Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Evlât acısının böylesi…

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

 

Çalışmalarını “İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon” bünyesinde sürdüren Cumartesi Anneleri tam 600 haftadır adalet aramayı sürdürüyor. 

 

Evlât acısının böylesi…

 

Güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra kendilerinden haber alınamayan insanların aileleri ve onları destekleyen İnsan Hakları Savunucuları’nın 27 Mayıs 1995 tarihinde başlattıkları barışçıl direniş 24 Eylül 2016’da altıyüzüncü haftasını tamamlıyor. Gözaltında kaybolanları, bir-iki örnekle hem hatırlamak, hem de sizlere hatırlatmak istiyorum.

 

Haberin Devamı

Gözaltında kaybolan ilk kişilerden olan Veysel Güney, 28.12.1980 tarihinde, 24 yaşındayken Antep’te gözaltına alınmış. Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No.lu Askeri Mahkemesi’nde yargılanmış. İlk duruşması 6 Şubat 1981’de yapılmış. 11 gün sonra, 17 Şubat 1981’de yapılan 2. duruşmada, kendisini suçlayacak deliller olmaksızın idama mahkûm edilmiş. Avukat talebi reddedilmiş, savunma hakkı yok sayılmış.

 

Veysel Güney cezaevinde kaldığı sürece hücrede tutulmuş. Ailesi ile görüştürülmemiş, mektup alması ve yazması yasaklanmış. Yatak, battaniye gibi ihtiyaçları dahi karşılanmamış. Havalandırmaya çıkartılmamış. Sistematik şekilde işkence görmüş. Ve Meclis kararı olmadan, özel kanun çıkartılarak 10 Haziran 1981 tarihinde Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde idam edilmiş. Annesi, babası ve kardeşi idama giden Veysel’le vedalaşırken aralarında silahlı asker barikatı varmış. Veysel’in elleri kelepçeliymiş, birbirlerine dokunmalarına izin verilmemiş. 

 

İdam sonrasında Veysel’in üzerinde bulunan kalemi, sigarası ve çakmağı tutanakla babasına teslim edilmiş. Ancak cenazesi “O’nun mezara ihtiyacı yok, belki köpeklerin önüne atarız” denilerek ailesine verilmemiş. Babasına iletilmek üzere 10.06.1981 tarihli 266 sayılı Tutanak’la Yüzbaşı Burhan Erdem’e teslim edildiği söylenen cansız bedeni ise kaybedilmiş. Bu konuda yapılan tüm başvurular ve suç duyuruları takipsizlikle, verilen hukuk mücadelesi ise başarısızlıkla sonuçlanmış. Devletin her ay emekli maaşı ödediği Yüzbaşı Burhan Erden’e ise hiçbir zaman ulaşılamamış. 

 

Haberin Devamı

Veysel’in annesi Zeynep Güney 2012’de bu dünyadan ayrıldı. Bu acılı annenin Haziran 2012’de Cumartesi Anneleri’ne gönderdiği mesajı sizlerle de paylaşmak istiyorum:

 

“Bugün Cumartesi Anneleri’nin yanında olmayı çok isterdim. Fakat rahatsızlığımdan dolayı olamıyorum. Beni 32 yıldır yavrumun mezarına hasret koydular. Ben onun resmini gözüme çizdim, mezarını kalbime yazdım, ismini dilime yazdım. Ama yavrumun mezarını ölmeden görmek istiyorum. Cumartesi Anneleri’nin hepsini sevgiyle kucaklıyorum.”

 

Evlât acısının böylesi…

 

Ama ne yazık ki ne annesi Zeynep Güney ne de 4 Ocak 2014’te vefat eden babası, Veysel Güney’in mezarını görebilmiş değil.

 

Şırnak’tan Zeynep Demirhan ise, vekili saydığı ve Galatasaray’daki sesi olarak kabul ettiği Cumartesi Anneleri’ne şöyle sesleniyor:

 

Haberin Devamı

“14 Haziran 1993 tarihinde 5 köylümüz ile birlikte gözaltına alınan ve kaybedilen Mehmet Salih Demirhan'ın eşiyim. Dile kolay tam 23 yıl oldu. Bir sabah seher vakti askerler eşimi alıp evimizi ateşe verdiler. Eşimle beraber 5 köylümüz daha aynı akıbeti paylaştı. Biz ailesi olarak hiç bırakmadan ‘Mehmet Selim Demirhan nerede?’ diye sorduk. Çocuklarım büyüdü, onlar da babalarını sormaya devam ettiler. Ne yazık ki eşimin ve diğer köylülerimizin kemiklerine bile ulaşamadık.

 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde davamız mahkûmiyetle, ama Ankara'da görülen davamız beraatla sonuçlandı. Türkiye'de hukuk, adalet bize uğramadı. Babamız nerede demekten vazgeçmeyen çocuklarıma, babası kaybedilen başka çocuklar eklendi. Başka kadınlar eşsiz, başka anneler evlâtsız kaldı.

 

Haberin Devamı

Lütfen daha gür bir sesle soralım; ‘Nerede bu insanlar?’ diye.Daha gür bir sesle soralım; ‘Adalet nerede?’ diye.Dün benim eşim, bugün başkaları,  yarın sen veya senin baban, abin, kardeşin olabilir.Susmayalım.”  Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon’u bünyesinde barındıran İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, 24 Eylül buluşması için bir “Dayanışma Çağrısı” yayınladı. Söz konusu Çağrı bizlere şöyle sesleniyor:

 

“Devletin, gözaltında kaybetme politikasıyla yönetildiği günlerde güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra varlığı inkâr edilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların aileleri ile onları destekleyen insan hakları savunucuları 27 Mayıs 1995 tarihinde ‘Kayıplarımızı istiyoruz!’ diyerek barışçıl bir direniş başlattılar. Her cumartesi saat 12.00 de İstanbul’un en işlek yeri olan Galatasaray’da yüzlerce kaybın fotoğrafını taşıyarak hakikat ve adalet talep eden seslerini yükselttiler. Türkiye'nin en uzun erimli protestosuna, sivil itaatsizlik eylemine dönüşen cumartesi buluşmaları 24 Eylül 2016 tarihinde 600. haftasına girecek. Cumartesi Anneleri 600 haftadır kayıplarını arıyor, 600 haftadır adalet arıyor, 600 haftadır ‘Aslında kaybedilmek istenen, insanlığımızdır’ diyerek insanlık onurunu sahipleniyor olacaklar. Sizi 24 Eylül 2016 tarihinde insanlık onurunu hedef alan zorla kaybetme suçuna karşı ses çıkarmaya; Cumartesi Anneleri’nin hakikat, adalet ve barış talebini desteklemeye çağırıyoruz.”

 

Haberin Devamı

Söz konusu çağrı ile ilgili hazırlanan videoya <https://www.youtube.com/watch?v=ndsDz8-Y3Og> adresli linkten ulaşabilirsiniz. 

 

Yorum sizin… 

 

Ben kendimi Cumartesi Anneleri’nin yerine koyuyorum ve söyleyecek hiçbir söz bulamıyorum…   

 

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

Yazarın Tüm Yazıları