O gece ne oldu da o bir kişi sabah oyunu değiştirdi

O gün merak etmemiştim, ama bugün ediyorum...

Haberin Devamı

Tam 10 yıl önce...

Türkiye Büyük Millet Meclisi 24’üncü dönem ikinci yasama yılı...

Tarih 24 Kasım 2011 Perşembe....

TBMM o gün tarihinin en önemli sözleşmelerinden birini onaylamak için toplanıyor.

O gece ne oldu da o bir kişi sabah oyunu değiştirdi
Temsili fotoğraf

Milletvekillerinin oyuna sunulan kanunun tam adı şu:

“Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin onaylanmasının uygun bulunmasına dair kanun...”

Biz ve bütün dünya bu kanunun konusunu artık “İstanbul Sözleşmesi” olarak biliyoruz...

*

Elektronik cihazla oylama yapılıyor...

Ve başkan sonucu açıklıyor:

246 kabul...

1 çekimser.

Yani bir tek ret oyu yok...

Meclis oturumu o gün saat tam 23.16’da kapanıyor ve bütün bunlar zabıtlara geçiyor...

*

Haberin Devamı

O günlerde kimse çekimser oy veren kişiyle ilgilenmedi.

Şimdi bu sözleşme Cumhurbaşkanı imzası ile geri çekildi ve ben merak ettim.

Kimdi o gün çekimser oy veren kişi?

*

Çekimser oy atan tek kişi AKP Ardahan Milletvekili Orhan Atalay.

O gün çekimser oy kullanıyor...

Ama ertesi gün çok ilginç bir şey yapıyor...

Meclis Başkanlığı’na başvurup “Dün yanlışlıkla çekimser oy butonuna bastım. Gerçek oyum kabuldür” diyor.

Niye böyle yaptığı sorulunca da şu cevabı veriyor:

“Acemilikten...”

Böylece o günkü oturuma katılanların tamamı “Evet” demiş oluyor.

*

Peki Ardahan milletvekili oy verdiği konuda acemi mi...

Yani kadına şiddet ve cinsiyet eşitliği konusunda...

Gelin bir bakalım...

AKP’den 4 dönem milletvekilliği yapmış...

Bir ilahiyatçı...

Profesör unvanı var.

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi.

Dahası İslam İşbirliği
Teşkilatı Parlamento Birliği Başkanlığı yapmış.

Çok iyi derecede Arapça, Farsça ve İngilizce biliyor.

*

Bu özgeçmişe bakınca şöyle düşünmez misiniz...

Oy attığı “Kadına yönelik şiddet” konusunda İslami açıdan bir “acemiliği” söz konusu olmamalı...

Peki usul bakımdan? Yani oy butonu kullanma açısından...

AKP’nin siyasi ve hukuk işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığını yapmış.

Haberin Devamı

Yani hangi butonun ne anlama geldiğini ayırt edebilecek bir uzman.

*

O gün merak etmemiştim...

Bugün soruyorum...

Acaba o gece ne oldu da ertesi sabah gidip çekimser oyunu kabule çevirdi...

Partisinin üst yönetiminden bir itiraz mı geldi...

“Bunu oybirliği ile yapalım” mesajı mı...

Yoksa gece evine döndüğünde, ailesinden kadınların itirazı mı oldu...

*

Merak ettiğim bir başka şey de şu: Bugün bu kanun Meclis’te yeniden oylansa acaba ne oy verirlerdi?

Aradan 10 yıl geçti...

Hiç itiraz eden oldu mu?

Benim ulaşabildiğim tek bilgi şu:

Bir tek Mehmet Metiner “Pişmanım” diye bir açıklama yapmış.

*

Bundan 11 yıl önce ilk defa “zamanın ruhu” kavramını kullandığımda çok itiraz eden olmuştu.

Haberin Devamı

Ama “zamanın gerçekten bir ruhu” var...

Ve bir “Meclis arkeoloğu” zaman kazılarında işte böyle ilginç şeyler de görüyor.

O GECEDEN 13 GÜN ÖNCEKİ İLGİNÇ ZİYARET

İSTANBUL Sözleşmesi’nin TBMM’de oylanmasından 13 gün önce bir grup insan dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti.

Heyet KEFEK kısa adıyla bilinen “Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu” üyelerinden oluşuyordu.

Ama yanlarında çok ilginç bir isim daha vardı.

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır...

İki komisyonun üyeleri Erdoğan’a şu ortak mesajı ilettiler:

“Lütfen sözleşmeyi hiç şerh koymadan Meclis’ten geçirin...”

KEFEK üyeleri şimdi nerededir bilmiyorum...

Haberin Devamı

Ama Volkan Bozkır Birleşmiş Milletler’de genel kurul dönem başkanı...

O gece ne oldu da o bir kişi sabah oyunu değiştirdi

1) ARÇELİK’E GELEN FENG ŞUİ USTASININ İNANILMAZ KEHANETİ

TÜRK ekonomi tarihinde, işyeri binasına “Feng Şui” uygulayan ilk şirketin “Hakkasan” olduğunu sanıyordum.

Uzakdoğu mutfağının dünyaca ünlü restoranı 2008 yılında İstanbul Kanyon’da restoranının şubesini açarken bir Feng Şui ustası getirtip mekânı onaylatmıştı.

Ben de bunu Türkiye’de ilk defa oluyor sanıp yazmıştım.

*

Meğer Türk ekonomisi Feng Şui ile defa, ondan 11 yıl önce 1997’de tanışmış.

Hem de Türkiye’nin en geleneksel şirketi Arçelik’te...

Eski Arçelikliler Derneği mensupları şirketin 65’inci yılında kuruluş dönemi ve sonrası ile ilgili anılarını anlattıkları bir albüm yayınladı.

Haberin Devamı

Adı “Aşk İle”...

İçinde o kadar güzel anılar var ki, pazar günü baştan sona okudum.

İşte oradaki en ilginç hikâyelerden birini Beko LG Genel Müdür Yardımcılığı yapan Erhan Saylan anlatıyor.

O gece ne oldu da o bir kişi sabah oyunu değiştirdi

2) BU BİNADA SİZDEN ÖNCE OTURAN İFLAS ETMİŞ

ARÇELİK, 1997 yılında Güney Kore şirketi LG ile klima cihazı üretimi konusunda yüzde 50 yüzde 50 ortaklı bir şirket kurmuş.

Bunun için Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde bir bina bulunmuş.

Tam yerleşecekleri sırada şirketin LG grubu temsilcisi “Biz binaya girmeden bunu mutlaka bir Feng Şui ustasına göstermek zorundayız” demiş.

Tabii geleneksel Arçelik mensupları şaşırmış, ama şirket yüzde 50-50 olduğu için evet demişler.

Bir süre sonra Güney Kore’den ufak tefek bir Feng Şui ustası gelmiş ve binayı inceledikten sonra şunu söylemiş:

“Bu binayı daha önce kullanan şirket iflas etmiş olmalı....”

Hepsi şaşırmışlar...

Ama asıl şaşkınlık daha sonra gelmiş.

Biraz araştırdıkları zaman gerçekten binayı onlardan önce kullanan şirketin iflas ettiğini öğrenmişler.

3) FENG ŞUİCİ, ŞİRKETİN KASA DAİRESİNİ NEREYE KOYDURDU

FENG Şui ustası “Bu yerleşim planını uygularsanız bu şirketin para kazanma ihtimali yok” deyip yerleşim planını tamamen değiştirmiş.

Önce şirket yöneticilerini binanın ön tarafına yerleştirmiş.

‘Paranın konduğu yer kolayca bulunamamalı’ deyip kasa dairesini ikinci katın tam orta yerine koymuş.

Finans, mühendislik gibi stresli görevlerde çalışan insanları ise binanın yeşil alana bakan bir kısmına yerleştirmiş.

O gece ne oldu da o bir kişi sabah oyunu değiştirdi

4) BİR KADIN YÖNETİCİ NİYE CAM MASADA ÇALIŞMAK İSTEMEZ

KİTAPTA çok ilginç bir kadın yönetici anısı da var. Şirketin ilk insan kaynakları ve stratejik planlama müdürü Şerife Füsun Ömür bu göreve geldikten sonra kendisine bir oda verilmiş.

Yeşilliklere bakan güzel bir odaymış. Ancak bir sıkıntısı varmış. Odasındaki masa camdanmış...

O nedenle bir türlü rahat oturamıyormuş. “Bacak bacak üstüne atamıyor, ayaklarımı çöp tenekesine koyamıyordum” diyor.

*

Bina yöneticisi bu sıkıntıyı duyunca gelip şunu söylemiş:

“Şerife Hanım biliyorsunuz Arçelik’in kendisine ait değişmez kuralları vardır. Biz bu standartları yazarken hiç kadın müdürümüz olacağını düşünmemiştik ki cam masanın onlar için sorun olacağını düşünelim. Lütfen bu durumu bizim eksikliğimiz olarak kabul edin.”

Peki bu zarif özürden sonra sorun çözülmüş mü?

Bina görevlisi konuşmasını şöyle tamamlamış:

“Size tavsiyem bu masa ile yaşamayı öğrenin...”

*

Kadın yönetici şirkette ikinci şaşkınlığı ise o yıl yaşamış. Yılbaşında şirketin kendisine gönderdiği hediye çok güzel bir erkek kravatı olmuş.

Görüyor musunuz İstanbul Sözleşmesi’ne gelene kadar kadınlar ne gibi sorunlar da yaşamış.

5) ARÇELİK’TE EŞEKLER GÜNÜ KUTLAMASI

ENDÜSTRİYEL tasarım yöneticisi Bora Bükülmez anlatıyor: “Akşamüzeri çörekli börekli bir kutlama vardı. Merak edip sorduğumda şu cevabı verdiler: ‘Bugün 8 Ağustos Eşekler Günü’nü kutluyoruz’.”

Bükülmez’in tepkisi ne olmuş: “Acemi olduğum için muziplik yaptıklarını düşünerek sessiz sedasız işe alışmaya koyuldum”.

Bu şakayı kim yapmışsa helal olsun...

Bir şirketin iç iklimi işte böyle güzel bir mizahla eğlenceli hale getirilir.

6) ARÇELİK’TEN BİR DE HAYALET HİKÂYESİ

KALİTE sistemleri toplam kalite yönetimi yöneticisi Dr. Ender Önöz anlatıyor:

“Bir proje için İngiltere’nin Birmingham yakınında Schenck firmasını ziyaret ediyoruz. Akşamüstü havaalanından firma yakınında ve biraz ürkütücü mimarisi olan bir otele geldik.

Yemek sonrası bir ara otelin bir yöneticisi yanımıza geldi ve ‘Saat gece yarısına geliyor, bir an önce odanıza girseniz iyi olur çünkü bu otele gece yarısından sonra hayaletler uğrar. Koridorda seslerini duyarsanız dikkatle olun ve dışarıya çıkmayın’ dedi.”

Peki sonra ne olmuş onu da dinleyelim: “Zaman ilerledikçe koridorlardan bazı sesler duyar gibi oldum, pek inanmak istemedim ama yine de uyuyamadım.”

Benim yorumum şu: Otel yöneticisi bir an önce odalarına gitsinler de biz de rahat edelim diye uydurmuş olabilir.

O gece ne oldu da o bir kişi sabah oyunu değiştirdi


7) İLETİŞİMCİ GÖZÜYLE: BİR REKLAMDA YAPILMAYACAK TEK ŞEY YAPILMIŞ

ALBÜMDE Arçelik’in eski bazı gazete ilanları da var.

Çoğu başarılı ama biri var ki, iletişimci olarak çok dikkatimi çekti.

Reklamın amacı tüketicinin gözünü buzdolabının içindeki yeniliklere ve donanıma çekmek.

Ama reklamı sunan kadının üzerindeki elbisede öyle bir desen var ki... Baktığınızda o desenden başka bir şey görmüyorsunuz.

KATKIDA BULUNANLAR

Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları