Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

SAYFADA gördüğünüz beş kişi beş farklı ülkeden...

Haberin Devamı

İnançları, kültürleri, yemek yeme alışkanlıkları farklı...

Ama son bir ayda onlarla ilgili gelişmeleri alt alta yazdığınızda aralarında ilginç bir benzerliğin olduğunu göreceksiniz.

1- FİNLANDİYA kendine yeni ve genç bir kadın başbakan seçti.

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

Adı Sanna Marin...

Finlandiya’nın üçüncü kadın başbakanı, dünyanın da en genç başbakanı olacak.

- 34 yaşında.

2- MACARİSTAN’da yapılan yerel seçimlerde, 30 bin nüfusun üzerindeki 23 şehrin 10’unda muhalifler kazandı.

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

Haberin Devamı

Böylece bugüne kadar “yenilmez” sanılan dünyanın en otoriter popülist liderlerinden Orban yenildi.

Hem de başkent Budapeşte’yi kaybetti...

Budapeşte’de yenilmez sayılan Orban’ı yenen yeni belediye başkanı Gergely Karacsony...

 -1975 doğumlu... 44 yaşında...

Bloomberg dergisi 2019’u belirleyen 50 insanın arasına iki siyasetçi koydu 

3- YENİ ZELANDA’da camiye yapılan kanlı saldırı terörüne karşı bütün dünyayı hayran bırakarak, bunu toplumda bir birleşmeye çevirmeyi başaran başbakanı Jacinda Ardern...

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

- 37 yaşında.

4- TÜRKİYE:  Bloomberg’in listeye aldığı ikinci kişi ise 15 milyonluk İstanbul şehrinin belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu...

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

- 49 yaşında.

5- İSVEÇ: Bloomberg dergisinin 2019 yılındaki en etkili kişiler arasında İsveçli genç bir de kadın aktivist var.

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

Greta Thunberg...

- 16 yaşında...

*

Haberin Devamı

Dünya böyle giderken, tersine giden
tek şey nedir?

Otoriter popülist liderler...

Putin, Modi, Trump...

Onların yaşları ise giderek büyüyor...

Onlarla birlikte dünyadaki çatışma ve kutuplaşma da büyüyor...

*

Yerel yönetimler şehirli ve dünyevi gençlere... Merkezi idareler popülist yaşlılara...

*

2019’a bu genç isimler damgasını vurdu. Bakalım 21’inci yüzyılın üçüncü 10 yılına kim damgasını vuracak. Genç ve kadın değişimciler  mi yoksa yaşlı popülistler mi?

ELENA FERRANTE, KADINLAR, HASAN MİNHAJ, PREMİER LEAGUE

YUKARIDAKİ siyasetti...

Siyaset dışına da bir göz atalım.

*

- İTALYA edebiyatında bir “Ferrante etkisi” dönemi başladı.

Digitürk’te gösterilen “My Brilliant Friend” dizisinin romanını yazan Elena Ferrante’nin başarısından kaynaklanan yeni eğilimin ilk sonucu şu:

Haberin Devamı

İtalya’da son iki yılda en çok satanlar listesinin ilk 20 sırasının yarısını kadın yazarların yazdığı romanlar oluşturuyor.

Edebiyat gençleşiyor. Kadınlaşıyor...

*

- AMERİKA: Hint asıllı Müslüman Hasan Minhaj, Amerikan medyasında en yıkılmaz kalesi sayılan “Late Night Show” müesses nizamının bütün yaşlı kurtlarını tahtından indirdi..

Henüz 34 yaşında...

Medya gençleşiyor.

*

- İNGİLTERE: Dünyada futbolun zirvesi sayılan İngiliz Premier League’inde başa oynayan takımlar kadrolarında büyük bir gençleşmeye gittiler.

Şu an 17-18 yaşında çocuklar devler arenasında...

Spor gençleşiyor.

*

-SİLİKON VADİSİ: 1 trilyon piyasa değeri olan dünyanın en büyük 3 şirketinden biri Alphabet’in (Google ve YouTube) iki yöneticisi görevlerini bıraktı.

Haberin Devamı

Zaten genç olan Silikon Vadisi bile gençleşiyor.

TEŞEKKÜRLER ALEX MARSHALL TÜRKİYE 5’TEN BÜYÜKTÜR DEDİN

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

NEW York Times gazetesinin dünkü Avrupa baskısının birinci sayfasındaki üçüncü manşette bir Türk rock sanatçısı vardı.

Gaye Su Akyol...

Yazıyı gazetenin Londra’da oturan Avrupa kültürü editörü Alex Marshall yazmıştı.

Aynı yazı daha önce gazetenin Amerika baskılarında da çıkmıştı.

Müthiş bir popüler kültür analizi...

*

1970’lerde Barış Manço, Moğollar, Erkin Koray gibi isimlerin geliştirdiği “Türk psychedelic rock” müziğinin yeniden doğuşu olarak anlatıyor.

Yani gerçek anlamda milli ve yerli bir rock müziğini tarif ediyor... Türk hip hop’ındaki gelişmeleri de buna ekleyerek ilginç bir yorum yapıyor:

Haberin Devamı

“1980’de askeri darbenin bastırdığı itiraz kültürü yeniden doğuyor...”

Haklı. Çünkü o müzik Türkiye’nin “masum yıllarının müziği”...

*

Alex Marshall’a buradan kocaman bir merhaba gönderiyor...

“Teşekkürler Alex... Bütün dünyaya Türkiye’nin beş siyasetçiden büyük olduğunu gösterdin” diyorum.

 

DUVARDAN İNEN SELOBANTL MUZ GAZETE MANŞETİNE ÇIKTI

MIAMI Art Basel Fuarı’nda sergilenen üzerine selobant yapıştırılmış muz enstalasyonu 120 bin dolara alıcı bulunca bir anda dünyanın en önemli kültür olayı haline geldi.

Gençleşen beş portre ve yaşlanan popülizm

Eser bir anda Mona Lisa’dan fazla ilgi görüp binlerce ziyaretçi önünde selfie yapmaya başlayınca, izdihamı önlemek için eser duvardan indirildi. Tabii sanata hiç merakı olmayan popülist gazeteler bunun üzerine atladı. New York Post gazetesinin birinci sayfa manşeti oldu.

Gazete bunu “Sanatın çürümesi” olarak niteledi. Böylece Trump’ı destekleyen popülist gazetenin nasıl bir “sanatsal endişesi” olduğunu gördük.

Sonra olay New York Times’ın manşetine taşındı. Tabii bu defa çok farklı biçimde...

Bu eseri yapan İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ı aşağılamaya, çamur atmaya kalkmadan...

SANATÇI İÇİN ‘MEDYATİK’ OLMAK AŞAĞILANACAK BİR ŞEY MİDİR

AHMET Güneştekin geçen hafta İstanbul’da Pilevneli Galerisi’nde çok ses getiren bir sergi açtı. Sergi çok geniş yankı uyandırdı. Bence son yılların en politik sergilerinden biri.

*

Birkaç yerde dikkatimi çekti. Bazıları, Güneştekin’den söz ederken “Medyatik sanatçı” ifadesi kullanmış...

Belli ki bunu sanatının değerini sorgulamak için kullanıyorlar. Anlamıyorum. Medyatiklik ne zamandan beri sanatın ölçüsü oldu?

Benim 72 yaşıma kadar gördüğüm en medyatik sanatçı Dali’ydi... Picasso’ydu... Yani Damien Hirst medyatik değil mi...

*

Böyle yapanlara bir şey hatırlatayım.

Dün Gaye Su Akyol’la ilgili büyük bir habere yer veren New York Times gazetesi geçmişte aynı büyüklükte bir yazıyı da Ahmet Güneştekin’e ayırmıştı.

Eserleri Marlborough gibi dünya çapında galerilerde sergileniyor. Adı dünyaca bilinen üç-beş sanatçımızdan biri. Eserlerini elbette eleştirebilirsiniz. Ama onun medya ve sosyal medya başarısını eserlerinin başarısını küçültmek için kullanmak yanlış.

SPONSORLARA VURMAYIN

BİR de şu yapılıyor. Güneştekin’i eleştireceğiz derken sergilerine sponsor olan Hasan Gozal’a da veryansın ediliyor.

Sevgili arkadaşlar...

Dünyaca bilinen bir elin parmaklarından bile az sanatçımız var..

Sanata sponsorluk yapan varlıklı insan sayımız deseniz belli...

Ne olur onları da pişman etmeyin...

Çünkü kötülüğü onlara değil Türkiye’ye yapıyorsunuz.

 

2 MÜZE GİZLİCE 2 SANATÇI KOPYASINI SATIN ALDI

- “Selobantlı muz” eserinin üç kopyası fuarda 390 bin dolara satıldı.

- Sanatçı Maurizio Cattelan’ın elindeki iki yasal kopyayı da adını açıklamayan iki müze satın aldı.

KATKIDA BULUNANLAR

Sayfa Editörü: Firuzan Demir

Foto Editörü: Umut Veis

Düzeltmen: Metin Usta

Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

 

Yazarın Tüm Yazıları