Mevlâna’nın 749. vuslat gecesi törenleri için ta Amerika, Japonya, İspanya’dan pek çok insan akın akın Konya’ya geldi. Bu kez şeytanın bacağını kırdım ve Şeb-i Arus için ben de düştüm yola. “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen hiç ol” diyor Pir. “Hiç” olmaya çıktığım bu yolda kendim, Mevlâna ve 22’nci kuşak torunları Faruk Hemdem Çelebi ve Esin Çelebi Bayru ile tanıştım. ‘Çelebi’ makamının son temsilcileri Sema ritüelinin sokaklarda popüler bir şova dönüştürülmesinden son derece rahatsız. Oysa Sema ve Mevlevi Müziği UNESCO’nun sözlü kültürel mirasları listesinde. Gelin görün ki Kültür Bakanlığı bünyesindeki Mevleviliği koruma kurulu, ekip değiştiği için lağvedilmiş durumda. Anlayacağınız bu yanlışlar ile mücadele edecek kimseler yok!

Haberin Devamı

MEVLEVİLİĞİN TARİHÇESİ

Mevlevilik, Hz. Mevlâna’nın öğretilerini gelecek nesillere aktarmak üzere oğlu Sultan Veled, talebesi Çelebi Hüsameddin ve torunu Ulu Arif Çelebi tarafından 14.yy.’da kurulmuş ve Konya’daki Mevlâna Türbesi de makam olarak kabul edilmişti. Mevlevihaneler, Mevlâna’nın düşüncelerinin öğretildiği, dini-edebi bilgilerin yanı sıra bir konservatuvar, akademi gibi sanat eğitimi de veren okullardı.

Mevlâna’ya dünya sahip çıktı biz tanımıyoruz

MÜZE OLDU

1925’te -Tekke ve zaviye kanunundan hemen önce- Atatürk, Hz. Mevlana’nın 19. kuşaktan torunu Abdülhalim Çelebi ile görüşüyor ve ‘Tekke ve zaviye kanununda bir değişiklik yapamayacağımız için Mevlevihaneleri de kapatmak zorundayız ama inanıyorum ki Mevlâna’nın ruhiyeti gün gün dünyayı saracak’ diyor ve tüm Mevlevihaneler de tekke-zaviye kanunu ile kapatılıyor. Ancak kanun çıktıktan kısa süre sonra Mevlâna’nın türbesinin de içinde bulunduğu Konya’daki merkez Atatürk’ün ziyareti ile müze olarak yeniden açılıyor. 1996’da Celâleddin Bâkır Çelebi önderliğinde kurulan Uluslararası Mevlâna Vakfı da bahsettiğim bu müzenin hemen yanı başında.

Haberin Devamı

Mevlâna’ya dünya sahip çıktı biz tanımıyoruz

SOKAKTA YAPILAN SEMA CANIMIZI ACITIYOR

-Nasıl olur yabancılar Mevlana’yı böylesine iyi tanırken biz ona tam anlamı ile sahip çıkmayız. Cevabını Uluslararası Mevlâna Vakfı Başkan Vekili Esin Çelebi Bayru veriyor:

Miras yedi bir milletiz. Yalnız Hz. Mevlâna değil, Hacı Bektaşi, Yunus Emre gibi birçok manevi büyüğümüz var ama kıymetlerini bilmiyoruz. Okumuyoruz, en büyük hatamız bu. Okumadığımız için de gerçek değerleri anlamıyor, kulaktan dolma bilgilerle yetiniyoruz. Oysa Hz. Mevlâna, özünü Kuran ve hadislerden aldığı bilgiyi bize şiir ve hikâye ile aktararak, daha kolay anlayabilecek hale getirmeye gayret etmiş.”

-Mevlana’nın eserleri ABD’de en çok satan kitaplar listesinde. Dünyaca ünlü şarkıcı Beyonce bile kızına Rumi adını verdi. Bu ilgi nereden?

Haberin Devamı

İnsan maddi olarak daha fazlasını isteyebilir, teknolojiler değişir
ama manevi arayış ve istekler pek değişmez. Hz. Mevlâna da insanı insana anlatmıştır, onun içindir de sözleri bugün ruhlara şifa olmaya devam etmektedir.

-Batı’da Mevlâna değil Rumi adı kullanılıyor değil mi?

Doğu’da Mevlâna deniyor, Batı’da Rumi. Batı’da eserlerini tercüme edenler kendi görüşlerini katıyor, daha kolay anlaşılsın diye tabirimi hoş görün ‘Amerikan havası’ koyuyorlar içine. O zaman da mana değişiyor. Bir de sadece Rumi denilince -Rumi ve Mevlâna iki ayrı insanmış gibi- algılanıyor. Onun için mutlaka adını tam, Mevlâna Celaleddin-i Rumi, olarak kullanmak lazım.

SEMA ‘PASTANIN SÜSÜDÜR’

Haberin Devamı

-Şeb-i Arus töreninden ağlayarak çıktım. Daha önce de Sultanahmet Meydanı’nda bir kafede de izlemişliğim var.
Ama böyle değildi.

Onun için Sema kelimesini kullanmam. Onlar sadece dönüyor.Dönüyorlar’ çünkü bir semazen ne yaptığını bilir. Semazen, semaya başlarken abdestli, vakit namazını kılmış olmalıdır. Manevi açıdan yetiştirildikten sonra Allah kelamı ile bütünlüğü sağlayarak Sema eder. Vakfımıza ‘Sema öğreneceğim’ diye gelen çok oluyor. Ben de diyorum ki ‘Sema, pastanın üzerindeki süstür.’ O pasta için yağ lazım, un lazım değil mi? Yani derin bir bilgi var arkasında. Oralarda o kıyafetle şov için dönüyor olmaları canımızı acıtıyor doğrusu. Mâni olmak için de ciddi projeler ürettik ama takipçisi yok maalesef.

Haberin Devamı

Mevlâna’ya dünya sahip çıktı biz tanımıyoruz

DEVLET KORUMA ALTINA ALMALI

-UNESCO, Sema ve Mevlevi müziğini insanlığın sözel mirası ilan etmemiş miydi? Nasıl yani koruyacak kimse yok?

Çünkü projemizi takipsiz kaldı. 2005 yılında UNESCO’ya tarihi ve akademik bilgi içeren iki kalın dosya sunduk. UNESCO, üç yıl boyunca bize çeşitli sorular sordu ve en sonunda da projemiz insanlığın sözel- kültürel mirası başyapıtı seçildi. Bu sadece ailesi-bizim için değil Türk milleti için de önemli bir olay. Kültür Bakanlığı’mız da bu mirası korumaya alacağına dair projeye imza verdi ve bir kurul oluşturuldu. Ama ne yazık ki bakan değişince kurul da lağvedildi. Birkaç kere teşebbüs ettik, her yeni gelen Kültür Bakanı ile konuyu görüştük ama neticeye varamadık. Günden güne daha çok yanlışlar yapılıyor. Tüm bunları kabarık bir dosya halinde Bakanlığa sunduk ama şimdiye kadar bir önlem alınmış değil. Mevlevilik bir Türk örf, âdet ve kültürüdür. Devlet koruma altına almalıdır.

Haberin Devamı

Mevlâna’ya dünya sahip çıktı biz tanımıyoruz

AMERİKALI MEVLEVİ

Uluslararası Mevlâna Vakfı’na gittiğimde Vakıf Başkanı Faruk Hemdem Çelebi ile Amerikalı Mesnevi araştırmacılarından Dr. İbrahim (William) Gamard sohbetteydi. 1976’da Mevlevi, 1984’te Müslüman, 1999’da hacı olmuş Gamard. Kaliforniya’da yaşıyor. Konya’ya 27.’ci gelişi. Utanarak, ‘Benim ilk’ diyorum. ‘Son olmayacak inşallah’ diyor. Zaten Konya sokakları Amerikalılar, İspanyollar ve Japonlarla dolu.

Yazarın Tüm Yazıları