Turizm markalarımızı bu haliyle koruyamayız

HER yeri her yere benzetme konusunda bizden iyisi yok.

Haberin Devamı


Örneğin Alaçatı’yı örnek gösteriyorduk; birkaç yıl içinde sıradan hale getirdik.
Öyle popüler yaptık, öyle şeyler anlattık ki; kısa sürede Türkiye’nin gündemine oturdu Alaçatı...
Herkesin merak ettiği, gittiğinde de keyif aldığı o yeri bir süre sonra barlar sokağı haline getirdik.
Oysa şef restoranlar açılmış, sanat konuşulan mekanlar yaratılmış, sosyal sorumluluk projelerine evsahipliği yapan bir yer haline gelmişti.
Buradaki mekan sahipleri yüksek kiralarda ısrarcı oldular; yaz başı açılan mekanlar yazın sonunda kapanıp gittiler.
Her yıl değişen tabelalara da alıştık.
En popüler butik otelleri Alaçatı’da açılmıştı.
Onlar da birer birer el değiştiriyor.
Bu otellere gelenler ne aradıklarını buldular, ne de keyif alabildiler.
Bu böyle uzun yıllar devam etti.
Bir süredir müzik sesi, o gürültü biraz azaldı.
En azından gece 1’den sonra müzik yapmak yasaklanınca mecburen mekanlar sesi kısmak ya da kapatmak zorundalar.
Uymayanlar olduğunu görüyorum.
Cezaların yazıldığını, rakamların hiç de küçük olmadığını belediye ekiplerinden biliyorum.
Söylemeliyim ki;
Bazı kurallar zabıta, polis yoluyla denetlenmek zorunda kalınıyorsa sorun devam ediyor demektir.
Şunu bilmiyorlar ya da kabul etmiyorlar.
Alaçatı gibi turizm için çok önemli markaları korumak hepimizin sorumluluğunda...
Belki Alaçatı’yı öne çıkarıyorum oysa ben bütün tatil beldelerini anlatmak istiyorum.
O yüzden Alaçatı yazdığım yerlere siz Bodrum deyin; Marmaris, Kuşadası, Fethiye, Ayvalık deyin.
Bu ortak sorunumuz haline geldi.
Eğlencesiz bir tatilden bahsetmiyorum.
Aksine eğlenceli tatili savunanlardan biri olarak yine söylüyorum.
Bu anlayışla tatil merkezlerimizin değerini aşağılara çekiyoruz.
Dünyadaki örnekleri alıp bakın.
Alaçatı gibi bir yerin tam ortasında gecenin bir vakti bangır bangır müzik çalamazsınız.
Gidin İbiza’ya, Monaco’ya, Saint Tropez’e böyle bir görüntüyle karşılaşamazsınız.
Peki çözüm?
Eğlence mekanları merkezin dışına çıkarılmalı.
O kadar örnek var ki dünyada...
Ya da mekanlar müzikle ilgili teknik şartları yerine getirmeli, ses perdesi gibi önlemleri almalı.
Başka çare yok.

 

Haberin Devamı

Daha iyisini yapabiliriz

Haberin Devamı

TÜRKİYE Müteahhitler Birliği, artan girdi maliyetlerinin baskıladığı inşaat sektöründe daralmanın derinleştiğini açıkladı.
TMB yılın geri kalanı için enflasyonla mücadele adımları ile Rusya Ukrayna savaşının yansımalarının sektörün yurt içi ve yurt dışı projeler üzerinde belirleyici olacağına işaret etti.
Türk müteahhitleri dünyanın birçok yerinde önemli projelere imza atıyor.
Hepimiz izliyoruz.
Girdi maliyetleri her yerde rekor kırıyor.
Gayrimenkulde de durum çok farklı değil.
Ben inşaatın lokomotif gücünü iyi bilenlerdenim.
Birçok sektörü ayağa kaldıran bir etkisi var.
Ancak Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için inşaatla birlikte sanayide büyümeyi ve özellikle teknolojideki yatırımları desteklediğimi de her fırsatta yazıyorum.
Türkiye başarılı müteahhitleriyle dünyada örnek olan projelere devam etsin.
İçeride özellikle kentsel dönüşümü yerinde ve sağlıklı gerçekleştirsin.
Ama bunları yaparken sanayi de güçlü hamleler yapmaya devam etsin.
Türkiye daha iyisini yapabilir.

Haberin Devamı


Aşk güzeldir ve bazen sabır da ister

BÖYLE demiş Jennifer Lopez...
Lopez ve Ben Affleck, geçen cumartesi günü Las Vegas’ta bir şapelde evlendiler. 20 yıl önce başlayan ama ara verilen aşk şimdi evlilikle taçlandırıldı.
Lopez, evliliklerini “Yaptık” başlığıyla duyurup, şöyle demiş; “Aşk güzel. Aşk naziktir. Ve ortaya çıktı ki aşk sabırlıdır. Yirmi yıl sabret...”
Lopez ve Affleck, 2000’lerin başında beraberdiler.
Birkaç filmde beraber rol aldılar.
Affleck, 2005 yılında Jennifer Garner ile evlendi ve üç çocukları oldu. 2018’de boşandılar.
Lopez daha önce üç kez evlendi. 1997-1998 yılları arasında Ojani Noa ve 2001-2003 yılları arasında Cris Judd ile kısa bir süre evli kaldı. Marc Anthony ile on yıl evli kaldılar, 14 yaşındaki ikizleri var.
Lopez’in dediği gibi aşk güzeldir ama bazen sabır da ister.

Haberin Devamı


Bu talebe altyapı yetersiz

HAVALAR ısınıyor, dereceler 40’ların üzerini görecek.
Ve iklim değişikliği haberlerinin sayısı da artıyor.
Avrupalılar elbette şaşkın.
Yaz ortasında bile ceket, mont giymeye alışmış Avrupalılar; bu sıcaklar karşısında nasıl davranacaklarını da bilmiyor.
Örneğin evlerin çoğunda klima yok.
Bugüne kadar ihtiyaç bile duymamışlar.
Bizde ise klimasız yaşanmıyor.
Örneğin yazlık bölgelerde bayram boyunca çok sık elektrik kesintileri oldu.
Takip ettim; birçok yerde trafolar bu kadar ihtiyacı karşılayamadı.
100 binlik Çeşme’de 1 milyon kişi vardı.
Bodrum’a girebilmek için uzun kuyruklar vardı.
Bir yanda iklim değişikliği, bir yanda değişen yaşam biçimleri yazlık bölgelere talebi artırıyor.
Altyapının yetersiz olduğu bir gerçek...

Yazarın Tüm Yazıları