Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Herkesin hayatı ayrı bir hikâye

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Hepimizin bildiği gibi, Türkiyede bir engelli olarak yaşamak oldukça zor.

 

Erişim sorununun, her anlamda, hâlâ çözülememiş olması bu zorluğun en büyük nedenlerinden biri. Ve bu zorluğu yaşayanlar yalnızca engelliler değil; yakınları da onlarla birlikte aşmak zorunda karşılarına çıkan engelleri.

 

Bana göre, önemli olan soruna nasıl yaklaştığımız. Bardağın yalnızca boş tarafına değil, dolu tarafına da bakmaya çalışmalıyız.

 

Karamsarlığı değil, umudu ve mutluluğu seçebilmeliyiz.

 

Başımıza gelenleri değiştirmek çoğu zaman mümkün olamıyor.

 

Haberin Devamı

Ama bunu nasıl yaşayacağımızı seçmek bizim elimizde. İstersek dövünüp ağlayabilir, istersek durumu kabullenip var gücümüzle çözüm üretmeye çalışabiliriz. 


Beyazay Derneği İzmir Şubesi’nden Sayın Salih Arıkan bir süre önce engelli bir çocuk annesinin kaleme aldığı bir mektubu paylaşmıştı.

 

Söz konusu mektup yaşanan olumsuz bir olayın ardından yazılmış. Ben de sizlerle paylaşmak istedim bu kısacık ama duygu yüklü metni:


“Benim iki çocuğum var; biri on yedi diğeri yedi yaşında…

 

Evet, on yedi yaşındaki oğlum engelli. Engellilik oranı %98. Bunun ne anlama geldiğini belki de bilmediğiniz için paylaşacağım. Hiç konuşma yok.

 

Başkalarına göre garip sesler çıkarıyor. Anlamsız... (Bana göre ise çok anlamlı.) Çok zor yürüyor. Tekerlekli sandalye kullanıyoruz. Çatal, kaşık, bardak kullanamıyor. Biz yedirip içiriyoruz. Tuvalet ihtiyacını da biz gideriyoruz. Açım, susuzum diyemiyor...


Ama çok mutluyuz. Öyle olduğunu düşünüyorum. Biz de her aile gibi yazın tatile gidiyoruz. Hep birlikte denize giriyoruz.

 

Engelli oğlum denizi çok seviyor. Yaz ve kış her hafta sonu deniz kenarına gidip rüzgârın ve martıların sesini dinliyoruz.

 

Haberin Devamı

Denizin güzel kokusunu içimize çekiyoruz...

 

Birlikte alışveriş yapıp, yemekler yiyoruz. Dağlara çıkıyor, müzeleri geziyoruz.

 

Kaplıcalara gidiyor, sıcak sulara giriyoruz. Biz dört kişilik mutlu bir aileyiz…


Ve tabiî ki engelli oğlumun 2. sınıfa giden diğer oğlumdan hiç bir farkı yok.

 

Bu arada çalışıyorum. Ben bir öğretmenim ve çok tatlı, akıllı öğrencilerim var. Bazen onlarla da paylaşıyorum yaşadıklarımı.


Engellilerin değil diğer insanların duvarlarını yıkması gerektiğini düşünüyorum.

 

Artık lütfen bakışlarınızla, sözlerinizle, garip sorularınızla, ruhani yorumlarınızla engelli ve engelli ailelerini sıkmayın, bunaltmayın.


İnsanlar isterlerse her şeye zaman bulabiliyorlar. Ha çok kolay olmuyor tabi. Küçük oğlumun hafta sonları folklor kulübü çalışmaları var.

 

Haberin Devamı

Eşim Cumhuriyet savcısı. Onun da fazla mesaileri, nöbetleri var.

 

Kolay olmuyor; ama ben oturup derdine ağlayacak bir kadın değilim. Ben bir anneyim, öğretmenim…

 

İnsanların engelleri yüzünden etiketlenmelerini, evlere ya da bakım evlerine kapatılmalarını kabul etmiyorum.


Herkesin hayatı bir hikâye. Evet, hikâye ve hikâyenin nasıl olacağına siz karar verin. Hayalinizi geniş tutun ve özgür olun....”


Gerçekten de herkesin hayatı ayrı bir hikâye. Ve herkes farklı yaşıyor kendi hikâyesini. Benim de engelli bir kızım var.

 

O da benim gibi tekerlekli sandalyede sürdürüyor yaşamını.

 

Ama ben ona baktığım zaman yürüyemeyen bacaklar değil, pırıl pırıl bir zekâ görüyorum.

 

Haberin Devamı

Tüm dünyayı kucaklayacak kadar kocaman bir yürek görüyorum.

 

Tanrı’ya bana bu denli akıllı ve bir o kadar da duyarlı bir çocuk verdiği için şükrediyorum.

 

Onun annesi olmak bana gurur veriyor.

 

Ama bu kızımın da arkadaşları gibi yürüyebilmesini, koşabilmesini arzulamadığım, bunun için üzülmediğim anlamına gelmiyor.

 

Keşke durumu değiştirecek bir şey gelseydi elimden. Fakat yok işte…

 

Bu yüzden yıllar önce bu konuya takılıp kalmayı, kendimi de onu da üzmeyi bıraktım.

 

Yüzümü onun başarılarına çevirdim. Ve inanın çok güzel şeyler gördüm…


Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…    

 

Yazarın Tüm Yazıları