Teknoloji bela mı yoksa şans mı?

Cep telefonları, bilgisayarlar, internet ve tabii ki sosyal medya...

Haberin Devamı

Artık kabul etmeliyiz ki tüm bunlar - okul da dahil olmak üzere- çocukların ve gençlerin günlük yaşamlarının bir parçası. Yani olan oldu. Hele ki pandemi’den sonra bu daha da yoğunlaştı. Lakin çocuklar ve gençler için çok fazla ekran başında kalma veya çevrim içi etkinlik risklerine ilişkin endişeler, eğitim ve eğlencede teknoloji kullanımının faydalarının artık çok belirgin olmasından dolayı biraz olsun hafifledi. Çoğu okul ve sosyalleşmenin çevrim içi hale geldiği pandemi sırasındaki yaşam deneyimi, teknoloji kullanımına yönelik tutumları da değiştirdi. Herkes bu değişime mecbur bir şekilde ayak uydurmak durumunda kaldı. Şu an biz yetişkinler bile “Bu Zoom toplantıları olmadan eskiden ne yapıyorduk” diye sorgular olduk. Teknolojinin eğitime ya da gençler üzerindeki etkisine dair en iyi geri bildirimleri şüphesiz öğretmenlerden alırız. Çünkü öğretmenler, çocukların ve gençlerin cep telefonları gibi teknolojiyi nasıl kullandıklarını ve onlar üzerindeki etkisini değerlendirmek söz konusu olduğunda benzersiz bir konumdadır. Bu konuda siz okurlarımıza, yurt dışından bazı eğitimcilerin birebir kendi ağızlarından yorumlarını aktaracağım. Bakalım onlar da bizim kadar iyimser ya da kötümser mi?

Haberin Devamı

Teknoloji bela mı yoksa şans mı

YURT DIŞINDAN EĞİTİMCİLERİN TEKNOLOJİ İLE İLGİLİ YORUMLARI

İngiltere’nin dört bir yanındaki bazı eğitimcilere (farklı geçmişe, yaşa ve mesleki deneyime sahip), ‘çocukların ve gençlerin teknolojiyi kullanma deneyimlerini’, ‘pandemi öncesi ve sırasında duygularını, davranışlarını ve öğrenmelerini nasıl etkilediğini düşündüklerini’ sormuşlar. Cevaplardan biri şu:
“Çocukların alışkın olduğu şey budur ve bu onları daha meşgul eden derse angaje olmalarını sağlayan, bizim öğretimimize de bu anlamda katkıda bulunan yararlı bir araçtır.”
* * *
Ayrıca, öğretmenlerin teknolojinin çocukları ve gençleri güçlendirmede oynayabileceği rol konusunda da iyimser oldukları gözlemlenmektedir. Teknoloji ile güçlenen gençliğe örnek olarak bir eğitimcinin şu yorumu örtüşüyor:
“Birbirlerinden öğrenmek ve inançlarını ifade etmek için sosyal ağ sitelerini kullanıyorlar -sınıfta sessiz olan çocuklar bile- kendilerini çevrim içi olarak ifade etmeyi daha kolay buluyorlar.”

Haberin Devamı

Teknoloji bela mı yoksa şans mı

Hatta gençlerin birbirlerinin duygularına karşı bir hassasiyet oluşturduklarını ve sosyal medya da üzgün ya da stresli birisini gördüklerinde birbirlerine empati ile yaklaşıp destek olduklarını gözlemlediklerini de söylemiş eğitimciler.
Bununla birlikte bazı öğretmenlerin ise çevrim içi etkileşimin çocukların ve gençlerin sosyal becerilerini nasıl etkilediği konusunda endişeleri var. Bu konuda endişesini şöyle dile getiriyor öğretmenlerden biri:
“Gençler gerçek yüz yüze sohbet nasıl yapılır ya da bir problem olduğunda bu konuşarak nasıl çözülür bilmiyorlar çünkü sorunu çözmek yerine klavyede kaba olmak daha kolaylarına geliyor.”
İşte tam olarak bu yoruma ben de katılıyorum. Gerçek ilişki ve sohbet nedir bilmiyorlar ve mesela “Erkek arkadaşım var” diyor, hiç yüz yüze görüşülmemiş. Tamamen sanal ilişkiler ve bu çok tehlikeli.
* * *
“Peki teknoloji okulda oyun oynamalarını nasıl etkiliyor?” diye sorulduğunda ise öğretmenler şöyle diyor:
“Nasıl oyun oynanacağını bilmiyorlar ve aslında tek gözlemlediğimiz bir telefonun etrafında toplanan bir grup, oyun oynayan çocuklar değil.”

Haberin Devamı

RİSKLERİ NASIL AZALTIRIZ?

Geçen haftaki yazımda hatırlarsanız, ödev’in yararından çok evdeki tansiyonu yükselttiğinden bahsetmiştim. Öğrencileri ve gençleri teknolojiden uzak tutmaya çalışmak ya da ceza olarak telefonlarını ellerinden almak da şüphesiz evdeki gerginliği arttıracaktır. O zaman ne yapmalıyız?
1. Öğrencileri yüz yüze takım sporlarına teşvik etmek.
2. Teknoloji ile nasıl yaşanacağı, dengeli bir şekilde nasıl kullanılacağı konusunda okullarda rehberlik derslerinin verilmesi.
3. Teknoloji kullanımı hakkında bilinçli kararların nasıl alınacağı üzerinde çalışmak. Çevrim içi etkinlik yabancılarla konuşmayı içeriyorsa daha dikkatli olmak.
4. Çocukları ve gençleri, görmeleri ve etkileşimde bulunmaları muhtemel içeriğe karşı bilgili, eleştirel ve esnek olmaya teşvik etmek.
5. Müfredata çevrim içi güvenlik dersleri eklemek, çocuklara ve gençlere teknoloji deneyimleri ve içerikleri hakkında konuşma fırsatları sunmak.
* * *
Hatta bir öğretmenin yorumu, bu konuda kendilerinin de desteğe ihtiyacı olduğunu açıkça belirtiyor. Diyor ki:
“Zamana ayak uydurmamız gerekiyor ve bu pandemi’nin bize öğrettiği bir şey varsa, hepimizin ayak uyduramadığı... Bir defaya mahsus eğitim yeterli değildir, okulların teknoloji ile ilgili sürekli mesleki gelişim faaliyetlerine yatırım yapmaları gerekmektedir.”
* * *
Seversiniz, sevmezsiniz... Teknoloji artık hayatımızın hatta eğitim sisteminin bir parçası. Buna direnemeyiz, ayak uydurmak ve maksimum faydasını almak durumundayız. Çocuklar ve gençler teknolojiden önemli faydalar elde edebilirler ancak riskleri de vardır. Öğretmenlerin okulda bunu nasıl ele alabileceğine daha fazla dikkat etmek, çocukların ve gençlerin çevrim içi zamanlarını anlamalarına ve dengelemelerine yardımcı olmak için sadece öğretmenlerin değil ebeveynlerin de son derece yakından takipte olması şarttır.

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ
“Tabiat son sözü söylemeye karar verdiğinde, teknoloji sükut eder.”
(Nazan Bekiroğlu)

 
EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.

Yazarın Tüm Yazıları