Bu gençleri alkışlarken, o gençleri anlayalım

Başarı hikayeleri yazmaktan büyük keyif alıyorum. Bugün de, yazılan ve yazılmak istenen iki ayrı hikaye kaleme alacağım.

Haberin Devamı

Bu gençleri alkışlarken, o gençleri anlayalım

Setbaşı Ortaokulu 7. sınfa giden, uluslararası birçok yarışmada dereceler alan Piyano Sanatçısı Arya Su Gülenç ile İstanbul’da lise eğitimi alan, yarışmalarda çok sayıda derecesi bulunan Naz İrem Türkmen, Bulgaristan’da düzenlenen uluslararası bir yarışmada tanıştılar.
Arkadaşlıklarını, Türkiye’ye dönünce de sürdürdüler...
Arya Su ile Naz İrem, Bursa’da Akçalar Fahriye Sayarel Ortaokulu’nda, müzik öğretmeni olmasına rağmen, müzik sınıfının bulunmadığını öğrendiler.
Çok üzüldüler.
“Ne yaparız?” diyerek, uzun uzadıya düşündüler.
*
Sonunda, “Sorumluluk projesi” kapsamında bu okula, müzik sınıfı yaptırmak için, Bursa, İstanbul, İzmir ve Ankara’da konser vermeye karar verdiler.
Nilüfer Belediyesi’nin desteğini alınca hazırlıklara başladılar.
Geçtiğimiz hafta Bursa’da ilk konserlerini verdiler.
Performanslarıyla, “Dünya sanatçısı olmak istiyoruz. Lütfen bize sahip çıkın” mesajı verdiler.
Düşünüyorum da...
Henüz, ortaokula ve liseye giden iki öğrencinin, “Her çocuğun kendileri gibi bir enstrüman ile tanışmasının hayatlarında yaratacağı olumlu değişimi” dikkate alarak o okula müzik sınıfı yaptırmak için konserler vermeleri müthiş bir olay.
O çocuklar bugün bu cesareti gösterip sahneye çıkabiliyorsa.
Yarın, dünya sanatçısı olduklarında neler yapmazlar ki?
Onlarla gurur duymalıyız, sahip çıkmalıyız.

Haberin Devamı

Bu gençleri alkışlarken, o gençleri anlayalım

'SESSİZ ÇIĞLIĞA' KULAK VERELİM

Şimdi gelelim diğer konuya...
Daha doğrusu, yazılan değil, yazılmak istenen başarı hikayesine.
Günümüzde, sağlıklı gençlerimizin başarıları kadar, engelli genlerimizin gerçekleri de var.
Onların yaşadığı sıkıntıları en iyi kendileri ve aileleri bilir.
Anne ve babalar için acıların en büyüğü evlatlarını kaybetmektir.
Ebeveynler bu nedenle, “Allah’ım bize bu acıyı yaşatma” diye dua ederler.
Engellilerin aileleri için de en büyük korku, kendileri öldükten sonra yardıma muhtaç olan çocuklarının ortada kalmasıdır.
Bunu düşünmek dahi onları kahreder.
Bu yüzden de, “Allah’ım çocuklarımın canını bizden önce al” diye yalvarırlar.
Ne kadar acı değil mi?
Peki, özel olan bu evlatlarımız ve aileleri için ne yapıyoruz?
*
Gerçekçi olmak gerekirse, yeterince duyarlı olmuyoruz.
Onlar için düzenlenen özel gün ve haftalarda duygularımızı dile getiriyoruz.
Sonrada, unutuyoruz...
Onlara, sayıları az olsa da, sahip çıkmak isteyenler var.
Bunlardan biri de, Anadolu İncisi Kültür ve Sanat Derneği.
Özden Ermutlu’nun başkanlığını yaptığı bu dermek, toplumun otizmi bilmesi için ücretsiz etkinlik düzenledi.
Tayyare Kültür Merkezi’nde yarın akşam gerçekleşecek dinleti ve konserlerin yapılacağı bu etkinliğe, “Otizmin farkındayız, onların yanındayız” adı verildi.
*
Düzenlenen gecede sadece otizme dikkat çekilmeyecek.
O çocuklar da sahne alacaklar.
Otizmli Ferhat Özvatan’ın piyano resitali sunacağı etkinlikte, Batucan Özvatan, Emircan Bengü, Furkan Yarız, Servet Salih, Sude Salih, Cihan Elele, Nisanur Ulu ve Hasan Batur isimli otizmli çocuklar, türküler ve şarkılar söyleyecekler.
Kendilerine olan özgüveni artırırken, “Bizi de artık görün, tanıyın ve sahip çıkın” demeseler de, o algıyı oluşturmaya çalışacaklar.
Özel çocuklarımızın bu mesajı da çok acı değil mi?
Onların sessiz çığlığını anlarsak veya anlamaya çalışırsak, sadece bu evlatlarımızı kurtarmayıp, anne ve babalarının o ağır duayı etmelerini de engelleriz...
Bundan daha önemli ne olabilir ki?
*
Sonuç olarak...
Başarılı gençlerimizin yazdıkları hikayeler ile nasıl gurur duyuyorsak, engelli yavrularımız ve ailelerinin yaşadıklarını da bilmeliyiz.
Kendilerine tam destek vermeliyiz.
İşte bu yüzden yazıma, “Bu gençleri alkışlarken o gençleri anlayalım” başlığını koydum.

Yazarın Tüm Yazıları